15 Şubat 2009 Pazar

B. FİKRÎ HAKLARIN KORUNMASI VE DEVLETLER HUSUSİ HUKUKU

B. FİKRÎ HAKLARIN KORUNMASI VE DEVLETLER HUSUSİ HUKUKU



Fikrî haklara ilişkin olarak bir diğer sorun da, Devletler Hususi Hukuku kapsamında gündeme gelecektir. Bu açıdan özellikle yabancılık unsuru bulunan uyuşmazlıklarda, uygulanacak hukukun ve Türk mahkemelerinin yetkisinin belirlenmesi sorun yaratacaktır.Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)'da fikrî haklarla ilgili olarak özel bir bağlama kuralına yer verilmediğinden, ilke olarak sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde MÖHUK md. 24 ve haksız fiile dayalı (akit dışı) sorumluluk hallerinde ise MÖHUK md. 25 uygulama alanı bulacaktır. Türk mahkemelerinin yetkisi de MÖHUK md. 27 hükmüne göre belirlenecektir.[1]

Ancak fikrî mülkiyet alanında madde 88 aracılığıyla kabul edilen ülkesellik ilkesi (her devletin fikir ve sanat eserlerini kendi ülkesinin sınırları içerisinde koruması) ile kişisellik ilkesi (bir ülkenin kanununun vatandaşlarını yurt dışında da koruması) nedeniyle, özellikle koruyucu hükümlerin uygulanmasının ayrıca irdelenmesi gerekir. Bu açıdan bakıldığında özellikle şu iki soruna çözüm bulmak gerekecektir. Bunlardan ilki bir yabancıya ait fikrî hakkın Türkiye'de ihlal edilmesi olasılığında, yabancı fikrî hak sahibinin istisnai olarak FSEK dışında yabancı koruyucu hükümlerden yararlanıp yararlanamayacağı sorunudur.
Haksız fiile dayalı sorumluluk hallerinde uygulanacak hukuk, ilke olarak "haksız fiilin vuku bulduğu yer hukuku"dur (MÖHUK md. 25/1) ve haklara tecavüz Türkiye'de vuku bulursa, eser sahibi ister Türk, ister yabancı olsun koruma FSEK kapsamında sağlanacaktır. Özellikle yabancılar açısından sağlanan bu koruma ülkesellik ilkesinin bir gereğidir. Öte yandan Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası sözleşmeler (Bern ve Roma Sözleşmeleri gibi) daha uygun koruma sağladıkları takdirde yabancılar bu özel koruyucu hükümlerden de yararlanabilirler.[2]

İkinci ve daha çok gündeme gelecek olan sorun ise, yurt dışında gerçekleştirilen bir eylem ile Türkiye'de korunan bir fikrî hakkın ihlali olasılığında, Türk hukukunun ne dereceye kadar uygulama alanı bulacağı sorunudur.[3] Yurt dışında gerçekleştirilen bir eylem ile Türkiye'de korunan bir fikrî hakkın ihlali olasılığında ise, yine ülkesellik ilkesi gereğince ve FSEK md. 88'de öngörülen istisna saklı kalmak kaydı ile Türk hukuku değil, haksız fiilin gerçekleştiği ülke hukuku uygulanacaktır. Bu açıdan Türk hukukunun yabancı ülkedeki bağlama kuralları uyarınca uygulanması ya da daha geniş kapsamlı korumanın Türkiye'nin taraf olduğu uluslar arası sözleşmeler uyarınca sağlanması düşünülebilir. Ancak bu aşamada İnternet uygulamasından kaynaklanan bazı özel sorunlarla da karşılaşılabilecektir. İnternet ortamında fikrî haklara tecavüz halinde, tecavüzün vuku bulduğu yer hangi kritere göre belirlenecektir. Bu açıdan fikrî hakkı ihlal eden web sayfasının hazırlandığı yer mi, bu bilgilerin saklandığı Server'in bulunduğu yer mi, yoksa bu bilgilerin Server'e gönderildiği ülke mi dikkate alınacaktır. Benzer sorunlar MÖHUK md. 25/2 kapsamında "haksız fiilin sonuçlarının ortaya çıktığı yer" açısından da gündeme gelecektir. Ancak şimdilik kısmen işaret edilen bütün bu sorunlar ilgili kanun hükümlerinin, İnternet uygulaması da dikkate alınarak yorumlanması ile pekala aşılabilecek niteliktedir. [4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Sait Güran,Teoman Akünal, Köksal Bayraktar, Erdener Yurtcan, Abuzer Kendigelen, Önder Beller, Bülent Sözer, İnternet ve Hukuk, Superonline Workshop Metni, s. 35 vd

[2] Sait Güran,Teoman Akünal, Köksal Bayraktar, Erdener Yurtcan, Abuzer Kendigelen, Önder Beller, Bülent Sözer, İnternet ve Hukuk, Superonline Workshop Metni, s. 35 vd

[3] Sait Güran,Teoman Akünal, Köksal Bayraktar, Erdener Yurtcan, Abuzer Kendigelen, Önder Beller, Bülent Sözer, İnternet ve Hukuk, Superonline Workshop Metni, s. 35 vd

[4] Sait Güran,Teoman Akünal, Köksal Bayraktar, Erdener Yurtcan, Abuzer Kendigelen, Önder Beller, Bülent Sözer, İnternet ve Hukuk, Superonline Workshop Metni, s. 35 vd

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder