2 Mart 2009 Pazartesi

TÜRKİYE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU VE ÇOCUK 1921 - 1983

TÜRKİYE ÇOCUK ESİRGEME KURUMU VE ÇOCUK 1921 - 1983

Sosyal Hizmet Uzmanı
*Bu Makale Sayın Turgay ÇAVUŞOĞLU' nun özel izni ile bu sayfada yer almaktadır. Tüm hak ve sorumlulukları Sayın Turgay ÇAVUŞOĞLU' na aittir.
Giriş :
Himaye-i Etfal veya bu günkü adıyla Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunu incelediğimizde,kurumun sosyal hizmetler alanında bir çok yeniliği uygulamaya soktuğunu ve genç cumhuriyete sağlıklı kuşaklar kazandırmayı amaçladığını görürüz. Gönüllülük esasıyla yola çıkan Himaye-i Etfal , halkın yardımlarını almakla kalmamış devletin sosyal hizmet politikasına yardım çalışmaları ile devlet desteğini arkasına almıştır. Desteğin en büyük göstergesi başta Atatürk olmak üzere daha sonra görev alan devlet büyüklerinin kuruma verdiği maddi ve manevi destekleri olmuştur.
Tarihsel Gelişim :
"Himaye-i Etfal Cemiyeti ilk olarak 1908 yılında Kırklareli'nde kuruldu. Mahalli nitelikteki bu cemiyet çalışmalarını Balkan Savaşına kadar sürdürdü. 1917 yılında ise Himaye-i Etfal Cemiyeti İstanbul'da umumi bir tarzda teşekkül etti . Kırklareli'nde daha önce kurulmuş olan da İstanbul'daki cemiyete iltihak etti . Başka şubeler de açan cemiyet, savaşın ortaya çıkardığı kimsesiz çocukların himayesi ile meşgul oldu. Şubelerin faaliyetlerini uzun süre devam ettirememesine rağmen, İstanbul'da ki cemiyet mevcudiyetini Mütareke döneminde de devam ettirdi. Himaye-i Etfal Cemiyeti, 17 Ocak l921 tarihli bir padişah iradesi ile kamu yararına çalışan cemiyet olarak kabul edildi " 1
1 Hasan Al bayrak, “ Himaye-i Etfal Cemiyeti” Tarih ve Toplum , C:9 S:52, (Nisan 1988), s.31
Bir başka kaynakta, " Bizde çocuğu esirgeme faaliyet ve teşkilatı filhakika, vakıf yolu ile ve ferden çok eskiden başlamıştır. Ancak bir din ve sevap endişesi dışında, bir hayır ve sadaka işi halinde değil de, modern bir cemiyet icabı olarak işe başlamamız, diğer milletlerden çok sonradır. Bu yolda ilk teşebbüs 1916 da İstanbul un işgali sırasında yapılmıştır. O karanlık ve kararsız işgal yıllarında vatan müdafaasına koşan, esarette kalan, sürgün edilen babaların kimsesiz bıraktığı çocuklar çoğalmış ve bunlardan mühim bir kısmı sokaklara dökülmüştü. Sokakları dolduran bu çocukların sefaleti karşısın da ilk harekete geçen rahmetli Ahmet Muhtar Bey (Vaşinton Büyük Elçisi) ve rahmetli Besim Ömer Paşa olmuştu. Bu iki büyük Türk insanı, Cumhuriyet gazetesi müessesi rahmetli Yunus Nadi, Vatan gazetesi Başmuharriri Ahmet Emin Yalman'ın babası rahmetli Tevfik bey ve o zamanın Polis Müdürü rahmetli Tevfik Hadi beyin de beraberliği ile Çocuk Esirgeme Kurumunu meydana getirmişler ve Beyazıt’ta halen faaliyette bulunan süt damlasını kurmuşlardır. Bu harekette ilk öğretim müfettişi ve gazeteci Mehmet Ali bey ( halen Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürü Mehmet Ali Sancaktar) da çok faal bir rol almış ve tertemiz bir idealistlikle teşkilatın emrinde çalışmıştır.
İstanbul’da doğan ve gayet güzel Türkçe konuşan Fransız İşgal kuvvetlerine mensup General Saruat ve Mösyö Seon'un bu hareketi desteklediklerini bu arada söylemek kadirbilirlik olur.
Bu hareketin memleket ölçüsünde bir genişlik aldığını söylemek maalesef imkansızdır. Ancak Kırklareli’nde belediye doktoru Fuat beyin ( Fuat Umay) bu kurumun bir şubesini açtığı ve kendisinin mutasarrıf Kemal beyden (Kemal Gedeleç) büyük ve ciddi yardımlar gördüğünü bugün biliyoruz.
İstanbul da ve Kırklareli’nde çocuk sefaletini önlemek üzere çalışan bu idealistlerin hemen hepsi, Anadolu’da İstiklal savaşı başladıktan sonra Ankara’ya geçmişler, fakat İstanbul’da başlayan hareket durmamış, devam etmiştir.2
" Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunu Ankara'da kuranlar şunlardır: Mustafa Fevzi Paşa (Kozan Mebusu), Dr. Adnan Bey (İstanbul Mebusu), Dr.Fuad Bey (Bolu Mebusu), İbrahim Süreyya Bey (Saruhan Mebusu), Mustafa Necati Bey (Saruhan Mebusu), Dr. Refik Bey (Beyazıt Mebusu), Muhtar Bey (İstanbul Mebusu), Rauf Bey (Büyük Millet Meclisi İkinci Başkanı), Şeref Bey (Edirne Mebusu), Vasıf Bey (Heyet-i Merkeziye Azasından), Abdullah Azmi Bey (Eskişehir Mebusu ), Yunus Nadi Bey (İzmir Mebusu), Nafiz Bey (Erzurumlu Tüccar), Dr. Rıza Nur Bey (Sinop Mebusu), Faik Bey (Edirne Mebusu), Hüseyin Ragıp Bey (Matbuat Umum Müdürü ), Hoca Esat Efendi (Aydın Mebusu), Eyüp Sabri Bey (Eskişehir Mebusu), Emin Bey (Canik Mebusu), Enver Bey (İzmir Mebusu), Hamdi Bey (Bilecik Mebusu), Vehbi Bey (Niğde Mebusu)3
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun kendi yayınlarında , kuruluşunu 10 Haziran 1921 mi yoksa 1 Ekim l921 mi olduğu konusu açıklığa kavuşturulmuş tur.
" Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, 10 Haziran l921 de Ankara'da resmen teşekkül etmiş kuruluşundan itibaren Türk Çocuklarının hayat ve hukukunu korumak davasını ele almıştır.
1 Ekim 1921 de işe başlayan Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ilk iş olarak yurdun müdafaası ve milletin istikbalini sağlamak için cephede savaşan babaların, cepheye cephane yetiştirmeye koşan annelerin cephe gerisinde kalan yavrularına kucak açmıştı. Bu suretle Kurtuluş Savaşına kendi davası çerçevesi içinde katılan Çocuk Esirgeme Kurumu ordu saflarında ve halk arasında itibar bulmakta gecikmemiş savaşanlar ve cephe gerisinde himaye altında bulunduklarını bildikleri için müstevliyi kovmaktan başka kaygıları kalmamıştı."4
1 Ekim l921 tarihiyle ilgili olarak kurumun resmi kayıtlarında " Çocuk Esirgeme Kurumu, 30 Haziran l921 de kurulmuş, fakat Kurtuluş Savaşının o en buhranlı günlerinde hemen çalışmalarına başlayamamıştır. Onun asıl çalışması, 3 ay sonra, 1 Ekim 1921 de başlar" ifadesiyle yer almıştır .5
30 Haziran 1921 tarihinde Ankara'da ( Hakimiyeti Milliye) matbaasının bütün mefruşatı bir masa ve on kadar sandalyeden ibaret olan küçük bir odada tesis edilerek, on arkadaşın verdikleri ikişer liradan ceman yirmi lira ile işe başlayan Kurum; bir müddet Hacıbayram caddesindeki eski mektep binasında ve sonra yine aynı caddede kiraladığı binada çalışmaya, alt iki odanın birinde bir katiple çalışırken diğer odada hasta çocukları muayene ve tedaviye başlamıştır. Üsteki iki odayı ve arkadaki küçük bahçeyi kiraya vererek binada parasız oturmayı ve bir miktar varidat temin etmiş, en üst katta kimsesiz küçük bir misafirhane tesis eylemiştir. İlk eşya yardımı olarak Akçeşehirli Arif ( bey ) tarafından verilen iki top kumaşla giydirilen fakir yavruların muhitte yapmış olduğu iyi tesir, yardımların tevalisini intaç etmiş; bunlar bilhassa İstiklal savaşındaki zabitan üzerinde çok iyi izler hasıl etmiştir. "6
2.Osman K. Akol, Kimsesiz Çocuklar, Örnek Matbaası , Ankara 1950, s.58 3.Tahsin Baranoğlu, “Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu”, Mülkiyeliler Birliği Dergisi, C: S: (1966 ) , s. 4.18. Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1959, s. 5 5.V.Bartu, 25 Yıl ( 1821-1946) 6.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi , Resimli Ay Matbaası, İstanbul 1940, S. 3
" İstiklal harbinde, savaş sahası olan köylerde kimsesiz çocukların çokluğunu ve yıkılmış evlerinin duvarları diplerinde yaşayan bu yavruların korunmaları lüzumunu sayın Meraşal Fevzi Çakmak bir telgrafla Kurumumuza bildirmişlerdi.
Ankara muhtarlarının gayreti ve halkın gösterdiği uluvvü cenap ve şefkat dolayısıyla üç beş gün içinde bin beş yüz çocuk için evlerde muvakkat yerler hazırlamış ve bu yavruların giydirilmesi ile istirahat ve iaşelerinin teminine başlamıştı.
Gelen çocukların şehir hayatlarına uymaları ve köylerine dönmek iştiyaklarına tahammül edememeleri çocukların bir kısmının geri gitmesini intaç etmişti. Kalan çocuklardan mühim bir kısmı Darülitamlara gönderilerek okumaları temin olunmuştu. Bugün bu köy çocukları arasında doktor, mühendis, müddeiumumi, hakim, ressam, sanatkar olanlar vardır. Kurum çalışmalarının tebellür etmeğe başlaması müracaat edenleri çoğaltmıştı. Müracaat edenlere müspet cevap vermek ve Kurumun asıl gayesi dahilinde bulunan süt çocuklarını koruma ve yaşatma çarelerini temin eylemek için süt çocuklarına mahsus bir yuva açmak ihtiyacı vardı. Bu müesseseyi açmakla beraber annelerin çocuk bakımı hakkındaki bilgilerini fenne uygun bir şekilde genişletmek en esaslı bir tedbir olacağını tabii görerek kız mekteplerinde (Çocuk bakımı) dersini programa koymalarını Maarif vekaletinden rica etmiştik. Vekalete takdim etmiş olduğumuz gibi mektepli kızlarımız kozmoğrafyadan mükemmel malumat sahibi oldukları halde bir çocuğun derecesi nasıl alınır, bunu bilmiyorlardı. O zaman vekil bulunan Seyhan Milletvekili merhum İsmail Safa Özler bu teklifimizi çok yerinde bularak programlara Çocuk Bakımı dersini ilave ettirmişlerdi. "7
7.Dr. Fuat Umay,Çocuk Esirgeme Kurumu 25 Yılda Neler Yaptı. Çocuk Davamız , Meşher Basımevi, İzmir 1946, S. 6.
Ulu önder Atatürk'ün gerek askeri, gerekse sivil yaşamı incelendiğinde, çocuklara karşı özel bir sevgisinin olduğu görülür. Gazi Mustafa Kemal Paşa özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında yetim çocuklara karşı başlayan koruyuculuğunu , Çocuk Esirgeme Kurumunda kurumsallaştırmıştır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Riyaseti
Başkitabeti
Evrak ve Tahrirat Kalemi
Adet - 1143 Ankara - 1.8. 337
Ankara'da Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesi Riyasetine
11. Temmuz . 37 Tarih ve bir numaralı tezkereyi aliyelerinde taleb buyurulduğu veçhile Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesinin himayesini kemali iftiharla kabul ettim. Cemiyetin kıymetkar ve feyizkar mesaisinde muvaffak olmasını temenni eylerim efendim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Reisi (8)
M. KEMAL
Varide numarası 2
8.Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu arşivi
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu arşivlerinden alınan bu belgeden de anlaşılacağı üzere M.Kemal Atatürk Çocuk Esirgeme Kurumunun korunmasında sürekli yardımcı olmuştur. Bu desteğini göstermek amacıyla , düzenlenen Çocuk Haftası kutlamalarına katılmıştır.
" 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Haftası'na Gazi Mustafa Kemal de yakın ilgi göstermiştir. Himaye-i Etfal Cemiyeti yöneticileriyle bir grup çocuğu Çankaya'da kabul ederek onların bayramını kutlamıştır. 23 Nisan 1929'da Ankara Palasta verilen müsamereye de katılarak çocuklarla yakından ilgilenmiştir."9
9.Cemil Sönmez, Atatürk ve Çocuklar ,Ajans-Türk Matbaacılık , Ankara 1992 , S. 69
Çocuk Esirgeme Kurumu " Cumhuriyetin ilerleyen yıllarında Mustafa Kemal'in çocuklara olan sevgisinin simgesi olmuş ve Dünya tarihinde çocuklarına bayram armağan etmiş ilk ve tek ulus olarak çocuk konusunun ve çocuğa verilen değerin canlı tutulmasında ve çocuklara yönelik sosyal hizmetlerin yürütülmesinde ve geliştirilmesinde baş rol oynamıştır".10
10.Ethem Çengelci, Cumhuriyet Türkiyesinde Sosyal Hizmetlerin Örgütlenmesi, Şafak Matbaacılık, Ankara 1996 , S. 6
Bazı kaynaklarda Çocuk Esirgeme Kurumuna Atatürk'ün ilgisinin yanı sıra eşi Latife Hanımında çalışmalara katkı verdiği görülmektedir. " İlim heyeti toplanmazdan birkaç gün önce Fuat Bey:
- Cemiyetimizin başkanı, Mustafa Kemal'in refikası Latife Hanımdır. Ben kendisine hazırladığınız projeden bahsettim. Toplantıdan önce, projeyi dinlemek ve sizinle konuşmak istiyor, dedi.
Ben projeyi Latife Hanım'ın dinlemesinde hiç bir mahsur görmedim. Müspet bazı fikirler verirse elbette ki faydalı olurdu. Latife Hanım'ın geleceği günü kararlaştırdık, Cemiyetin merkezinde Fuat Bey'in odasında buluştuk ." 11
11.Sabiha Sertel , Roman Gibi, Belge Yayınları ( İkinci Baskı) , İstanbul 1987 , s 73
KURUMUN ETKİNLİKLERİ ;
Daha öncede belirttiğimiz gibi Himaye-i Etfal veya bu günkü adıyla Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ,ülkemizdeki gönüllülük esasıyla yola çıkıp,ülke çapında örgütlenebilen , yaşamını uzun bir süre sürdüren ve sosyal yardım alanında bir çok ilklere imzasını atan bir kuruluştur. Devlet ve halkın desteğini sürekli arkasında bulan ,sosyal hizmetler alanında günün gereklerini çok iyi inceleyerek, önlemler arayışı içerisine giren kurum etkinliklerini sadece yurt içinde sürdürmekle kalmamış yurt dışında da örgütlenmiş ve etkinlikler düzenlemiştir.
Çocuk Esirgeme Kurumunun yönetmeliğinin incelenmesi halinde, ne kadar sistematik bir şekilde çalışma programı hazırladığı anlaşılabilir.
" A) Evleneceklerin beden ve ruhça denk olmaları lüzumunu telkine çalışmak,
B) Gebelik zamanında ananın göz önünde tutacağı sağlık kaidelerini ve çocuk bakımını öğretecek yayınlar yapmak ve polikinlikler kurmak,
C) Çocuk bakım kursları açmak, çocuk bakım hemşireleri yetiştirmek,
Ç) Doğumevleri açmak ve işletmek,mevcut doğumevlerine yardım etmek,
D) Zayıf gebe kadınlara doğum zamanında gereken kuvvetli ve doğumdan sonra yavrusuna süt verebilecek yeterliliği sağlayacak ana bakımevleri açmak,
E) Yoksul emzikli annelere ve çocuklara ucuz veya parasız yiyecek ve giyecek maddeleri sağlamak veya bu maksatla aş evleri kurmak,
F) Yoksul anneler ve çocuklar için ucuz veya parasız banyolar tesis etmek,
G) Hasta veya muhtaç çocuğa süt veremeyecek anneler için süt damlaları kurmak, süt, süt tozu, mama vermek ve süt çağındaki çocukların gıdalarını sağlık şartları altında temin edecek tedbirleri almak,
H) İşe giden annelerin çocukları için çocuk bakımevleri vücuda getirmek, kadın işçi çalıştıran müesseselerde bakımevleri kurma veya kurdurmayı sağlamak ve bunlara yardım etmek,
İ) Çocuklar için yuvalar açmak ve muhtaç çocukları bunlardan parasız faydalandırmak, yuva olmayan yerlerde parasız veya bakım parası Kurum tarafından ödenmek üzere bunları aileler yanına vermek ve durumlarını gözetmek,
J) Çocuk poliklinikleri, hastaneleri, prevantoryum ve sanatoryumları açmak ve işletmek, bu maksatla açılmış veya açılacak olanlara iştirak etmek veya yardımda bulunmak, yoksul emzikli anne ve çocukların bu tesislerden parasız faydalanmalarını sağlamak,
K) Muhtaç çocuklara fakir ve emzikli analara parasız ilaç vermek,
l) Fakir okul çocuklarına okuma, yazma levazımı, giyim eşyası sağlamak ve bunların beslenmeleri için aş evleri, öğrenci sofraları vücuda getirmek,
M) Tatil devrelerinde okul çocukları için öğretmen idaresinde bakımlarını, beden ve ruh eğitimlerini sağlayacak kamplar kurmak, fakir çocukları bunlardan parasız faydalandırmak,
N) Sağlık ve terbiye şartlarına haiz çocuk bahçeleri kurmak ve bu bahçelerin kurulmasında ve bakımında belediyeleri desteklemek,
O) Çocuk tiyatro ve sinemaları ve benzeri yerleri açmak ve işletmek, veya mevcut olanlara yardım etmek suretiyle çocukların boş zamanlarını faydalı geçirmelerini sağlamak,
Ö) Çocuk kitabevleri, okuma odaları vücuda getirmek ve faydalı çocuk mecmua ve kitapları yayınlamak ve bu kabil kitapların telifini teşvik için müsabakalar tertip etmek,
P) Çocukların ve çocuklu annelerin seyahatlerinde, umumi yerlerde ve çalışanların iş yerlerinde durumlarıyla ilgilenerek kendilerini korumak ve gerekli yardımları yapmak,
R) Çocukların dairelerde veya mahkemelerde haklarını sağlayacak tedbirlere başvurmak, velisiz ve vasisiz çocukların kanun hükümlerine göre vasiliğini almak ve bu sıfatla bunların her türlü mallarını idare etmek, hak ve menfaatlerini korumak,
S) Çocuk mahkemeleri, çocuk cezaevleri açılmasını temine çalışmak, vücutça ve ruhça sakat çocuklar için ıslah evleri kurmak, bunlara gereken maddi ve manevi yardımlarda bulunmak,
Ş) İş görecek yaşta ve durumda bulunan çocuklara iş bulmak ve bunları münasip işlere yerleştirilinceye kadar barındırmak ve bakmak,
T) Çocuk ölümünü azaltıcı tedbirleri almak, bu tedbirleri maddi ve manevi şekilde desteklemek,
U) Çocuk düşürmeyi önleyici tedbirlere başvurmak,
Ü) Himaye ve yardıma muhtaç çocuklar için sosyal vergiler konulmasına veya prim verilmesine ve kendi imkanları nispetinde çocuklar için bir sosyal sigortanın tahakkukuna çalışmak,
V) Hakiki veya hükmi şahsiyeti haiz kimseler tarafından yapılan veya yaptırılan ve Kurumun maksatlarına uygun her türlü tesislerin yapılışlarına, işletme ve gelişmelerine yardımda bulunmak, bunların yaşaması için vücuda getirilen tesislerin idaresini üzerine almak veya bunlara iştirak etmek,
Y) Belirli maksatlara tahsis edilmek üzere yapılan bağışları kabul ederek bu maksatların tahakkuk ettirilmesini sağlamak, zaruri ve faydalı görülen hallerde bunları Kurumun yardımlarıyla desteklemek,
Z) Ananın gebeliğinden, çocuğun doğup büyümesine kadar bakım, sağlık ve eğitimini sağlayacak her türlü faydalı tedbirleri almak, bu maksada yarar tesisler vücuda getirmek, mevcutları destekleyerek çalışma ve gelişmelerine yardım etmek."12
12.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Tüzüğü , Doğuş Ltd Matbaası, Ankara 1954 , S. 3
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Tüzüğünden de ( 1954) anlaşılacağı gibi kurum ,sosyal hizmetler alanında çağdaş çözüm arayışları üretmiş ve bunları tüzüğüne almıştır. Çalışmalar sadece tüzükte kalmamış , tüzükte yer almayan ; çocuk haftası, gönüllülerle çalışmalar, çocukların üretici hale getirilmeleri için yapılan çalışmalar, sokak çocukları çalışmaları , gürbüz çocuk yarışmaları, yaz okulu çalışmaları, sağlık müzeleri, eşya piyangoları, kurutma kağıdı, oyuncak ve otomatik tartı makinaları ithalatı, vb gibi bir çok ilkin başlatılmasını sağlamıştır.
A- KURUMSAL ETKİNLİKLER
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun tarihsel gelişimine baktığımızda , kurumun ilk yıllarında , parasal yardımlara ağırlık verdiğini görürüz. 1922 yılında çalışmalar muayene ve tedavi, para yardımı ve koruma olarak yapılmıştır.
1923 yılında yiyecek yardımına ağırlık verilmiş, 1924 yılında ise paralı ve parasız süt dağıtımı işine girilmiştir.1925 yılından itibaren yiyecek yardımı, doğum yardımı, okul malzemeleri dağıtımı , 1926 da bu hizmetler sürdürülmüş, 1927 yılında kurum banyoları açılmış, 1928 yılından itibaren çocuk bahçeleri kurulmaya başlanmıştır.1929 yılından itibaren kuruluşlara ağırlık verilerek , doğrudan koruma çalışmaları başlatılmıştır.
Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanı Fuat Umay 1941 yılında yapmış olduğu bir radyo konuşmasında : " Yurdumuzun her tarafına uzanmış olan şefkat şebekelerimizin feragatle çalışan kıymetli uzuvları 1940 senesi sonuna kadar 20 senede 3.469.990 çocuğa yardım edebilmişlerdir. Bunlardan 2.334.168 çocuğa süt ve sıcak yemek verilmiş, 1.135.822 çocuğa da giydirilmek , muayene ve tedavi edilmek ve mektebe verilmek suretiyle yardım edilmiştir.
Bu rakamlar 700 şubemizin 427 sinden gelen istatistiklere dayanmaktadır. Kurumumuzun 20 senede tesis edebildiği sıhhi ve içtimai yardım müesseseleri, bir çocuk bakıcı mektebi, üç doğumevi, iki ana mektebi, beş pansiyon, dört diş muayenehanesi, dört yüzme ve kum havuzu iki dispanser, on bir süt damlası, iki sinema, iki sıhhat müzesi, on bir çocuk okuma evi, otuz dokuz çocuk yuvası, elli beş çocuk bahçesi, yetmiş sekiz aşevi ki ceman 284 tür."13 şeklindeki ifadesi ile kurumun çalışmalar hakkında bilgi vermiştir.
13.Fuat Umay, “ Çocuk Esirgeme Kurumunun Çalışmaları” , Cumhuriyetin 18.nci Yıldönümünde Hitabeler ve Konferanslar, Çankaya Matbaası, Ankara 1941, S. 127.
1946 yılı verilerine göre kurumun 447 kuruluşu, 194 bina ve arazisi bulunmaktadır.
" Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkez ve Şubelerinin Yardım Müesseseleri
Müesseseler Sayı
Çocuk Yuvaları ve Şefkat Yuvaları.....45
Gündüz Bakım evler ( Kreşler )..........25
Çocuk Yurtları.....................................9
Süt Damlaları.....................................21
Muayenehaneler................................61
Diş Muayeneleri..................................5
Doğumevleri.......................................3
Pansiyonlar........................................9
Aşhaneler.........................................38
Talebe Sofraları.............................112
Çocuk Bahçeleri..............................71
Banyolar..........................................10
Sinemalar.........................................13
Okuma Odaları................................11
Çocuk Kütüphaneleri.........................5
Çocuk Bakıcılık Müzesi.....................2
Çocuk Bakıcılık Okulu......................1
Ana Mektebi....................................2
Yüzme ve kum havuzu......................4
Yekün......................................... 447
Binalar ve Arazi
Bina; dükkan ve mağazalar (37 )....123
Tarla, mera, çayır; bağ ve bahçe.......29
Arsa................................................35
Maden suyu ve membalar..................6
Plaj ..................................................1
Yekün..........................................194 (14)
1- Süt Damlaları
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun başlattığı çalışmanın ilkleri arasında süt damlalarını sayabiliriz. Ekonomisinin yetersizliği ve savaşın yaralarını saramama, o dönem ülkenin en büyük sorunlarının başında gelmektedir. Süt Damlaları herhangi bir nedenle anne sütünden yoksun bulunan veya anne sütü yetişmeyen çocuklara mikropları öldürülmüş iyi süt ve süt almak için gelip hasta olanlara ilaç vermek amacıyla kurulmuştur.
"Umumi harp belası memleketi yakıp kavurduğu vakit zavallı yavrular içecek süt değil ,yiyecek ekmek bile bulamıyorlardı. O vakit nice yavrular açlık ve düşkünlük yüzünden helak olup gitmişlerdi. Bu gün Himaye-i Etfal Cemiyetinin vücuda getirdiği Süt Damlası evi sayesinde her yıl yüzlerce yavrunun ölümden kurtulduğunu görüyoruz .. Çocuk kıranının başlıca sebebi süttür. Temiz ve gıdalı süt içemeyen , ana sütünden her ne sebeptense mahrum kalan bebekler, midelerinin hazmedemediği şeyleri yediklerinden, ister istemez, mideleri bozuluyor, ishale tutuluyor, yavaş yavaş kuruyup sönüyorlar."15
Süt Damlalarıyla ilgili ilk kuruluşlardan birinin İzmir'de açıldığı anlaşılmaktadır." İlk teşekkülünden itibaren memleketimizin her tarafında Merkez, Şube ve kollar açmak suretile yayılmaya başlayan kurumumuz 1923 Yılında da İzmir’de bir süt damlası ile bizlerden evvel vazife alan feragatli arkadaşlarımızın gayretli çalışmaları ile İzmir merkezinin nüvesini teşkil etmiş ve o zaman atılan Çalışma Tohumu şimdi bu raporda rakamlarla ifade edilen Çocuk Esirgeme varlığını temin etmiştir". 16
Sütlerin hazırlanması ve dağıtımıyla ilgili olarak ; " Sütler günü gününe hazırlanır. Bu sütler, 1927 de Avrupa'dan mahsus ısmarlanıp getirilen ağzı bira şişesi gibi lastikli, yaylı tıpalı şişelerde annelere dağıtılır. Bir de şu ıstatiki gözden geçirelim: 1927 senesinde her gün süt verilen çocukların sayısı 1605, bunlara verilen süt miktarı da 16.568 kilodur.1046 çocuk muayene ve tedavi edilmiştir. 82 anne ile çocuk göz hastalığı için gelmişler, iyice bakılmışlardır. Doktorlar bu işleri parasız yapmışlardır." 17 şeklinde bir ifade ile karşılaşıyoruz.
14.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezi, “ Genel Kongre 25 ve 26 yıllar 1946 - 1947 İş ve Hesap Raporu , Çankaya Matbaası, Ankara 1948, S. 11 15.“ Süt Damlası” Halk,Devlet Matbaası, İstanbul 1929, C:3, S:7, s.5 16.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu İzmir Merkezi, 1945-1946 Yılı Genel Kurulunda Okunan Bir Yıllık Faaliyet Raporu ve Hesabatı, Nefaset Matbaası, İzmir 1946, s.3 17.Süt Damlaları, a.g.k. S. 51
2 -Aşevleri
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun tarihçesini incelersek, kurumun aşevleri kanalıyla önemli bir hizmeti başlattığını görmekteyiz.
" Gıdasızlık, yoksulluk, felaket dolayı siyle çocuklarda fizyolojik sefalet göze çarpacak kadar ilerlemiş yerlerde açılır. Gündüz bakımevi açılmayan yerlerde çocukları kurtarmak için aş evleri açılabilir, yoksul ve cılız çocuklarla sıcak yemek bulamayan fakir talebeye öğle ve akşamları sıcak yemek ve çorba vermeğe çalışır.
Aşevleri için özel ve geniş tesislere lüzum yoktur. Bir okulda, terk edilmiş boş bir medresede, hatta temiz bir barakada kurulacak mutfakla bir idareci ve iki aşçı yeter. Lakin bunu bir imaret haline koymaktan çekinmelidir. İsraftan kaçınmak, intizam ve temizliğe çok riayet etmek, sıkı bir sıhhi kontrole bağlı bulundurmak, temiz erzak, temiz hizmet temin etmek gereklidir. Yalnız Kolu ve mahalli alakadar erkanı tarafından gösterilecek yardıma müstahak yoksul ve kimsesiz çocuklara fakir ve cılız talebeye sıcak yemek vermeğe münhasır kaldığı, çok ciddi, temiz ve hesaplı idare edildiği taktirde fevkalade neticeler verecek aş evleri çocuklara yapılabilecek sosyal yardımın en göze çarpacak en çabuk neticeler verecek şümullü ve manalı şeklidir."18
18.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi,Güney Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.O , Ankara 1948 , s.42
Başka bir kaynakta aynı doğrultuda yapılan bir çalışmanın örneğine rastlamaktayız." Çocuk ve Anne Mutfağı: Mekteplerdeki gıdasız çocuklara öğle zamanları sıcak ve etli yemek vermek için tesis edilmiştir. Gündüz bakımevinin mutfağındadır. Bir defada 1200 çocuğa ve gebe kadınlara , emzikli kadınlara yemek verecek kabiliyettedir."19
19.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi,a.g.k. s.22
Aynı kaynakta istatistiki bilgi olarak tablo halinde ; 1938 yılında 146.956 çocuğa sıcak yemek verildiği, 1939 yılında ise 72.155 kab olmak üzere, 155.267 çocuğa sıcak yemek verildiği belirtilmektedir.
3 - Talebe (Öğrenci ) Sofraları
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Tüzüğünde " Yoksul okul çocuklarına okuma-yazma araç ve gereçleri, giyim eşyası sağlamak; bunların beslenmesi için aşevleri, öğrenci sofraları kurmak." yer almaktadır.
"Adından da anlaşılabileceği üzere bu sofralar ailenin yoksulluğu, kimsesizliği yüzünden yetecek kadar yemek alamayan, doymayan, sıcak yemekten mahrum kalarak uzvi sefalete düşen zayıf ve cılız çocukları bu sefaletten kurtarmak, sıhhat ve hayatlarını korumak suretiyle genç nesil arasında çelimsiz, düşkün ruhlu, hasta elemanları azaltmak için açılır.
Her memleketi ve ırkın kuvvet ve kudreti gençlerin kuvveti ile ölçülür. Çocukluk devresindeki türlü hastalık ve tehlikelerden yakasını kurtararak yaşama ve yaşatma hakkını kazanmış olan gençleri sırf yiyecek ve geçinme zoru ile sefalete düşürmek büyük zarar olur. Bu şartlar içinde kalmış olan gençler hayatlarını koruyabilse bile gelişme ve kuvvetlenme devresinde kifayetsiz ve değersiz bir gıdanın ruhlar üzerinde husule getirdiği acı ve menfi düşkünlük maddi ve manevi korkulacak tesir yapar. Bu düşünceler okullarda yetişmeğe çalışan talebenin memleket ve millete faydalı olabilmesi, nesil için yüz karası olmaktan kurtulması için talebe sofraları açılmaktadır."20
20.ÇEK Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi,a.g.k. s . 43
Talebe sofraları kurumun merkez ve taşra örgütünce bağımsız olarak yürütülmüştür. Her şube bulunduğu yerde eğitim hizmeti götüren okullarla işbirliği yaparak yoksul öğrencileri saptamaktadır. Okul yönetimi seçtiği öğrenciler için yemek tabağı, kaşığı, çatalı sağlamaktadır. İsterse öğrenci bu malzemeleri evinden getirebilmektedir. Okulu öğrenciye yemek yiyecek yeri sağlamakta olup, şubeler yemeği ya kendileri organize etmekte yahut bir ahçıya bedeli karşılığında pişirtmektedir.
Talebe sofralarında ki amaç öğrencilere bol kalorili, temiz yiyecek yedirebilmektir. Bu çalışmalarda halkın büyük desteği sağlanmıştır. İsteyen kişiler kaç çocuğa bakacağını şubeye bildirmişler , ya yemekleri kendileri getirmişler veya , yemeğin maliyetini bilerek kuruma yardımlarda bulunmuşlardır.
"1946 verilerine göre Çocuk Esirgeme Kurumunun 112 Talebe sofrası bulunmaktadır."21
21.TÇEK Genel Kongre 25 ve 26 Yıllar İş 1946-1947 İŞ ve Hesap Raporu, a.g.k. s.11
4- Çocuk Bahçeleri :
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun gelişimine baktığımızda, dönemine göre çağdaş hizmetler götürdüğünü görmekteyiz. Kurumun kurucularından Waşhinton Büyükelçiliği yapan daha sonra İstanbul Mebusu Muhtar Bey' in ve kurumun genel başkanlığını yapan Dr. Fuat Bey' in yurt dışındaki uygulamaları izlemesi ve bunları ülkemizde uygulamaya çalışması çocuk alanındaki bir çok yeniliği beraberinde getirmiştir. Bu durum Sabiha Sertel' in 1923 yıllarında Çocuk Esirgeme Kurumu adına projeler yapmasıyla da doğrulanmaktadır.
" Çocukların sıhhi, terbiyevi, manevi ve sosyal ihtiyaçlarını temin hususunda şehirlerde muhtaç oldukları yardımı yapmak için Çocuk Esirgeme Kurumu teşkilatı veya belediyeler tarafından çocuk bahçeleri açılır. Çocuk bahçeleri havadar, bol güneşli, toz ve topraktan uzak yerlerde ve bir plan dairesinde yapılır, bir öğretmen nezareti altında çalışır. İntizam, sıhhat, nezaket, terbiye ve edep, hak, sosyal hayata hazırlık, idman, teşebbüs ve azim, itaat, çalışma öğreten, sokak tehlikelerinden koruyan bu bahçeler Merkez ve Kollarımızın paraya çok ihtiyaç göstermeyen himmet ve gayretleri, belediyelerin yardımlar ile kolay açılabilir. Plan ve krokiler Umumi Merkezden, her kolun bulabileceği saha ve yerin vaziyetine göre tertip edilir, oyun aletlerinin krokileri Umumi Merkezden gönderilir. Bu aletlerin hepsi amerikan modellerine göre memleketimizde az masrafla yapılmaktadır. Merkez ve Kollarımız tarafından açılan çocuk bahçeleri bu güne kadar güzel neticeler vermiştir. Bahçelerde yeşillik, temizlik ve intizamlı bir kaç oyun alet,inden başka başlangıçta büyük masrafa lüzum yoktur. İyi bir idare ve gaye ile çalıştırılan her bahçe zamanla büyüyebilir. Bahçenin kuruluş ve idare masrafları Kollar, okullar ve belediyecilerle ortaklama temin edilebilir. Çocuğu ve sporu seven bir öğretmen, bir bekçi veya hademe ile bahçeyi güzel idare edebilir."22
22.TÇEK Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi, a.g.k. s.45
" Çocuk bahçesi: Mevcut muhtelif salıncaklar, kayma, merdiven, dönme dolaplar, tahterevalli, paralel, atlı karınca, demir halkalar, basketbol, voleybol gibi oyun aletlerile ve açık havuzuyla bezenmiş olan bahçe, yalnız eğlence yeri değil ayni zamanda açık hava mektebi vaziyetindedir.
Bahçe bir muallimin nezareti altındadır. Ayrıca yardımcıları da vardır. Teşkilatlı oyunlar ile çocukların kabiliyetleri, karakterleri, kontrol ve tespit olunmakta ve çocuklar burada tabii olarak intizama, gayrin hakkına hürmete, kendi hakkına hürmet ettirmeye kendiliğinden alışırlar. Bahçedeki açık yüzme havuzu yazın büyükleri imrendirecek derecede cazip ve çocuklar için güzel bir su sporu yeridir. Burada yüzme öğrenen çocukların, Çiftlikte Karadeniz müsabakalarında iyi dereceler aldıkları görülmektedir."23
23.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi,a.g.k. s.16
5 - Çocuk Yuvaları;
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun en önemli kuruluş bakımını Çocuk Yuvaları oluşturmuştur. Kurumun Hacımusa mahallesinde kiralayarak açtığı ilk çocuk yuvasının yetersizliği nedeniyle, 1925 yılında bu günkü Keçiören'de bulunan Atatürk Çocuk Yuvasına taşınmıştır. Kurum daha sonra bir çok il ve ilçede örgütlenerek yuva hizmetlerini yürütmüştür. Yuva hizmetleri zamanla Çocuk Esirgeme Kurumu ismiyle bütünleşerek sürmüştür.
Atatürk Çocuk Yuvasıyla ilgili olarak elimizde bulunan bir bilgi notunda ( 1967 - 1968 yılları arasında yayınlandığı sanılıyor) ; " Asıl Şümullü çocuk hizmeti yuvanın Keçiören'e nakledildiği 1925 yılında başlar. 39.000 metre karelik bir sahadaki eski bir binada işe başlanmış, o günden beri bir çok ilavelerle bugünkü şeklini almıştır.
Yuva bu gün 500 çocuğu barındıracak kapasitede olup (0-4) yaşına kadar çocukları barındıran Umay Pavyonu, daha yukarı yaşlardaki çocuklar için Yeni bina, Karantina ve Hastaneyi içerisine alan bir bina ile Özel Hemşire Koleji, Göker Salonu, Ambar, Mutfak, Depo, İş Atölyeleri ve fırını ihtiva etmektedir. Bundan başka voleybol, basketbol alanları ile çeşitli oyun araçları, yüzme havuzu ile oyun ve eğlence işleri ile takviye edilmiştir. Sebze bahçesi, kümes hayvanlarından büyük mikyasta istifade edilmektedir."24
24.TÇEK Genel Merkezi ,Atatürk Çocuk Yuvasının Kısa Bir Tarihçesi ve Bugünkü Durumu , yayınlanmamış bilgi notu s.1.
Belirtilen bilgi notunda yuvanın 3,5 dönümlük sebze ve meyve bahçesinin bulunduğu ve 1967 yılı içerisinde 14 ton meyve ve sebzenin üretildiği, 120 kapasiteli modern tavuk kümesinden son 22 aylık süre içerisinde 526.167 adet yumurtanın alındığı, yuvanın ihtiyacı olan 450-500 ekmeğin ise yuva bünyesinde bulunan fırından sağlandığı belirtilmektedir.
6 -Gündüz Bakımevleri ( Kreşler )
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun ülkemize kazandırdığı sosyal hizmet çalışmalarından birisi gündüz bakımevleridir. Kurumun verilerine göre 1946 yılında yirmi beş kreşi bulunmaktadır.
" Çocuk esirgeme sisteminde gündüz bakımevleri çok faydalı ve pratik yardım şekli olmuştur. Memleketimizde günden güne gelişmekte olan sosyal hayatın, hayat ve çalışma şekliyle sanayileşme akını gündüz bakımevlerini gerekli bir varlık haline koymuştur. Bu evlerin, özel olarak, sanayi müesseseleri ve kadınların çalışma imkanları olan yerlerde lüzumu büyüktür.
Gündüz Bakımevleri sağlık şartları elverişli, güneşli ve havalı binalarda kurulabilir. Bir çalışma yeri, bir yemek yeri, bir de bahçesi olan bol ışıklı ve havalı temiz bir binada Merkez ve Kol heyetinin azim ve gayreti olunca gündüz bakımevi kurulabilir, masrafı azdır. İdare memuru hemşire ve hademe ile idare olunabilir. Müessese bir doktorun nezareti altında bulundurulmalıdır. Çocuk çalışma yeri öğleden sonra uyku yeri haline konulur. Bahçe çok gereklidir, bahçesiz kreş yapılamaz. Evin çocuklara mahsusu oyuncakları, yemek takımları, portatif yatakları bulunması şarttır. Tuvalet ve lavabo yerinin de ehemmiyeti büyüktür." 25
25.TÇEK,Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi, a.g.k. s.40
Kuruma bağlı kreş ve gündüz bakımevlerinde tuvalet terbiyesini almış iki yedi yaş grubu çocuklar alınmıştır. Bazı kreşlerde ise 0-7 yaş grubuna bakım sağlanmıştır. Kreşlerde çocuklara sabah altı ile akşam yedi arasında bakılmıştır.
Anneleri işe giden ve evde bakacak kimsesi olmayan çocuklar kreşlere kabul edilmiştir. Zorunlu haller dışında evde çocuğa bakacak bir yakını olan çocuklar kreşlere kabul edilmemiştir. Kreşlere ücretsiz çocuk kabulü yapılmamıştır. Kreşte kalanlardan aylık olarak belirli bir ücret alınmıştır. Anne veya babanın ücretinin yetersizliği halinde gelirinin en az yüzde onu bakım ücreti olarak alınmıştır. Kreşlere girişlerde çocukların sağlık durumları kontrol edilmiş olup, hastalıklı çocuklar kabul edilmemişlerdir.
Kaynaklarda kreşlerin açılış amacının; çocuklara buralarda sağlık, yaşayış, giyiniş, temizlik, ahlak, görgü, oyun, arkadaşlık alışkanlıklarının kazandırılması olduğu vurgulanmaktadır. Yine kreşlerde uygulanan programlarda şarkı, oyun , elişi ve ritmik hareketlerin yer aldığı ve çocukların zihinsel gelişimini arttırıcı çalışmalar yapıldığı belirtilmektedir.
7- Çocuk Kütüphaneleri ;
Kurumun çocuklara yönelik hizmet vermek için açtığı yerlerden birisi, çocuk kütüphaneleridir.
" Çocuk bahçelerinin çalışamadığı havalarda ve mevsimlerde çocukların çalışabileceği en faydalı yerler çocuk kütüphaneleridir. Bunların terbiyevi ve sosyal tesirleriyle faydalarını saymağa lüzum yoktur. Varlıkları çocukların günlük ve ileri hayatları üzerinde çok derin tesirler bırakır. Çocuk Kütüphaneleri ya Merkez ve Kollarımızın daireleriyle binalarında veya ıslah edilmiş medrese, evkaf ve mili emlakten alınmış elverişli binalarda kurulabilir. Kütüphaneye kitap dergi, levha, harita, resimler, masa, peyke veya sandalye, perde, soba, elbise askısı, içme suyu ve malzemesi yakacak, ışık ve lamba, bir idareci, bir hademe temini sanıldığı kadar güç değildir."26
26.TÇEK ,Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi, a.g.k. s.46.
Kütüphanelerin açılması sırasında kurum kendi kaynaklarından faydalandığı gibi çeşitli kuruluşlar ve kişilerden dergi, gazete kitap konusunda yardım toplamıştır. Kaynaklarda İstanbul Eminönü kolunun kütüphane çalışmalarında başarılı olduğu, sürekli gelen başarılı öğrencilere kart, dergi, rozet verilerek bunların sürekli gelmeleri için desteklendiği belirtilmektedir.
8 - Muayenehaneler, Çocuk Dispanserleri;
Kurumun ilk yaptığı çalışmalardan birisini muayenehaneler oluşturmuştur. Özellikle savaş sonrasında yaşanan geçim sıkıntısı sonrası , çocuklarda görülen yetersiz beslenmeler ve beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının çözümü amacıyla muayenehanelerin açılmasına ağırlık verilmiştir.
" Merkez ve Kollarımızdan çevreleri elverişli olanların hasta çocuk ve annelerinin muayeneleri için muayenehaneleri( Poliklinik ) ve dispanserleri vardır. Kurumumuzun bu yardımları arasında bu muayeneler ve dispanserler maddi ve manevi büyük fayda ve tesirler göstermektedir. Memleket sıhhati, milli bünyemizle doğrudan doğruya ilgili olan bu yardım işimiz çocuk davamızda ve çocuk esirgeme sisteminde önemli bir vazifedir.
Her Merkez ve Kolumuzda birer muayene odası ve muayene servisi bulunması beklenir. Bunun kuruluşu o kadar masraflı ve güç değilse de salahiyetli doktor ve hemşire temini henüz güçlükten kurtulamamıştır. Bunlarla beraber Merkez ve kollarımızın azimli ve müteşebbis arkadaşlarımız etraflarındaki hastane ve dispanser doktorlarının değerli yardımlarını temin ederek bu çok faydalı servisi kurmağa ve yürütmeğe muvaffak olmaktadır. Halk her gün muayyen vakitlerde hiç olmasa yarım saatlik bir tıbbi muayenenin Çocuk Esirgeme Merkez ve Kolunda varlığını bilir ve gelirse yurda ve Kuruma büyük hizmet ve iyilik yapmış olacaktır. Hasta bir çocuk ve anne Kurumda göreceği bu hayat yardımını unutamaz, bunu bilenler de Kuruma sevgisini esirgemez."27
27.TÇEK Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi,a.g.k. s.48
Kurumun muayenehaneleri ve dispanserleri üç tür çalışma yapmak üzere kurulmuştur;
1 - Çocuk hastalıkları muayeneleri,
2 - Annelere yönelik olarak, kadın hastalıkları muayeneleri,
3 - Çocuk ve annelere yönelik olarak diş kontrolleri ve tedavileri,
Muayenehanelerde uzman doktor, doktor, diş hekimi, ebe ve hemşireler görev yapmışlardır. Muayenelerde ve dispanserlerin hangi saat ve günlerde hizmet vereceği belirtilmiştir. Bazı muayenehaneler bağımsız çalıştığı gibi , büyük çoğunluğu o dönemde yeterli doktor bulunmaması nedeniyle diğer sağlık kuruluşlarından ücreti karşılığı veya gönüllülük esasıyla doktor çalıştırılmışlardır.
9- Diğer Çalışmalar
Kurum yukarıda belirtilen çalışmaların dışında , bir çok çalışma yürütmüştür. Bu çalışmaları kısaca şu başlıklar altında toplayabiliriz.
Ziyaretçi Hemşire Teşkilatı ;
Bilindiği gibi kurum, süt damlaları ve muayenehaneler vasıtasıyla ana- çocuk sağlığına yönelik çalışmaları başlatmıştır. Kurum hizmetleri yürütmek amacıyla sistemli bir çalışma yürütmüştür. Çocuk Bakıcı mektebinden mezun olmuş elemanlarından bu alanda yararlanmıştır.
" Muayene gelen çocuklardan evde takip edilmesi icap edenleri, evlerinde takip ve kontrol eder. Kurumun yardımını isteyenlerin içtimai, iktisadi vaziyetlerini tetkik ve raporla amirine bildirir . Tetkikat neticesine göre muamele yapılır ."28
28.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi ,a.g.k. s.13
Sıhhi Banyolar ;
Kurum yoksul durumda olanlara yardım edebilmek , sağlık hizmetlerini yürütebilmek, örnek çalışmalar başlatmak amacıyla Sıhhi Banyolar açmıştır.
" Binamızın ifa ettiği hizmetler arasında banyo da mühim bir yer tutmaktadır. Banyolar 24 kurna ve duştur. Ayrıca çocuklar ve gebe kadınlar için banyolar vardır. Çocuklar parasız yıkanır. Bir ana vakti müsaitse yalnız kendisi için (20) kuruş verir. Getirdiği çocuklar için hiç para vermez. Haftanın muayyen günlerinde fakir kadınlar parasız yıkanırlar. 1939 senesi sonuna kadar (179.673) kadın ve çocuk banyo yapmışlardır. Bu banyolar yapıldığı zaman Ankara'da bir hamam vardı, halkın ihtiyacına yetişmiyordu.",29
29.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi,a.g.k. s.14 .
Yüzme Havuzları ;
Kurumun 1946 yılı verilerine göre dört adet yüzme ve kum havuzu bulunmaktadır.
Havuzlardan birisi şu anda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün garaj olarak kullanılan kısmında çocuk bahçesiyle birlikte hizmet vermiş olup, açık havuz olarak değerlendirilmektedir. Bu havuza on altı yaşına kadar olan çocuklar kabul edilmiştir.
İkinci havuz ise kapalı havuzdur. " Kuruma kira temin etmekle beraber çocukların su sporunu, bedeni inkişafını tatmin maksadile yaptırılmıştır. Tülü 25 metre, genişliği 9 metredir. Kışın sıcak suyla doldurulacak şekildedir. Ayrıca duş yerleri, ayak yıkama yerleri ve muntazam banyo yerleri, sahası geniş gazino kısmı vardır.
Memleketimizde ilk defa yapılmış olduğu için kira ile tutanlar işletmeğe başlamak cesaretini gösterememişlerdir. Beden Terbiyesi Umum Müdürlüğü tarafından işletilmesi hususundaki müracaatımıza müspet cevap verilmediğinden, uzun müddet kapalı kalması da ziyanı mucip olduğundan, müsait bir zamana kadar yalnız gazino halinde işletilmek üzere kiraya verilmesi muvafık görülmüştür."30
30.A.k. S. 17.
B- SOSYAL, KÜLTÜREL VE EĞİTİM FAALİYETLERİ.
1 - Balo, Müsamere Ve Eğlenceler
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu gelir sağlamak, kurumu tanıtmak amacıyla balo, müsamere ve eğlenceler düzenlemiştir. Özellikle genel merkez tarafından düzenlenen bu etkinliklere, devletin üst düzey yöneticileri katılmıştır. Bu etkinliklerin düzenlenmesi sırasında hiç bir zaman aracı ve komisyoncu araya konulmamış, her etkinlik için ilin ileri gelenlerinden oluşan bir düzenleme komitesi kurulmuştur. Kurumun saygınlığını korumak amacıyla bu tür etkinlikler politikadan uzak tutularak kurum ve çocukların çıkarları sürekli ön planda tutulmuştur.
Özellikle 23 Nisan Haftasına rastlayan günlerde düzenlenen çocuk balolarında bir çok etkinlik yapılarak Çocuk Bayramının önemi vurgulanmaya çalışılmıştır.
" Merkez ve kolların tertip edecekleri balolarla müsamereler yılda bir kez olmak üzere kendi tarafından kendi hesaplarına tertip olunur.
Çocuk Esirgeme gayesinden başka maksatla, araya simsar ve vasıtalar koyarak balo ve müsamere tertip olunamaz. Biletlerin satışı doğrudan doğruya Merkez veya Kol tarafından veya bu gibi işlerde simsar ve komisyoncu mahiyetini haiz olmayan muteber yerlerde tevdi suretiyle satılır.
Balo, müsamere ve eğlenceler gününden bir ay evvel mahallin en yüksek idare amirine müsaade için müracaat edilir. Müsaade almak için verilecek dilekçede balo, müsamere ve eğlencenin nevi, günü, saati, yapılacak masraf ile tahmin edilen hasılat miktarı, satılığa çıkarılacak bilet sayısı ve fiyatları gösterilir.
Balo, müsamere ve eğlenceler Merkez ve idare heyetiyle bunların muteber ve şerefli zatlardan teşkil edecekleri tertip heyetlerinin mesuliyetleri altında yapılır, ve mahallin en yüksek ve muteber zatın himayesine verilir.
Kurum teşkilatının balo ve müsamereleri yalnız bir eğlence yeri olmamalıdır. Türk içtimai hayatının ve medeni yaşayışının bir mahfeli, Kurumun gayelerine maddi ve manevi hizmet edebilecek bir vesile sayılmalıdır."31
31.TÇEK Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi, a.g.k. S. 30.
Yukarıda da belirtildiği gibi, özellikle Çocuk Haftası boyunca Çocuk Balolarına ağırlık verilmiştir. " Türk Ocağı çocuk haftası eğlenceleri ve faaliyeti için bir merkez olmuştur. Ocakta büyük bir çocuk balosu verilecektir, bu baloya çocuklar ile birlikte birçok aileler ve Himaye-i Etfal’in bakımı altında olan çocuklar iştirak ederek muhtelif eğlenceler tertip edilecektir."32
32.Halk ,a.g.k. C:1, S:11, s.84
Mustafa Kemal Atatürk ve dönemin devlet büyükleri Himaye-i Etfal Cemiyetince düzenlenen çocuk balolarına katılmışlardır.
" Gazi ilk defa kutlanan Çocuk Bayramı ve Haftası sebebiyle Ankara Palasta Himaye-i Etfal Cemiyeti ( Çocuk Esirgeme Kurumu) tarafından 15.00 -19.00 saatleri arasında verilen çay ziyafeti ve Çocuk Balosuna katıldı. Çocuk Balosu'nda Başvekil İsmet Paşa ve Millet Meclisi Reisi Kazım Paşa, bütün vekiller ve mebuslar, eşleri çocukları ile hazır bulundular.
Saat tam 15.00' de perde açıldı. Küçük çocuklar hep bir ağızdan İstiklal Marşı'nı söylediler. Az sonra Harika adında küçük, sevimli bir kız çocuğu "Gazi' nin Heykeli Karşısında" şiirini söyledi ve alkışlarla karşılandı. Arkasından Himaye-i Etfal Marşı söylendi. Daha sonra Başvekil İsmet Paşa' nın oğlu Ömer ( İnönü ) bir şiir okudu." 33
2 - Müsabaka, Yarış Ve Sergiler
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ile ilgili incelediğimiz kaynaklarda, kurumun tanıtım , gelir sağlamak, bilgilendirme amacıyla bir çok sergi ve yarışmalar düzenlediğini görmekteyiz. Bu yarışmalar arasında Gürbüz Çocuk Yarışmaları, at yarışları, yurt içinde ve dışında güreş karşılaşmaları sayılabilir. Kurum gerek kendi açtığı müzede gerekse kurum dışı sergilerde hizmetlerini tanıtıcı bir çok sergi açmıştır.
" Merkez ve Kolların muvafakatiyle neticeleneceğine kani olduğu müsabaka, yarış ve sergileri tertip etmek suretiyle hem Kuruma, hem müsabaka mevzularına hizmet edilir.
Piyango, balo, müsamere ve yarışlarla sergilerin tertibinde bunların mahalli adetler, halkın zihniyetine uygun olması, umumiyetle mahallin bunlardan hangilerine müsait olduğu idare heyeti iyice düşünerek seçmesi, fakat sık sık tekrar etmekten kaçınması lazımdır. Zoraki muvaffakiyetsiz eğlence teşebbüsleriyle halkın iz'aç etmek menfi netice verir. Her eğlence, müsabaka ve serginin terbiyevi mahiyeti haiz olması düşünülmelidir. Davetlilerle halkı seve seve çekemeyecek, muhitin meyil ve adetleriyle zevklerine aykırı olan, sırf para çekmek için tertip edildiği duygusunu veren müsamere ve eğlenceler zarardan başka bir netice vermez."34
Kurumun 1946 yılı verilerine göre 2 Çocuk Bakıcılık Müzesi bulunmaktadır. Bu müzeyle ilgili olarak; " Müze; Çocuklarını muayeneye getiren kadınların intizar odasında, çocuk bakımı hakkında güzel levhalar vardır. Kadın sırasını beklerken bu sıhhi müzeden istifade eder. Çocuk bakımı hakkında malumatını genişletir."35
Bir başka kaynakta çocuk sergisi ile ilgili olarak, " Cemiyet Türk Ocağında çocuk sergisi namiyle bir sergi hazırlamıştır. Bu sergide cemiyetin hazırladığı çocuk eşya ve takımları teşhir edilecektir.
Cemiyetin Anneler Birliği namındaki teşekkülü bu iş için çalışmakta, hazırlıklarına devam etmektedir."36
Kurumun yarışmalarla ilgili en büyük çalışması 25.yıl kutlamaları için yapılmıştır. Sevimli Çocuk Yarışması, Amatör Heykel Yarışması ve Yapma Bebek Yarışması olarak üç ayrı dalda yarışma düzenlenmiştir. Sevimli Çocuk Yarışması için 151 fotoğraf, heykel için 40, yapma bebek için 53 eser yarışmalara katılmış, eserler 1 ay boyunca Ankara Sergi evi binasında sergilenmiş ve dereceye girenler halkın oyları ile belirlenmiştir."37
33.Cemil Sönmez, Atatürk’te Çocuk Sevgisi, a.g.k. s.42
34.TÇEK Çocuk Esirgeme Kurumu Merkez ve Kollarına Mahsus Çalışma Talimatnamesi, a.g.k. s.32.
35.Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi, a.g.k. s.13
36.Halk, a.g.k. C:1. S:11, s.84
37.Türk Kadını,C:3. S:5,s.2, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul 15 Temmuz 1946
3 - Bakıcı Okulu
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu hem kendi yuvalarının gereksinimlerini karşılamak hem de diğer kuruluşlara eleman yetiştirmek amacıyla Ankara'da Çocuk Bakıcı Okulu açmıştır.
" Keçiören’deki Çocuk Yuvasında bulunan Çocuk Bakıcı Okulu 1929 yılında tesis edilerek şimdiye kadar 248 mezun vermiştir. Buradan çıkan kızlarımız evlerde, yuvalarda fenni çocuk bakımı yapmakta, maişetlerini de bu suretle temin eylemektedir. Mektep iki sene idi. 945 senesinden itibaren üç seneye ve orta dereceye çıkarılmıştır. Öğrenci kadrosu 75 tir. "38
Çocuk Bakıcı Okulu olarak açılan okul daha sonraki yıllarda yetersiz kalması nedeniyle Hemşire Koleji haline getirilmiştir.
" 1929 da yuva dahilinde tesis edilen orta dereceli Çocuk Bakıcı Okulu 1964 senesine kadar 600'e yakın mezun vermiş olup, bunlar teşkilatımızın yuvalarında vazife görmekte, mecburi hizmetini bitirenlerden bir kısmı Almanya Amerika hastanelerinde ve yurdumuzun çeşitli sağlık tesislerinde vazife almışlardır.
1964 senesinde bu okul Lise seviyesine çıkarılarak ( Özel Hemşire Koleji) haline getirilmiştir. 1968 yılında ilk mezunlarını verecektir. "39
Hemşire Okulu kanalıyla kurum hem kendi personel gereksinimini karşılamış, hem de diğer sağlık kuruluşlarına hemşire yetiştirmiştir. Daha sonra Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın Hemşire Okullarını ülke düzeyine yayması ve eğitim düzeyini yükseltmesi nedeniyle , Çocuk Esirgeme Kurumu Hemşire Okulu işlevselliğini yitirmeğe başlamıştır. Bir çok kongrede öğretim elemanı bulma güçlüğü ve hemşire yetiştirme maliyetinin arttığı, Çocuk Esirgeme Kurumu’nu mezuniyet sonrası hemşirelerine yeterli ücreti verememesi nedeniyle, hemşireleri elinde tutamadığı tartışma konusu olmuştur.
" Özel Hemşire Lisesinin parası Eğitim kadrosu yönünden çıkardığı zorlukların gün geçtikçe daha da artacağı göz önünde bulundurularak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının ve diğer bakanlıklar ile kuruluşların ihtiyaca kafi yerleri bulunduğundan kapatılmasına veya kurumumuzda yetişen kızlarımız ile yetiştirme yurtlarından yetişen kızlarımızın bir meslek sahibi olabilmesi yönüne kaydırılması ve böylece bize hizmet eden bir müessese haline getirilmesi de şayanı tavsiyedir."40
38.Dr. Fuat UMAY,Çocuk Esirgeme Kurumu 25 Yılda Neler Yaptı? Türk Kadını C:3,S:4. s.4 ,Cumhuriyet Matbaası , İstanbul 1946
39.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ,Atatürk Çocuk Yuvası, s.5.
40.TÇEK,30.Genel Kongre Tutanağı,a.g.k. s.53
4 -Yayın Çalışmaları;
Kurum çocuk, anne ve edebiyat alanında bir çok eser yayınlamıştır. Sistematik bir şekilde yürütülen yayın çalışmalarıyla bir yandan anne ve çocuklara ulaşılmaya çalışılmış, diğer yandan kurumun halka tanıtımı amaçlanmıştır.
" Kurumumuzun maksat ve gayelerini temin için kitaplar, "Çocuk" ve "Ana" mecmuaları ile " Annelere öğütler" neşredilmektedir.
Öğütler: Annelere süt ve mama çağındaki yavrularının nasıl bakılacağını bildirmektedir. Öğütlerden şimdiye kadar(80.000) tane parasız tevzi edilmiştir.
Kitaplar: Mütehassıslar tarafından tertip edilmiş olan ve çocukların ruhiyatını, karakterlerini, bilgisini alakadar edecek eserlerden tercüme edilmiş ve az bir kısmı doğrudan telif olunmuştur. Eski ve yeni harflerle(149.000) adet basılıp yayınlanmıştır.
Çocuk mecmuası: Haftada bir neşredilmektedir. Haftalık tirajı 38-40 bin arasındadır.
Ana mecmuası: Annelerin her türlü bilgilerini arttırmak maksadile ayda bir defa neşredilmektedir. Tiraj adedi 6.000 dir. Okuyanların adedi çoğalmaktadır.
1939 senesi sonuna kadar neşredilmiş olan mecmuaların, kitapların ve levhalarla afişlerin, kartların yekunu" 3.514.000"dir. Şehirdeki binalarda yapılan hizmetler bunlardır. Çocuk Sarayı binasındaki salonda vakit vakit annelere çocuk bakımı hakkında dersler verilmektedir."41
41.Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi, a.g.k. s. 22
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumun’nun yayınlarının başlı başına bir araştırma konusu olabilecek kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığı inancındayım. Yukarıda isimleri yer almayan, Çocuk, Çocuk ve Yuva, Gürbüz Türk Çocuğu, Türk Kadını, Çocuk Haftası, dergileri kurumun süreli yayınlar arasında yer almaktadır.
Bunların dışında çocuklara yönelik olarak bir çok, eğitici kitap, roman, şiir , ders kitabı , annelere yönelik olarak çocuk bakımıyla ilgili kurumun yayınları bulunmaktadır. Kurumun kendini tanıtmak amacıyla zaman zaman yabancı dilde broşür yayını yapmıştır.
SONUÇ :
Türk yurdunda; 0-12 yaşlarında 2.956.115 ü kız, 3.241.192 si erkek olarak 6.197.305 yavrunun yaşadığı hakikati düşünmek, çocuk davasının ne büyük bir millet ve devlet davası olduğunu anlatmağa yeter !...
Ne şüpheki nüfusun % 38,14 ünü teşkil eden çocuklar arasında kimsesizler ve yoksullar, çaresizler ve bakımsızlar hiç te azımsayacak kadar bir yekun tutmaktadır. Sokaklarda insanın gözünü yaşartan, kalbini sızlatan bu zavallıları her gün kim görmüyor. Bunlar kendi hallerine bırakılır, onlara bir koruyucu eli uzanmazsa, yaşamalarının ne büyük bir kayıp, fena yetişmelerinin ne büyük bir ıstırap olduğunu kim taktir etmez."42
42.V.Bartu,a.g.k, s.2
Çocuk bir memleketin ruhudur, istikbalidir. Hayat onun üzerine kurulu, istikbal onun aldığı terbiye ile kuvvet bulur. Dünyanın her yerinde çocuğun bir vatan, vatanın bir çocuk olduğu hakikat olarak kabul edilmiş, muhtelif çocuk ocakları, çocuk bakım yurtları açılmış kimsesiz, fakir çocuklar himaye edilmiştir. Memleketimizde bu adım ilk olarak 1917 senesinde atılmış ve bir "Himayei Etfal" Cemiyeti teşkil edilmiştir. Aradan geçen on iki senelik müddet zarfında günden güne tekamül eden bu cemiyet bu gün kuvvetli bir hale gelmiş ve memleketin çocukları ile yakından alakadar olmuştur. Şimdiye kadar bütün Türkiye de dört yüze yakın merkez ve şubeler tesis edilerek faaliyetin hududu genişletilmiştir. Umumi merkezi Ankara’da olup yapılan büyük bir çocuk sarayında çalışmaktadır. Bu sarayda dershane, sinema salonu , bakım odaları, muayenehane, süt tevzi mahalli ve banyo daireleri vardır.43
43.“ Himayei Etfal “ Halk, C: 1 S: 11 ( Nisan 1929 ), s. 83
Her iki kaynak, dönemin çocuk sorununu ve Himaye-i Etfal Cemiyetinin kurulmasının amacını sanırız yeterince vurguluyor. Tarihsel gelişim bölümünde de belirdiğimiz gibi cepheden cepheye koşarken arkasında bıraktığı yavrusunu düşünen anne ve babaların varlığı, ülke ekonomisinin iflası, ülkenin harabe halindeki görünümü ve diğer etkenler bir araya getirilirse Himaye-i Etfal'in kuruluşunun önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.
Himaye-i Etfal'in kurucular listesine baktığımızda iki kişinin dışında diğerlerinin milletvekili olduğunu görürüz. Kuruculardan birisi tüccar, diğeri ise bürokrasinin tepesinde yer almış kişidir. Himaye-i Etfal Cemiyeti ülkenin zor durumunu gören , sorumluluk duygusu taşıyan ve Atatürk'ün Devletçilik politikasını benimseyen kişilerce kurulmuştur. Etkinlikler bölümünde de inceleneceği gibi kurum kısa ve uzun dönem dönem çalışmalarını planlı ve örgütlü bir şekilde yürütmüş, sosyal hizmetler alanında Devletin en büyük destekçisi olmuştur.
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun tarihine baktığımızda , sürekli olarak Devletin en üst kademesindeki kişilerden yardım ve destek aldığını görürüz. Kurumun kuruluşundan itibaren Mustafa Kemal'in desteği sürekli üzerinde olmuştur. " .. Türk Ocağı'nın salonunda, Çocuk Esirgeme Kurumun'nun yıllık toplantısı yapıldı. Bu toplantıya Atatürk, o zamanın meclis başkanı olan Fethi Okyar ile beraber geldi."44
44.Sabiha Sertel, a.g.k, s.74
Daha önce sunduğumuz belgelerden anlaşılacağı gibi, Mustafa Kemal'in eşi Latife Hanım da kurumun fahri başkanlığını yürütmüştür. Atatürk'le başlayan yardım ve destekler , diğer Devlet büyüklerinde sürmüş olup, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan kişiler Çocuk Esirgeme Kurumundan desteklerini eksik etmemişlerdir.
Bu destekler sayesinde kurum her geçen gün büyümüş , ülke çapında örgütlenmiştir. Kurum yardım toplamak amacıyla yurt dışında da örgütlenmiştir. Sabiha Sertel'in anılarından da anlaşılacağı gibi cemiyet başkanı Fuat Umay'ın Amerika ziyareti sırasında oldukça yüklü bir bağış toplanmıştır. Anılardaki en önemli noktalardan birisi , Türk toplumunu duygusallığı ve yardımseverliğidir. Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin büyümesindeki en büyük nedenlerden birisidir.
Kurumun günün koşullarına uyması, yeni hizmet modelleri üretmesindeki , en büyük etkenlerden birisi yurt dışıyla sürekli bağlantı içinde olması ve yönetim kurulunun çağdaş ilerici fikirlere sahip olmasıdır.
Kurum kuruluşundan itibaren , üretken , örgütlü , saygın bir yapıya kavuşturulmuştur. Çocuk Esirgeme Kurumuna halkın yardımları, başta Mustafa Kemal olmak üzere Devlet büyüklerinin desteği eksik olmamıştır. Çocuk Esirgeme Kurumu Atatürk'e karşı borcunu hiç unutmamış her genel kurulunda ulu önderin Anıt Kabir'ini ziyaret etmiştir.
Kurum Türk toplumunun nabzını iyi tutmuş, günün gereksinimlerini iyi saptamış, genç Türkiye Cumhuriyetinin Devlet polikatısyla doğru orantılı olarak çalışmıştır. Süt Damlaları, sıhhi banyolar, kum havuzlar, çocuk bahçeleri, prevantoryumlar , çocuk kütüphaneleri ve benzeri bir çok hizmet modeliyle , yeni kuşakların yetişmesinde önemli rol oynamıştır.
Örgütsel açıdan konuyu ele aldığımızda , Himaye-i Etfal tüm ülke çapında en küçük birimlere kadar örgütlenebilen , 1946 yılındaki verilere göre 447 kuruluşa ulaşan güçlü yapıya kavuştuğunu görebiliriz.
1960'lı yıllar sonrasında yaşanan toplumsal değişimle birlikte kuruluşun duraklama devrine , 1970 li yıllar sonrasında yaşanan ekonomik bunalımla birlikte gerileme devrine, 1980 li yıllara geldiğinde ise askeri yönetimle birlikte çöküntü içerisine girdiğini görmekteyiz. Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu 1981 yılında Milli Güvenlik Kurulunun 5l no lu kararı ile Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına bağlanmış, daha sonra çıkarılan 2828 sayılı yasa ile " Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'na " dönüştürülmüştür.
19 Mayıs 1919 da başlayan ulusal kurtuluş hareketinin, çocuk politikasının uygulayıcısı olan Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Mustafa Kemal'in destek ve direktifleriyle , sosyal hizmetler alanında bir çok ilkin yaratıcısı olmuştur. 1938-1946 döneminde Kemalist görüşün savucularından İsmet İnönü tarafından destek verilen kurum büyümesini sürdürmüştür.1961 Anayasası ile birlikte sosyal hizmetlerin merkezi hükümetin sorumluluğunda toplanmak istenmesi, kurumun zayıflamasına neden olmuştur. Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ,sosyal hizmetler alanında halk örgütlenmesinin güzel örneklerinden birisidir.
Dileğim, Cumhuriyetimizin 75 yılını kutladığımız bu günlerde, bir cumhuriyet kurumu olan Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun tarihsel ve işlevsel önemini ortaya çıkaracak ciddi bir araştırmanın yapılmasıdır.
KAYNAKÇA
Akbayrak , Hasan , ‘’Himaye-i Etfal Cemiyeti ‘’Tarih ve Toplum ,C : 9, S.52,(Nisan 1988 ) , s.31-33.
Akol , Osman K , Kimsesiz Çocuklar ,Örnek Matbaası , Ankara 1950.
Akol , Osman K , Topyekün Çocuk Meselesi ,Ankara Telgraf , Ankara 1954
Baranoğlu , Tahsin , ‘’ Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu ‘’ Mülkiyeliler Birliği Dergisi ,C : , S . , ( Nisan 1966 ) , s . 19 - 20
Bartu , V , 25 Yıl ( 1921 - 1946 ) ,
Cumhuriyetin 18. Yıldönümünde Hitabeler ve Konferanslar -Çankaya Matbaası , Ankara 1941 .
-Çengelci , Ethem ,Cumhuriyet Türkiyesinde Sosyal Hizmetlerin Örgütlenmesi , Şafak Matbaacılık , Ankara , 1996
-Halk - Haftalık Resimli Mecmua - Marif Vekaleti , Devlet Matbaası , Ankara- 1929
Sapmazlı ,Hüseyin , Çocuk Hakları ve Himaye Müesseseleri ,Yeni Cezaevi , İkinci Baskı , Ankara 1943
-Sertel , Sabiha , Roman Gibi , Belge Yayınları , İkinci Baskı , İstanbul , 1987
-Sönmez , Cemil , Atatürk ve Çocuklar ,Ajans - Türk Matbaacılık , Ankara 1992
-Sönmez , Cemil , Atatürk’te Çocuk Sevgisi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Genel Yayın No:364, Atatürk Dizisi : 33 , Ankara 1997
-Umay , Fuat ,’’Çocuk Esirgeme Kurumu Çocuk Esirgeme Kurumu 25 Yılda Neler Yaptı , ‘’ Türk Kadını .C:3 , S , 4, Haziran 1946 , s. 4 -6
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu -Çocuk Esirgeme Kurumu Anayasası, Resimli Ay Basımevi , İstanbul 1935
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu - Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Küçük Bir Tarihçesi ( 1921- 1939 ) , Resimli Ay Matbaası , İstanbul 1940
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu (İzmir Merkezi ) - 1945 -1946 Yılı Genel Kurulunda Okunan Bir Yıllık Faaliyet Raporu ve Hesabatı , Nefaset Matbaası , İzmir l946
Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu- Merkez ve Kollarına Mahsusu Çalışma Talimatnamesi, Güney Matbaacılık ve Gazetecilik T.A.O,Ankara 1948
-Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu - Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu Tüzüğü, Doğuş LTD . O. Matbaası , Ankara 1954 .
-Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu - Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, Ayyıldız Matbaası , Ankara l959 .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder