22 Şubat 2009 Pazar

İNFERTİLİTE TEDAVİSİ

İNFERTİLİTE TEDAVİSİ


--------------------------------------------------------------------------------


İnfertilite tedavisinde tedavinin şeklini ve zamanını belirleyen en önemli etkenler kadının yaşı ve tetkiklerde ortaya çıkarılan anormalliklerdir. İnfertilite tedavisinde aşağıdaki uygulamalardan biri seçilir:

Hiçbir tedavi yapmadan beklemek

Genç bir çiftte, yapılan temel kısırlık tetkikleri normal olduğunda bu yönteme başvurulabilir. Çiftin gebeliğin oluşması açısından şansın en yüksek olduğu zamanlar hakkında bilgisi olması ve bir siklustaki düzenli cinsel ilişkilerin çoğunu bugünler arasına yoğunlaştırması önerilir. Ancak cinsel ilişkinin bu şekilde "zamanlanması" kadında ve erkekte psikolojik sorunlara yolaçabilir ve cinselliğin yaşanmasını olumsuz etkileyebilir. Doğallığı korumak açısından bunun yerine düzenli olarak, haftada en az iki kez cinsel ilişkide bulunmak da uygun bir yoldur.

Var olan sorunun giderilmesi ve beklenmesi

Spermiyogramda anormallik saptandığında bunun olası bir nedeni erkekte varolan varikoseldir. Üroloji konsultasyonunda erkeğin varikosel operasyonu olması uygun görüldüğünde bu operasyon gerçekleştirildikten sonra ek başka etken yoksa tekrar doğal yollardan gebelik sağlanması için beklenebilir.

Sorun tüplerde tıkanıklıksa bu durum laparoskopiyle giderilmeye çalışılır. Tüplerde tıkanıklığın en sık görülen nedeni pelvik enfeksiyona bağlı olarak cidarın tıkanmasıdır. Bu durumun ameliyatla giderilmesi oldukça zor olmakla beraber denenebilir.

Tüplerden yanlızca biri tıkalıysa tedavi edilmeden bir süre beklenebilir.

Laparoskopide endometriozis saptandığında durum biraz karmaşık olabilir. Endometriozis rahim içtabakasının rahimdışında ve sıklıkla karıniçinde odaklar şeklinde yerleşmesidir. Adet döneminde olan kanama bu endometriozis odaklarında da olur ve böylece yapışıklıklar ortaya çıkar. Bu yapışıklıklar yumurtlama esnasında serbestleşen yumurtanın tüplere alınmasını engelleyecek şekilde olabilir ya da Fallop tüplerine dışarıdan baskı yaparak "tıkanmalarına" neden olabilir. Endometriozisin kadında gebe kalmayı engellediği düşünülen başka bir etkisi de bölgede iltihabi reaksiyona yolaçması ve bu reaksiyonun oosit-sperm etkileşimini engellemesidir.

Ovulasyon bozukluklarında ovulasyon induksiyonu

Öncelikle yumurtlamayı engelleyen etkenler varsa giderilir. Bunlar PKO (polikistik over), tiroid hastalıkları veya hiperprolaktinemi olabilir. Kontrolsüz diabet, kollajen doku hastalıkları (lupus gibi), böbrek hastalıkları da ovulasyonu bozabilir. Hieperprolaktinemi tedavisinde bromokriptin kullanılır.

Ovulasyon bozukluğunun en sık görülen nedeni Polikistik over sendromu (PKOS) dur. Serum androjenleri yüksek, serum LH/FSH oranı bozuk, adetler düzensiz, yumurtalıklar büyümüş ve ultrasonda çok sayıda orta büyüklükte çatlamamış folikül mevcuttur. Klomifen sitratla kadınların %80'inde yumurtlama sağlanabilir. Hiperstimulasyon (overlerin aşırı uyarılarak fazla sayıda folikül gelişmesi) ve tedavide başarısızlık bu grup hastalarda sıktır.

Problem kadındaki anovulasyon ise (PKO'da olduğu gibi) ovulasyon induksiyonu denenebilir. Burada amaç ovulasyonun tekrar sağlanması ve doğal cinsel ilişki yoluyla gebelik oluşturulma şansının yükseltilmesidir.

Ovulasyon induksiyonu için en sık klomifen sitrat içerikli ağızdan alınan tabletler kullanılır. Mümkün olan en düşük dozda başlanan tedavinin (genellikle 3-5. günler arası 5 gün süreyle tek tablet şeklinde) etkinliği folikülometri ya da MLP (midluteal faz progesteron) ile ölçülür. Düşük dozda ovulasyon oluşmadığında doz yükseltilebilir.

İnduksiyonda en düşük dozun kullanılmasının amacı bir yandan olgunlaşan folikül sayısını en aza indirmek diğer yandan da çok fazla sayıda folikül oluşmasından kaynaklanan hiperstimulasyonm riskini azaltmaktır. Hiperstimulasyon ("aşırı uyarılma") overlerin ilaca aşırı duyarlı olması, çok sayıda folikül oluşturması ve çok büyük kistlerin oluşması durumudur. Basit bir kasık ağrısından, ileri derecede ağrıya ve hatta vücuttan aşırı miktarlarda sıvı kaybına kadar varabilen durumlar oluşabilir.

İntrauterin inseminasyon (IUI) ("suni dölleme", "aşılama")

IUI en sık açıklanamayan infertilite olgularında ya da sperm sayısının düşük olduğu durumlarda (bu uygulamanın etkinliği çelişkilidir) bir ön deneme olarak uygulanmaktadır.

Servikal faktör düşünüldüğünde, yani mukus yetersiz olduğunda, ya da kadında ve/veya erkekte antisperm antikor varlığı düşünüldüğünde serviks engelini aşmak için spermler IUI yoluyla direkt olarak uterus içine verilir.

Luteal faz defekti tedavisi

Klomifen sitratla kontrollü ovulasyon, gerekirse luteal fazda progesteron desteği yapılır.

Erkek Faktörü tedavisi

Düşük volüm: meni hacmi düşük olduğunda spermler vajinanın zararlı asit ortamında uzun süre yaşayamazlar. Alkalen ortamda canlılıklarını korumak için meni hacminin yeterli ve tamponlama kabiliyetinin yeterli olması gerekir.

Oligospermi ve motilite düşüklüğü

Çoğu erkekte neden belli değildir. Varikosel tedavisi, klomifen, HCG, testosteron tedavisi denenebilir. IUI denenebilir.

Endometriozis tedavisi

Endometrioziste tek başında GnRH analogları ve/veya laparoskopik adezyolizis (yapışıklıkların giderilmesi, overlerin etrafının serbestleştirilmesi, fimbriya uçlarının açılması) denenir. Laparoskopi esnasında gözle görülen tüm odaklar temizlenir. Resimde pelvisin çeşitli bölgelerinde endometriozis odakları gözlenmektedir.



Açıklanamayan infertilite tedavisi

İnfertil çiftlerin yaklaşık %5-10'unda açıklanamayan infertilite, bir neden bulunup tedavi edilenlerin %10-20'sinde ise gebe kalamama durumu sözkonusudur (bir yıl içinde). Açıklanamayan infertilite durumlarında başta IUI denenebilir. 3-5 denemede başarı sağlanamadığında tüp bebek denemesine geçmek gerekir.

Açıklanamayan infertilitesi olan çiftlerin %50'sinde ilk 5 yılda hiç tedavisiz gebelik oluştuğu dikkate alınmalı ve mümkün olan durumlarda çiftin doğal yoldan gebe kalması beklenmelidir.

İleri yöntemler (ART)

Yukarıdaki yöntemler başarısız kaldığında, erkekte kendiliğinden gebelik oluşmasını engelleyecek bir durum bulunduğunda (sperm sayısının ileri derecede az olması ya da hiç sperm olmaması), kadında kendiliğinden gebelik oluşmasını engelleyecek bir durum bulunduğunda (heriki tüpün tıkalı olması gibi) bu ileri yöntemlere başvurulur.

İleri yöntemler (ART)


--------------------------------------------------------------------------------

NORMAL SPERMİYOGRAM DEĞERLERİ

NORMAL SPERMİYOGRAM DEĞERLERİ


--------------------------------------------------------------------------------


Spermiyogram incelemesinden gerçeğe en yakın sonuçları alabilmek için bazı özel koşulların yerine gelmesi gerekir: Spermiyogram alınmasından önce 72 saat cinsel ilişkide bulunulmamalı, numune tercihan laboratuarda alınmalı, ya da evde alındıysa en geç iki saatte laboratuara ulaştırılmalıdır. Tercihan masturbasyon yoluyla, ya da cinsel ilişkiyle dışarı boşalma veya özel bir prezervatif içine boşalmayla elde edilen meni numunesi özel cam kaplar içinde muhafaza edilmelidir.

NORMAL SPERMİYOGRAM DEĞERLERİ

Meni hacmi: 1.5-5.0 ml.

Sperm sayısı: >20 milyon /ml

canlı sperm sayısı: >%60

hareketlilik: birinci saatte %50 ya da daha fazla ileri hareketli, %25 ya da daha fazla hızlı hareketli

morfoloji (yapı): >%60 normal yapıda

pH değeri: 7.0-8.0 arası

lökosit sayısı: <1milyon /ml

kan hücreleri olmamalı

5-25 dakikada likefiye olmalı


--------------------------------------------------------------------------------

POLİKİSTİK OVER (SENDROMU)

POLİKİSTİK OVER (SENDROMU)


--------------------------------------------------------------------------------


Polikistik over sendromu anovulasyon (yumurtlama olmaması) ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gecikmeler şeklinde adet düzensizliğiyle seyreden bir durumdur. Ovulasyon (yumurtlama) çeşitli nedenlerle gerçekleşememekte ve folikülün gelişimi yarıda kalarak her defasında yumurtalıklardan birinde milimetrik boyutlarda bir kist oluşmaktadır.

Polikistik kelime olarak "çok sayıda kist" anlamına gelen ve bu durumu tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Sendrom denmesinin nedeni ise tüylenme, adet düzensizliği ve şişmanlamadan oluşan belirtiler topluluğunun (belirtiler topluluğu=sendrom) beraberce görülmesidir. Polikistik over sendromu, tüm belirtilerin beraberce ve şiddetli olarak görüldüğü bir durumdur ve ender rastlanır. Buna karşın adet düzensizliği, hafif tüylenme ve hafif şişmanlık daha sık görülen belirtilerdir. Yazımızda bu yüzden polikistik over sendromu yerine polikistik over (PKO) deyimini kullanacağız.

PKO neden olur?

Yumurtalıklardan birinde ovulasyonu sağlamak amacıyla folikül gelişiminin başladığı aşamanın herhangi bir nedenle yavaşlaması veya duraklaması durumunda folikül gelişip çatlayacağı yere milimetrik çapta bir kist oluşur ve çatlamadan kalır. Bu durum her siklusta tekrarladıkça yumurtalıklardaki kist sayısı artar. Ovulasyon her iki overde de (yumurtalıkta da) olan bir olay olduğundan belli bir süre sonra her iki overde de bu milimetrik kistlerin sayısı artar. Folikül gelişimi overlerin yüzeye yakın kısmında olduğundan her siklusta sayısı artan bu "yarım" foliküller yumurtalığın yüzeye yakın kenarı boyunca dizilirler. Aşağıdaki ultrasonografi resminde bariz bir PKO gözlenmektedir.



Foliküllerin gelişimi neden durur?

Polikistik over bir kısır döngü hastalığıdır. Herhangi bir nedenle ovulasyon sürecini bozan her olay, sonuçta polikistik over gelişmesine neden olabilir. Bu olay, hipotalamustan pulsatil (dalgalanmalar şeklinde olan) GnRH salgısını veya hipofizden LH ve FSH salgısını bozabilecek bir olay olabileceği gibi (stres, hiperprolaktinemi, tirod hormonları salgı bozuklukları gibi), direkt olarak yumurtalıkların içindeki hassas hormonal dengeye etki eden bir olay da olabilir (şişmanlık, diabet veya diabete eğilim, böbreküstü bezlerinden aşırı miktarda androjen hormon (erkeklik hormonu) salgılanması gibi). Ovulasyon durakladıkça overlerdeki kist sayısı artar, kist sayısı arttıkça overlerin içindeki hassas hormonal dengeler daha da bozulur ve ovulasyon duraklaması daha kronik hale gelir. Folikül sayısı arttıkça ovulasyon daha da zorlaşır.

PKO'nun belirtileri nelerdir?

PKO'nun en önemli özelliği anovulasyon (ovulasyon olmaması) olduğundan sendromun da en önemli belirtisi adet düzensizliğidir. Ovulasyon olmadığından endometrium (rahim iç tabakası) progesteronun etkilerinden yoksun kalır ve bu yüzden yanlızca östrojen etkisiyle kalınlaşır, kalınlaşma belli bir aşamaya geldiğinde dolaşım azaldığından kalınlaşan tabaka kanamayla birlikte dökülmeye başlar. Dolaşımın ne zaman azalacağı kişiden kişiye ve birçok özelliğe bağlı olarak değiştiğinden kanamanın da ne zaman olacağı belli olmaz. Çok ender durumlarda PKO'lu biri düzenli olarak adet görebilmesine karşın, genellikle 35 günün üzerinde ve düzensiz aralıklarla adet görülür.

Polikistik over, doğurganlık çağında olan kadınların yaklaşık %3'ünde görülür. Anovulasyon, adet düzensizliğinin yanısıra gebe kalamama, ya da "zor gebe kalma" sorununa da neden olur. "Yarım kalan foliküllerde" testosteron fazla miktarlarda üretildiğinden tüylenme ortaya çıkabilir. Tüylenme hiç ortaya çıkmayabileceği gibi, yüzde çenede, boyunda, göğüs uçlarında, göğüs arasında, bacakların iç kısımlarında estetik problemlere yolaçacak kadar aşırı miktarlarda olabilir. Androjen (erkeklik) hormonların etkisiyle hassas ciltte akne (sivilceler) ortaya çıkabilir.

Şişmanlık PKO'lu kadınların yarısında vardır. Şişmanlığın hastalığın nedeni mi sonucu mu olduğu halen tartışmalıdır.

Nasıl tanı konur?

Bir kadında yılda bir ya da iki kez gecikmeli adet görme normal kabul edilirken adetlerin özellikle uzun süreli olarak gecikmesi yumurtlama olmadığının göstergesidir ve PKO mutlaka araştırılması gerekir.

Muayenede overler irileşmiş bulunabilir. Bu da overlerdeki folikül sayısının çok fazla olduğunu ve olayın uzun zamandır devam ettiğini gösterir.

Ultrasonda tipik bulgularla PKO tanısı konabilir.

Tiroid fonksiyonları ve prolaktin seviyesinin olaya katkısı olup olmadığını anlamak için TSH ve prolaktin düzeyi bakılır. %25 olguda prolaktin hormonu yüksek bulunur.

Tüylenmenin aşırı olduğu durumlarda ek olarak testosteron ölçümü, şişmanlamanın aşırı olduğu durumlarda da ek olarak şeker yükleme testi (OGTT) yapılmasında fayda vardır.

Böbreküstü bezlerinden kaynaklanan hastalıklar (Konjenital adreanl hiperplazi ve Cushing sendromu) ile ayırıcı tanı mutlaka yapılmalıdır.

Tedavi

Polikistik over mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Endometriumun progesteron etkisinden mahrum kalması ve sürekli kalınlaşması belli bir süre sonra endometrium dokusunda kanser öncesi değişiklikler oluşmasına (endometrial hiperplazi), hastalık uzun süre devam ettiğinde ise endometrium kanseri gelişmesine neden olabilir.

Tedavi, çocuk arzusu olup olmamasına göre değişir. Çocuk arzusu olmayan bir kadında doğum kontrol hapları verilerek ovulasyon en temel aşamasından, yani folikül gelişim aşamasından durdurularak daha fazla sayıda kist gelişimi önlenir. Doğum kontrol hapının içinde bulunan progesteron etkili maddeler de endometriumu kanser öncüsü lezyon gelişimine karşı korurlar.

Doğum kontrol hapı kullanamayan ya da kullanmak istemeyen kadınlarda adet düzeninin belirli aralıklarla progesteron verilmesi yoluyla sağlanması gerekir.

Çocuk isteyen bir kadında ise ovulasyonu sağlamak amacıyla ağızdan klomifen sitrat, ya da injeksiyon yoluyla HMG gibi ilaçlar verilerek ovulasyon induksiyonu yapılır ("yumurtlamayı sağlamak için ilaç verilmesi") . PKO'lu hastalar bu ilaçlara çok hassas olduklarından tedaviye çok fazla sayıda folikülün aynı anda gelişmesiyle cevap verebilirler. Bu yüzden PKO'lularda ovulasyon induksiyonunun dikkatlice yapılması ve sıkı takip edilmesi gerekir.

Amaç kısır döngüyü kırmak olduğıundan hastanın kilo vermesi tedaviye çok önemli katkılarda bulunur. Şeker hastalığı saptandığında bu durumun kontrol edilmesi de kısır döngüyü kırmada önemlidir.

Laparoskopiyle overlere ufak delikler açılarak (drilling) foliküllerin sayıca azalması ve kısır döngünün kırılması sağlanabilir, ancak bu yöntem en son kullanılması gereken yöntemlerden biridir.

Aşağıdaki resimde doğal görünümünü kaybetmiş ileri derece PKO'lu bir over görülmektedir (laparoskopik görüntü).




--------------------------------------------------------------------------------

ERKEK İNFERTİLİTESİ

ERKEK İNFERTİLİTESİ


--------------------------------------------------------------------------------


Gebelik oluşturamayan bir çiftte sorun %40 oranında erkekle ilgili, %20 durumda da hem erkek hem de kadınla ilgilidir.

Erkek genital fizyolojisi

Aynen kadındaki gibi erkekte de hipotalamustan pulsatil olarak (dalgalanmalar şeklinde) salgılanan GnRH, hipofiz bezinden FSH ve LH hormonu salgılanmasını uyarır. LH testislerde bulunan Leydig hücrelerinden testosteron salgılanmasını sağlarken, FSH Sertoli hücrelerine etki ederek spermatogenezi (sperm üretimini) başlatır. Spermler yaklaşık olarak 72 günde olgunlaşır ve 14 gün gibi bir sürede depolanacakları bölgeye taşınırlar.

Spermlerin üretildikleri halleriyle dölleyebilme özellikleri çok zayıftır. Ejakülasyon (boşalma) aşamasına gelmeden önce meni adı verilen sıvıya dönüşmeleri gerekir. Yaklaşık 4 ml. hacmindeki meninin %60'ı seminal vezikül adı verilen yapı tarafından oluşturulur. Bu vezikülün sağladığı sıvı meninin koagüle olmasını sağlar. Prostat salgıları ise meninin %20'sini oluştururlar ve bu sıvıda spermin, asit fosfataz ve likefaksiyonu ("sulanmayı") sağlayan proteolitik enzimler bulunur. Prostat en dış kısımda yeralan organ olduğundan ejakulasyonda ilk boşalan sıvı prostat sıvısıdır ve en canlı spermler bu sıvı içinde yeralırlar.

Erkek infertilitesi nedenleri

Erkek infertilitesinde varikosel gibi testis ve komşu dokulardan kaynaklanan bozukluklara sık rastlanır.

Gonore (bel soğukluğu) ve diğer enfeksiyonlara bağlı sperm iletim kanalı bozukluklarının oranı %8-10'dur.

Hiperprolaktinemi ve diğer hormon bozuklukları %1 oranında infertilite nedenidir.

Koitus (cinsel ilişkiyle ilgili) problemler: prematür ejakülasyon (erken ejakulasyon), anorgazmi (orgazm olamama), impotans (penisin sertleşmemesi) ender rastlanan nedenler arasında yeralır.

Klinefelter sendromu: bu sendrom 47 XXY şeklindeki kromozom bozukluğunu ifade eder (normal kromozom yapısı 46 XX). Fazladan varolan X kromozomu sperm üretiminin olmamasına neden olur. Yaklaşık binde 4 oranında görülen bir durumdur. Mozaik kromozom yapısında (47 XXY yapısının yanında bazı hücrelerin normal kromozom yapısına sahip olması) az sayıda sperm üretimi olabilir.

Bilinmeyen nedenler: erkek infertilitesi için yapılan incelemelerin önemli bir kısmında hiçbir neden bulunamaz.

Erkek infertilitesinde yapılacak muayene ve incelemeler

Ürolojik muayene

spermiyogram

gerekli durumlarda antisperm antikor

gerekli durumlarda LH, FSH, prolaktin seviyeleri

şüpheli durumlarda Klinefelter sendromu araştırması için karyotipleme (kromozom haritası çıkarılması)

testis biyopsisi: (azospermi yani hiç sperm olmaması durumunda yapılan ileri bir incelemedir)

Gebelik oluşturmak için uygulanan tedaviler

Tedavi, bulunan nedene yönelik olarak üroloji uzmanınca yapılır.

Varikosel operasyonu

Varikosel sağlıklı ve fertil (gebe bırakabilme özelliği olan) erkeklerin %8-10'unda bulunabilen bir durumdur. Bu yüzden ameliyat kararı verilmeden önce spermiyogramda bozukluğun bu nedene bağlı olduğundan emin olmak gerekir.

Vazektomi geri döndürülme operasyonları

Sperm iletim kanallarındaki tıkanıklıkların açılması

Hormon ve diğer ilaçlarla tedavi

IUI (inseminasyon)

MESA-TESA, ICSI gibi ileri teknolojiler

Donör sperm inseminasyonu (Türkiye'de uygulanmamaktadır. Sperm bankasından alınan spermler kadına nakledilir.)


--------------------------------------------------------------------------------

GEBE KALAMAMA (İNFERTİLİTE)

GEBE KALAMAMA (İNFERTİLİTE)


--------------------------------------------------------------------------------


Fertil olan, yani gebelik oluşturma potansiyeli olan bir çiftin korunmasız bir siklusta yeterli sayıda ilişkide bulunması durumunda kadının gebe kalma şansı yaklaşık %20-25'tir. Böylece gebeliği planlayan bir çiftin bunu 4-5 ayda başarması gerekir. Ancak elbette her kadında bu süre içerisinde gebelik oluşmaz. Böyle bir durumda en muhtemel etken bu çiftte bir problem olması değil, çiftin bu %20-25'lik şansı yakalayamama "şansızlıklarıdır". Çift deneme süresini artırdığında muhtemelen gebelik oluşacaktır.

Denemelerine karşın gebelik oluşturmayı başaramayan çiftlerin bir kısmı ise subfertil kategorisinde yeralırlar. Burada subfertil, "fertilitesi, yani gebelik oluşturabilme kabiliyeti nispeten daha düşük", basit bir anlatımla "zor gebe kalan" anlamında kullanılmaktadır. Bu çift korunmasız bir siklusta düzenli olarak ilişkide bulunsa da kadının siklus başına gebe kalma olasılığı %2-3 civarındadır. Bu çift tedavi edilmediğinde muhtemelen ancak 4-5 senelik bir deneme süresi içinde gebelik oluşacaktır.

Diğer bir grup çift ise gebe kalma açısından %0 kategorisindedir. Böyle bir çiftte gebeliğe engel olan etkenler tedavi edilmediğinde gebelik oluşma olasılığı yoktur. Bu kategori infertil çiftlerin çok ufak bir kısmını oluşturur ve muhtemel nedenler kadında her iki Fallop tüpünün tıkalı olması, kadında döllenecek yumurta oluşmaması, erkeğin sperm sayısının çok düşük olması ya da hiç spermi olmaması, ya da tüm bunların bir kombinasyonudur.

İnfertilitenin tanımı

İnfertilite (kısırlık) 12 siklus (siklus: kadında bir adetin ilk gününden, sonraki adetin ilk gününe kadar geçen süredir) boyunca, korunmadan ve yeterli sayıda cinsel ilişkide bulunulmasına karşın gebelik oluşmamasıdır. Önceden hiçbir şekilde gebelik oluşmaması durumunda primer (birincil) infertilite, daha önceden en az bir kez gebelik oluşmuş olması durumunda ise sekonder (ikincil) infertilite sözkonusudur. Türkçe'de kısırlık olarak tabir edilmesine karşın bu yazıda infertilite deyimi kullanılacaktır.

İnfertilitenin tanımından da anlaşılacağı gibi kendinizde ve/veya eşinizde bir kusur olduğundan şüphelenmeden önce 12 siklus (yaklaşık bir yıl) denemenizde ve bu süre sonunda doktora başvurmanızda yarar vardır. Bu bir yıllık bekleme süresinde gebe kalma şansını yakalayabilir ve infertilite için yapılan tetkiklerin getireceği psikolojik, fiziksel ve maddi yüklerden kurtulmuş olursunuz.

Gebe kalamama nedenleri

Gebelik oluşmaması durumunda en sık görülen nedenin aylık %20-25'lik şansı "bir türlü yakalayamamak" olduğundan bahsetmiştik. Elbette ki deneme süresini uzattıkça gebelik şansını yakalayabilirsiniz. Belli bir süre sonunda (en az 12 siklusluk deneme sonunda) gebelik oluşmadığında doktora başvurmalısınız. Yapılacak muayene ve değerlendirmeler gebelik oluşmamasının neden(lerin)i ortaya çıkarmak için gereklidir.

Gebelik oluşturmayı başaramayan bir çiftte infertilite nedenleri araştırıldığında ve bir problem saptandığında %40 durumda problem kadında, %40 durumda erkekte, %20 durumda da hem kadın hem de erkekte bulunmaktadır. İnfertilite için tetkik yapılan çiftlerin yaklaşık %10'unda ise gebelik oluşmaması için bariz bir neden bulunamaz. Bu çiftlerde tetkikler yumurtlama olduğunu göstermesine, Fallop tüpleri açık bulunmasına ve spermiyogram normal olmasına karşın gebelik oluşmamaktadır. Bu durumda "açıklanamayan" infertilite tanısı konur. Açıklanamayan infertilite kategorisine giren çiftlerin oranı giderek azalmaktadır. Çünkü teknoloji geliştikçe, yeni bilimsel ilerlemeler kaydedildikçe "açıklanamayan" olgularının bir kısmı aydınlanmaktadır.

Yaşın etkisi

25 yaşında olan 100 kadın ile, eşleri de "uygun yaşlarda" olan 100 erkekten oluşan ve tesadüfen seçilmiş 100 çifti ele alalım. İstatistiksel verilere göre bu çift korunmasız olarak düzenli ilişkide bulunduğunda kadınların %50'si 5.5 ayda gebe kalır. Yine istatistiklere göre kadının yaşındaki her 5 yıllık artışa karşın gebe kalma süresi iki katına çıkar. Erkeğin yaşı ise bu rakamları ancak hafifçe etkiler. Bu rakamlara göre 30-34 yaş grubunda olan her 7 kadından biri, 35-39 yaş grubunda her 5 kadından biri, 40 ve ileri yaşlarda bulunan her 4 kadından biri bir yıllık bir deneme sonunda gebe kalamama problemiyle karşılaşacaktır. Demek ki kadının yaşı gebelik oluşması açısından önemli bir etkendir.

Cinsel ilişki sıklığı

İstatistikler haftada bir kez ya da daha az ilişkide bulunanlarda, haftada en az iki kez düzenli olarak ilişkide bulunanlara göre gebeliğin daha uzun bir zamanda oluştuğunu göstermektedir. Haftada üç ya da daha fazla düzenli olarak cinsel ilişkide bulunan sağlıklı bir çiftte gebelik oluşma olasılığı en üst seviyeye çıkmaktadır. Bu sıklıkta ilişkide bulunan bir çiftin, kadının periovulatuar dönemini (yumurtlama olmadan önceki birkaç gün ve yumurtlama gününden oluşan en "verimli" dönem) atlamasına imkan yoktur.

Fertil günlerinizi hesaplamak için tıklayın

Bu iki etkenin önemini vurguladıktan sonra infertilite nedenlerinin incelemesine geçebiliriz.

İnfertilite nedenleri


--------------------------------------------------------------------------------

GEBE KALAMAMA (İNFERTİLİTE) NEDENLERİ

GEBE KALAMAMA (İNFERTİLİTE) NEDENLERİ


--------------------------------------------------------------------------------


İnfertilite nedenlerini aşağıdaki büyük başlıklar halinde toplamak mümkündür:

1-Sperm üretimi ve spermin iletilmesiyle ilgili sorunlar

Erkek faktörüne bağlı gebe kalamama durumunda en önemli neden sperm üretimi ve iletimi ile ilgili sorunlardır. Oligospermi (sperm sayısının düşük olması) ve azospermi (hiç sperm olmaması) doğumsal hastalıklara bağlı görülebileceği gibi, varikosel gibi hastalıklarda, vazektomi (erkekte aile planlaması amacıyla vaz deferens adlı kanalın bağlanması) sonrasında, karın ameliyatlarında vaz deferensin istenmeden kesilmesi sonrasında da ortaya çıkabilir. Erkeğin aşırı sigara ve alkol kullanması diğer önemli nedenlerdir.

Sperm üretimi normal olmasına karşın spermin dışarı boşalmasını engelleyen impotans (ereksiyon olmaması), erken boşalma gibi durumlar da erkeğe bağlı nedenler arasında yeralır.

Erkek infertilitesi ile ilgili ayrıntılar için tıklayın

Normal spermiyogram değerleri için tıklayın

2-Oosit (yumurta hücresi) üretimi ile ilgili sorunlar

Kadından kaynaklanan kusurlarda en sık görülen neden kadında döllenebilecek yumurta üretimi, yani ovulasyon (yumurtlama) olmamasıdır. Bu durum polikistik over sendromu gibi kronik bir nedene bağlı olabileceği gibi, kadının oosit hücreleri menopoz ya da prematüre ovaryan yetmezlik ("erken menopoz"-burada erken menopozdan kastedilen 30 yaş öncesinde oluşan menopozdur) nedeniyle tükenmiş de olabilir. Nadir görülen bir neden de kadında overlerin hiç olmamasıdır, ki bu durum kendini zaten hiç adet görmemiş olma şeklinde gösterir.

Menopoz kadında overlerde oositlerin tükenmesinden kaynaklanır. Erkekte ömürboyu sperm üretimi devam etmesine karşın, kadın dünyaya geldiği anda belli sayıda oosit ile doğar. Yaklaşık 400 olan bu sayı tükendiğinde menopoz oluşur. Menopoz Türkiye'de ortalama olarak 51 yaşında ortaya çıkar ve kalıtsal özelliklerden etkilenir (annenizin menopoza girdiği yaş önemlidir). Halk arasında erken menopoz olarak bilinen durum menopozun daha erken (35-40 yaşlarında) ortaya çıkmasıdır. Bu durumun çeşitli nedenleri olabilmesine karşın en sık görülen neden kalıtsal olarak belirlenen menopoz yaşının düşük olmasıdır. 30-35 yaşından önce menopoza giren kadınlarda ise bunun nedenini ortaya çıkarmak için incelemeler yapmak gerekebilir. POF (premature ovarian failure- prematüre ovaryan yetmezlik) adı verilen bu durumda oositler hızlı bir şekilde tükenmektedir.

3-Oosit ve spermin karşılaşması ve birleşmesiyle ilgili sorunlar

Sperm üretimi ve iletilmesinin normal olması, kadında ovulasyon (yumurtlama) yoluyla döllenebilir oosit (yumurta hücresi) sağlanması gebelik oluşumu için yeterli değildir. Overden (yumurtalıktan) karın boşluğuna atılan oosit Fallop tüpünün fimbriyaları ("saçakları") tarafından yakalanılarak tüpün içine gönderilmeli, burada oosit spermlerle karşılaşmalı, döllenme gerçekleştikten sonra döllenen zigot tüpteki yolculuğuna devam etmeli ve endometriumda (uterusun iç tabakası) kendine uygun bir yer bularak implante olmalıdır. Bunun için de dış ortamdan vajinaya, vajinadan servikse, serviksten endometriuma, endometriumdan da Fallop tüplerine, Fallop tüplerinden karın boşluğuna uzanan yol tümüyle açık olmalıdır.

Gebeliğin oluşum mekanizmasıyla ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Bu yolda engeller oluşturan çok sayıda durum vardır:

Yolun en başı dış ortamdan vajinaya geçiştir, en son kısmı da fimbriyalarla karın boşluğu bağlantısıdır. En nadir görülen tıkanıklıklar yolun en başında yeralanlar, en sık görülen tıkanıklıklar da yolun en sonunda görülenlerdir. Daha net olmak gerekirse bir kadında vajina girişinde yeralan kızlık zarı doğuştan tümüyle tıkalı olabilir, vajina, serviks veya uterus yine doğuştan hiç olmayabilir. Ancak bu doğumsal kusurlara çok ender rastlanır ve kendilerini hiç adet görmemiş olma şeklinde gösterirler..

-tüplerin tıkanması: tüplerin iki taraflı olarak tıkanmasının en sık görülen nedeni daha önceden geçirilen pelvik enfeksiyonlardır (PID). Bunun dışında endometriozis, basıya neden olan miyomlar, pelvisteki yapışıklıklar tüplere dıştan bası yaparak, ya da overden atılan oositin fimbriyalar tarafından yakalanmasını engelleyerek infertilite oluşumuna neden olabilir.

PID ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

-Asherman sendromu: daha önceden geçirilen "problemli" kürtajlar endometrium tabakasının belli kısımlarında yapışıklığa neden olduklarında blastosist endometriumda implantasyon (yerleşmek) için uygun bir alan bulamayabilir.

-doğumsal genital anatomik bozukluklar: Uterusun içinde yeralan septumlar, uterusun şekil bozuklukları (bikorn (çift odacıklı) uterus, unikorn (tam gelişmemiş) uterus, çift uterus) gibi durumlar daha çok düşük ya da erken doğum nedeni olsalar da infertilite oluşumuna önemli katkılarda bulunabilirler.

Uterusun gelişim kusurlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

İnfertil çifte yapılan incelemeler


--------------------------------------------------------------------------------

GEBELİĞİN BAŞLAMASI

GEBELİĞİN BAŞLAMASI


--------------------------------------------------------------------------------




Resimde kadının anatomisi ana hatlarıyla gözlenmektedir. Serviks, vajinanın sonunda yeralan uterusa giriş kapısıdır. Bir kanal yapısındadır ve bu kanaldaki salgılar spermi depolamaktan ve vajinanın asit saldırısına karşı korumaktan sorumludurlar. Serviks salgısının nitelikleri siklusun gününe göre oldukça önemli farklılıklar gösterir ve ovulasyon günü geçtikten sonra serviks salgısı uterusa hem mikroorganizmaların hem de spermlerin geçmesini engelleyen bir bariyer görevi yapar.

Uterus esas olarak bir kas dokusudur. Bebeğin gelişimi için gevşeme ve büyüme özelliğine sahiptir. Doğum kasılmaları uterusta başlar ve bu kasılmalarla birlikte serviks yaklaşık 10 cm. açılarak bebeğin doğmasına izin veir. Uterusun iç yüzü endometrium adı verilen bir tabakayla kaplıdır. Östrojen salgısıyla kalınlığı artan endometrium, ovulasyon sonrası salgılanan progesteron etkisiyle embiryonun implantasyonu (yerleşmesi) ve gelişmesi için elverişli bir ortam sağlar. Gebelik oluşmadığında adet kanamasıyla dökülür.

Fallop tüpü, overler (yumurtalıklar) ile uterus arasında bulunan iç cidarı oldukça ince bir kanaldır. Ovulasyon esnasında overin yüzeyini kaplayan saçak şeklindeki yapılar (fimbriyalar) oositi yakalayarak Fallop tüpünün içine alır. Oosit ile sperm arasındaki fertilizasyon (döllenme) Fallop tüpünde olur.



Ovulasyondan blastosist oluşumuna kadar geçen en erken gebelik aşamaları



Resimde over kesitinde folikülün olgunlaşma aşamaları gözlenmektedir. Ovulasyonla folikülden dış ortama atılan oosit fimbriyalar tarafından yakalanmış ve Fallop tüpünün içine alınmıştır. Oosit Fallop tüpünde ilerlerken vajinadan servikse, serviksten endometriuma, buradan da Fallop tüpüne ulaşan spermler oositin etrafını sararlar. En iyi niteliklere sahip olan sperm oositin içine girmeyi başarır. İçeri giren sperm ile oositin genetik materyalleri birleştikten sonra hücre çoğalmaya başlar. Blastosist aşamasına gelmiş olan embriyo artık implante olmaya hazırdır ve endometriumda en uygun yere yerleşerek gebeliği başlatır.





En iyi niteliklere sahip olan sperm oositin içine girmeyi başarır.


--------------------------------------------------------------------------------




İçeri giren sperm ile oositin genetik materyalleri birleştikten sonra hücre çoğalmaya başlar ve pronukleus adı verilen yapılar ortaya çıkar. Pronukleuslardan biri annenin, diğeri de babanın kromozom materyalini taşıyan yapılardır.




--------------------------------------------------------------------------------

İLERİ GEBELİK OLUŞTURMA TEKNİKLERİ

İLERİ GEBELİK OLUŞTURMA TEKNİKLERİ


--------------------------------------------------------------------------------




İleri gebelik oluşturma teknikleri ya da ART (Assisted Reproductive Technologies), tüp bebek tekniğinin geliştirilmesiyle başlayan, laboratuarda kullanılan yöntemlerin geliştirilmesiyle olgunlaşan ve günümüzde ICSI adı verilen yöntemin geliştirilmesiyle doruğa ulaşan yöntemlerdir. Moleküler biyoloji, immunoloji, genetik gibi bilim dallarındaki ilerlemelerle bundan 10-15 yıl öncesine kadar gebe kalmasına imkansız gözüyle bakılan kadınlarda günümüzde rahatlıkla gebelik oluşturulabilmektedir.

IVF: İnVitro Fertilizasyon (tüp bebek)

IVF, Dr. Patrick Steptoe ve Dr. Robert Edwards tarafından geliştirilen bir yöntemdir. 1978 yılında ilk tüp bebek Louise Brown adlı kız İngiltere'de dünyaya gelmiştir.

Bu uygulamada kadında ovulasyon induksiyonu ("yumurtlamayı sağlayan ilaçlar verilmesi") ile overlerde olgun foliküller oluşturulur. Daha sonra bu olgun foliküller çeşitli yöntemlerle kadın vücudundan alınarak laboratuar ortamında erkekten masturbasyon yoluyla alınan spermlerle yanyana getirilir. Belli bir süre sonra spermlerden biri oositi (yumurta hücresini) döller.

Bu aşamaların ayrıntısını görmek için tıklayın

Döllenen yumurtalardan bir kısmı özel bir kanül yardımıyla uterus içine verilir (embriyo transferi) ve bu verilen embriyonun kendi kendine endometriumda implante olarak (yerleşerek) gebeliği başlatması beklenir. Aynı seansta birden fazla sayıda embriyo transferi yapıldığından IVF'de çoğul gebelik oluşma olasılığı ileri derecede artar.





Özel Amerikan Hastanesi tüpbebek ekibinin oluşturduğu siteye gitmek için tıklayın

GIFT (Gamete IntraFallopian Transfer)

Kadında ovulasyon induksiyonuyla olgun oosit, erkekte masturbasyonla sperm toplanır ve bu hücreler direkt olarak Fallop tüplerinden birinin içine verilir. Döllenme Fallop tüpünün içinde kendiliğinden gerçekleşir. Yöntemin uygulanabilmesi için tüplerden en az birinin sağlam olması gerekir.

ZIFT (Zygote IntraFallopian Transfer)

GIFT'ten farkı döllenme aşamasının laboratuar ortamında gerçekleşmesi ve tüpün içine embriyo verilmesidir.

ICSI (IntraCytoplasmic Sperm Injection)

Bu yöntemde laboratuar koşullarında çok ince bir kanül yardımıyla oosit hücresine bir delik açılır ve bu delikten içeriye tek bir sperm hücresi verilir.



Özellikle erkek infertilitesinin tedavisinde oldukça etkili bir yöntemdir. Erkekte çok az sayıda sperm olsa bile gebelik oluşturulabilir. Hatta menide hiç bir sperm bulunamadığı durumlarda TESA ve MESA adı verilen özel yöntemlerle testis içinden (TESA) veya epididim adı verilen sperm deposundan (MESA) sperm hücreleri bulunarak işlem gerçekleştirilebilir.

IUI (İntraUterin İnseminasyon)

Çok uzun zamandan beri kullanılmasına ve ileri bir teknik olmamasına karşın laboratuar çalışması gerektiğinden bu konu başlığı altında anlatılmıştır.

Bu yöntemde ovulasyon induksiyonu ile olgun foliküller oluşup çatlamaya hazır hale geldiğinde erkekten alınan sperm bazı ön işlemlerden geçirilerek (yıkama, yüzdürme, Percoll gradyenti gibi) bir enjektörde toplanır. Anne adayına oluşan folikülü çatlatmak amacıyla HCG enjeksiyonu yapıldıktan belli bir süre sonra enjektör içindeki spermler serviks kanalından endometriuma yerleştirilen bir inseminasyon kanülü yardımıyla direkt içeri verilir. Spermlerin tüplere ulaşması ve ovulasyonla tüplere atılan oosit hücreleriyle birleşerek döllenmeyi gerçekleştirmesi beklenir.

GEBELİKTE BAŞAĞRISI

GEBELİKTE BAŞAĞRISI


--------------------------------------------------------------------------------


Gebeliğin özellikle erken dönemlerinde başağrılarına sık rastlanır. Bu ağrıların bir kısmı için sinüzit ya da refraksiyon kusurları (görme bozuklukları) gibi bir neden bulunabilse de çoğunda neden araştırması sonuçsuz kalır. Bu başağrılarının tedavisinde parasetamol içerikli ilaçlar doktor önerisiyle kullanıldığında genelde etkili olur. Erken dönemde ortaya çıkan bu başağrılarının önemli bir kısmı gebeliğin ikinci yarısından itibaren hafifler veya kaybolur.

Başağrıları hakkında genel bilgiler

Kronik başağrılarının en sık rastlanan nedenleri migren, gerginlik başağrısı ve depresyondur. Bu gebelik döneminde de değişmez.

Gerginlik başağrıları kronik seyirli (uzun zamandan beri varolan), gün boyu devam eden ve akşamları artan başağrılarıdır. Ağrılar sıklıkla ensede veya kafanın arkasında hissedilir.

Depresyona bağlı başağrıları ise en sık sabah görülür ve beraberinde depresyonun diğer belirtileri de vardır.

Migren tipi başağrılarının özellikleri aşağıdadır.

Başağrılarının değerlendirmesinde ve özellikle de basit ağrı kesicilere cevap vermeyen, beraberinde uyuşukluk, şiddetli nörolojik belirtiler (vücudun bir bölgesinde geçici felç) görülen, gece uykudan uyandıran, aniden ortaya çıkan başağrılarında mutlaka nörolojik muayene gerekir. Beyin tümörleri, beyne ait diğer hastalıklar çok ender olarak görülse de bu muayene özellikle yukarıdaki belirtileri olanlarda ihmal edilmemelidir. Nörolog yaptığı sorgulama ve muayene sonucunda EEG (elektroensefalografi) ve/veya kranyal (kafa) MR gibi bir ileri inceleme isteyebilir. Gerekli durumlarda KBB, göz ve diş hekimi konsultasyonu da nedenin aydınlatılması için faydalı olabilir.




Gebelik ve migren

Migren tipi başağrıları genellikle periyodik olarak ortaya çıkan, başın bir yarısında hissedilen, "zonklayıcı" niteliklere sahip ve beraberinde bulantı ve kusma da olabilen ağrılardır.

Migren tipi ağrılar genellikle çocukluk ya da gençlik çağında ortaya çıkar ve yaş ilerledikçe hafifleme eğilimi gösterir. Bazı kadınlarda migren ilk kez gebelikte de ortaya çıkabilir. Kadınların yaklaşık %15'inde erkeklerin ise yaklaşık %5'inde hafif ya da ağır migren tipi başağrılarına rastlanır.

Kadınlarda migren genellikle adet öncesi ve adetli dönemlerde daha sık ortaya çıkar ve bu kadınlarda yüksek östrojen içerikli doğum kontrol hapları hastalığı şiddetlendirebilir.

Migren tipi ağrılar ortaya çıkmadan önce bazı prodromal (hastalık öncesi) belirtilere neden olurlar. Nörolojik kaynaklı olan bu belirtiler muhtemelen damarların bölgesel olarak daralmasıyla ortaya çıkar ve damarların genişlemesiyle de başağrısı başlar.

Klasik migrende bu öncü belirtiler daha çok görme alanında kör noktalar oluşması, çınlama, fotofobi (ışığa aşırı duyarlılık), sersemlik gibi nörolojik belirtilerdir. Daha ileri şekillerinde migren öncesi yüzde uyuşukluk ve bazı kas gruplarında geçici felçler de görülebilmektedir.

Migren bazen bu öncü belirtiler olmadan başlar ve bulantı kusmaya da neden olur.

Gebelikte migren nasıl tedavi edilir?

Gebelikte özellikle birinci trimesterden sonra (ilk üç aydan sonra) kadınların %60-70'inde migren belirtilerinde iyileşme gözlenir. Bazı durumlarda ise tam tersi olabilir.

Gebelikte migren tedavisinde ilk basamak tedavi parasetamol içerikli ağrı kesicilerdir ve belirtilerin ortaya çıktığı ilk anda kullanıldığında genellikle bu tedavi başarılı olur.

Migren için özellikle hazırlanmış ergotamin içerikli ilaçlar öncü belirtilerde kullanıldığında ağrıların ortaya çıkmasını başarılı bir şekilde engelleyebilirler. Ancak bu ilaçların mekanizması damarların genişlemesini önlemek olduğundan ve uterusu kasıcı özelliklri olduğundan gebelikte çok gerekli olmadıkça tercih edilmezler.

Parasetamol tedavisi başarılı olmadığında ağrı kesici olarak kodein içerikli ilaçlar , bulantı giderici özelliği olan ilaçlarla birlikte doktor önerisiyle kullanılabilirler.

Gebelikte çok sık migren atağı geçiren anne adaylarında ise sürekli tedavi gerekebilir ve bunun için yine doktor önerisiyle propranolol veya nifedipin içerikli ilaçlar kullanılabilir. Beraberinde depresyon belirtileri de gözlendiğinde antidepresan ilaçların da tedaviye eklenmesi başarı şansını artırır.


--------------------------------------------------------------------------------

41+. HAFTA

41+. HAFTA

42. haftadan itibaren gebelik miad geçmesi olarak adlandırılır.
Miad geçmesi ile ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayın

Bu haftanın sonunda yani 42. haftaya girdiğinizde henüz doğum başlamamışsa doktorunuz doğumu gerçekleştirmek için size bazı önerilerde bulunacaktır.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sizin son adet tarihinizin ilk gününü doğru olarak hatırlamanız ve bu son adet tarihinin gebeliğin ilk haftalarında yapılan bir ultrasonla teyid edilmiş olmasıdır.

Tıbbi inceleme ve önceki ultrason incelemelerinizin dikkatli bir şekilde gözden geçirilmesi sonrasında gebeliğin gerçekten 42. haftaya girdiği belirlendiğinde (bu haftanın bitiminde) doğum gerçekleştirilmelidir.

Normal doğuma engel teşkil edecek bir durum saptanmamışsa doğum eylemi suni sancıyla başlatılmaya çalışılır.

Normal doğuma engel teşkil edecek bir durum söz konusuysa doğum sezeryanla gerçekleştirilir.

40. HAFTA

Evet, işte sihirli rakam: 40. Bu haftanın sonunda doğum yapmış olma olasılığınız yüksek. Belki de biraz daha bekleyeceksiniz. Panik olmayın. Olağan doktor kontrollerinize gitmeye devam edin. Doktorunuzun, hastanenin ve gerekli olan diğer telefonların yazılı olduğu kağıdı tetkiklerinizin bulunduğu doğum dosyasına yerleştirin ve bu dosyayı görünür bir yerde bulundurun.

Mutlaka muhtemel bir trafik sıkışıklığı durumunda hastaneye ulaşabileceğiniz kestirmeleri de öğrenmişsinizdir.

Arabanın benzin deposu dolu değil mi?

Doğum sancılarınızın başlaması dışında doktorunuza hemen haber vermeniz gereken diğer durumları da hatırlayın: Bebek hareketlerinin azalması, suyunuzun gelmesi, kanama olması, karnınızda şiddetli ağrılar veya normalden farklı bir şeyler olduğunu düşündüğünüz her durumda doktorunuzu arayın.

Dünyanın her doğumhanesinde şu anda doktorlar ve ebeler ya doğum başındalar ya da bir doğumu sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmiş olmanın keyfini çıkarmak ve zinde kalabilmek için çaylarını yudumluyorlar. Siz de henüz katılmadıysanız kısa bir süre içerisinde senaryoya başrol oyuncusu olarak katılacaksınız.


--------------------------------------------------------------------------------

Yeni doğmuş bebeğinizle (belki de bebeklerinizle?) ve eşinizle birlikte size sağlık, başarı ve mutluluk dileklerimi iletiyorum.

Dr. Kağan Kocatepe

39. HAFTA

Epizyotomi'nin ne olduğunu biliyormusunuz? "Dikişli doğum" olarak tabir edilen bu kesi, bebeğinizin daha rahat doğabilmesi için, doğumdan birkaç dakika önce uygulanır. Daha sonra da kendiliğinden eriyen ipliklerle dikilir. Bebeğin doğması esnasında perinede (perine makat ile vajina arasında bulunan kas ve kılıflardan oluşan ciltle örtülü yumuşak dokudur) düzensiz ve fazla yırtık oluşacağından şüphelenilen her durumda bu kesi yapılır. Epizyotomi düzgün bir kesi olduğundan kolay tamir edilir ve genellikle çok iz bırakmaz. İlk doğumda epizyotomi uygulanma olasılığı oldukça yüksekken, doğum sayısı arttıkça epizyotomi yapılma oranı da azalır.

Normal doğum yapan kadınlarda "sarkmalar" daha fazla mı olur?
Bir ya da iki kez gayet normal seyreden doğum yapmış kadınlarda ileriki yaşlarda "sarkma" oluşma olasılığı çok düşüktür. Oluştuğunda da düzeltmeye yönelik çeşitli operasyonlar vardır.


Normal doğum sonrası vajinam genişleyecek mi?
Usulüne uygun olarak epizyotomi açılmış ve yine usulüne uygun olarak tamir edilmişse, veya şartlar uygun olduğundan yırtıklar oluşmaksızın doğum yapmışsanız vajinanızda belirgin bir şekilde genişleme olma olasılığı düşüktür. Az miktarda genişleme olması normaldir. Şikayete yol açan bir genişleme oluştuğunda bu durum bazı estetik operasyonlarla giderilebilir.

38. HAFTA

Evet, artık sınıra girdiniz. Doğumların %75'i 38-42. gebelik haftaları arasında gerçekleşir. Yaklaşık %6 anne adayında doğum ağrıları 42. hafta dolmasına rağmen başlamaz. Geri kalan %20 anne adayı ise bebeğini 38. haftadan önce doğurur. Muhtemel doğum tarihinizi belirlerken son adet tarihinizin ilk gününü girdiğinizden eminseniz, sitenin otomatik hesaplayıcısının size verdiği tarihte doğum yapma şansınızın yanlızca %5 olduğunu bilmelisiniz. Anne adaylarının büyük kısmı bu tarihten beş gün önceki ve beş gün sonraki tarihlerden birinde doğum yaparlar.

Bu haftadan itibaren artık doğum sancıları her an başlayabileceğinden sancıların nasıl birşey olduğu hakkında bilgi sahibi olmalısınız.

Gerçek doğum sancılarının başladığını ve artık çantanızı alıp hastaneye gitmeniz gerektiğini nasıl anlayacaksınız?

Gerçek doğum sancılarının en önemli özelliği düzenli aralıklarla oluşmalarıdır. Önceleri daha az sıklıkla ancak yine de düzenli aralıklarla gelen doğum sancıları belli bir aşamadan sonra tipik olarak 10 dakikada üç kez ortaya çıkar ve her bir kasılma yaklaşık 50 saniye sürer. Gerçek sancılar istirahat etmekle geçmez. Şiddeti de zaman içinde giderek artar. Kasılmaları karnınıza ellediğinizde rahatlıkla hissedebilirsiniz. Eğer kasılmalarınız belli bir düzene girmişse ve istirahatle geçmiyorsa hastaneye gitme zamanıdır.

"Nişan" denilen hafif kanlı-sümüksü akıntı, serviksteki bebeği koruyucu tıkacın atılmasından ibarettir. Ek bir belirti ya da şikayet yoksa beklemeye devam edebilirsiniz. Genellikle nişandan sonraki ilk iki günde doğum başlar.


--------------------------------------------------------------------------------

Bebeğiniz bu haftadan itibaren günde yaklaşık 30 gram alacak kadar hızlı gelişir. Barsaklarında mekonyum adı verilen ilk dışkı da giderek birikmeye başlar. Bu dışkı normal şartlarda doğumdan sonraki ilk 24 saatte çıkarılır.

37. HAFTA

Çalışan bir anne adayıysanız bu haftanın başında izne ayrılma vakti geldi demektir. SSK'lı olan anne adayları 34. haftadan itibaren 6 hafta, devlet memuru olan anne adayları da 37. haftadan itibaren üç hafta resmi izinlidirler. Doğum gerçekleşmemesi durumunda bu süre 10 gün daha uzar. Bu 10 günlük süre bittiğinde hala doğum yapmamışsanız hastaneye yatırılırsınız ve gerekli tıbbi incelemeler yapılarak doğum zamanı için karar verilir.

Bu haftadan itibaren evişlerinden de izne ayrılın. Eşiniz ve yakınlarınız tüm evişi görvlerini seve seve sizin yerinize yaparlar. Ne de olsa ailenin odak noktası sizsiniz.

Çocuklar yeni gelecek bir kardeş için hem sevinirler, hem de onlara olan yoğun ilginin azalmasından korkarlar. Şimdiden "yeni gelecek bebeğin yeri ayrı, senin yerin ayrı" mesajını vermeye başlamanızda fayda var.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda 2800 gram. Bu ağırlıkları her hafta veriyoruz. Ancak bunların ortalama ağırlıklar olduğunu unutmayın. Bebekler 2500 gram ile 4000 gram arasında doğarlar. Yani normal doğum kilosu spektrumu oldukça geniştir.

Bu hafta biraz doğum olayına ısınmaya başlayın:

36. HAFTA

--------------------------------------------------------------------------------





36. HAFTA

Bu haftadan itibaren artık doktorunuza haftalık gitmelisiniz. Artık gebelik sürenizin tamamlanmasına yaklaşık dört hafta kaldı ve içinizi bir heyecan kaplamaya başladı bile. İlk gebeliğinizse sürekli olarak aklınızda "nasıl olacak acaba?" düşüncesi olabilir. Doğum yapacağınız yeri ve yatacağınız odayı görmek rahatlamak açısından oldukça faydalı olabilir. Doktorunuz size bu imkanı muhtemelen tanıyacaktır.


Epidural hakkında ne düşünüyorsunuz? Almanya'da normaldoğumların %60'ının epiduralle, sezeryanların ise %90'dan fazlasının epidural ya da spinalle gerçekleştiğini biliyormuydunuz? Bu, Kanada ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde de böyle. Epidural sanıldığının aksine yeni bir yöntem değildir, yaklaşık 30 yıldır rutin olarak kullanılan bir yöntemdir. Epidural %90 anne adayında ağrısız ve konforlu bir doğuma olanak verir. Ağrı, bebekte fetal distres yaratabilen bir durum olduğundan doğumda ağrının giderilmesi fetal distres ve buna bağlı sezeryan riskini azaltır. Öte yandan epidural, ıkınma için gerekli kas gücünü azaltabileceğinden doğum eyleminin ikinci evresininin uzamasına ve dolayısıyla vakum uygulama gerekliliğinin doğmasına neden olabilir. Kar/zarar oranı genellikle epidural lehine olduğundan doktorunuz size bunu önerdiğininde kabul etmeniz uygundur.

Epiduralle ilgili ayrıntılı bilgi almak için tıklayın



Bebeğinizin artık yağ dokusu giderek artıyor ve buna bağlı olarak kolları ve parmakları boğum boğum ortaya çıkmaya başladı :-) Bu haftanın sonundan itibaren doğsa bile "erken doğuma" bağlı bir problem yaşama riski çok düşük. Miyadında bir gebelik 38-42 haftalar arasında olmasına karşın biz 36. haftadan itibaren doğan bebekleri preterm (prematüre) olarak tanımlamayız.

35. HAFTA

35. HAFTA


Bebek hareketlerinize dikkat ediyorsunuz değil mi? Doktorunuz size belki de her takibinde ilk olarak "Bebek hareketleri iyi mi?" diye soruyor. Bebek hareketleri bebeğinizin sağlıklı olduğunu gösteren en önemli bulgulardan biridir. Sağlıklı bebek, fazla enerjisini hareket ederek harcar.
Bu hareketler bebeğinizin kaslarının gelişmesi açısından önemlidir. Bebeğiniz ayrıca yaptığı solunum hareketleriyle (siz bunları hissedemezsiniz, ancak belki doktorunuz ultrasonda göstermiş olabilir) solunum kaslarını da güçlendirerek dış dünyaya hazırlanır. Çeşitli nedenlerle (sizin uzun süredir aç olmanız, yorgun olmanız, uykusuz olmanız gibi) bebeğiniz belli zamanlarda nispeten daha az oynayabilir.

Bebek hareketlerinizin azaldığını hissettiğinizde doktorunuza haber vermelisiniz. Hareket azalmasının tanımını her anne adayı kendisi yapmalıdır. Düzenli olarak hareket etmekteyken, hareket etme alışkanlıkları aniden değişen bir bebekte mutlaka problem olması gerekmez, ancak ileri inceleme amacıyla NST (nonstres test) yapılması gerekebilir.

Bebeğinizin bu hafta bağışıklık sistemi artık olgunlaşmaya ve antikor üretmeye başladı. Bu maddeler bebeğiniz doğduğunda muhtemel enfeksiyon etkenleriyle başa çıkabilmesi açısından çok önemli.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda 2500 gram!!

34. HAFTA

34. HAFTA

Braxton-Hicks kasılmaları (hazırlayıcı kasılmalar) bu haftadan itibaren biraz sıklaşabilir.
Anne ve baba adaylarının önemli bir kısmı bu gebelik haftalarından itibaren gebelikte cinsel ilişkiyle ilgili bazı kaygılar duyabilirler. Öncelikle özel bazı durumlar hariç, cinsel ilişkiyi gebeliğin bazı dönemlerinde kısıtlamak için geçerli bir neden olmadığını bilmelisiniz. Orgazm olma esnasında uterusunuzda kısa süreli kasılmalar ortaya çıkabilir. Bu kasılmaların bebeğinize zarar verdiğine dair kanıt yoktur.
Cinsel ilişki için en rahat pozisyonu kendiniz belirlemelisiniz. Önceden alışkın olduğunuz cinsel ilişki pozisyonunu karnınızın üzerine baskı olmayacak şekilde ayarlamalısınız. Eğer kendinizi vajinal ilişkide rahat hissetmiyorsanız karşılıklı uyarma , oral seks gibi alternatif yöntemlerle cinselliğinizi yaşamaya devam edebilirsiniz. Bu haftalarda fiziksel ve psikolojik durumunuz nedeniyle cinsel arzunuz azalmış ve hatta yok olmuş olabilir. Kendinizi zorlamayın, eşiniz bunu mutlaka anlayışla karşılayacaktır.

Önceki haftalarda okuduğunuz gebelikte cinsellik konusunu tekrar gözden geçirmenizde fayda var.


Bebeğinizin beyin işlevlerine her hafta bir yenisi katılıyor. Bu haftadan itibaren bebeğiniz uyurken gözlerini kapamasını, uyanıkken de açmasını ve belli aralıklarla kırpmasını öğrendi.
Yandaki ultrason resminde bebeğinizin kaş ve şakak seviyesinden alınmış bir kafatası kesitini görüyorsunuz. BPD (Biparietal Diameter) adı verilen bu kesit bize beyin içi yapıları incelememize ve kafatasının haftasına uygun gelişip gelişmediğini değerlendirmemize olanak verir.
Bebeğinizin bu haftanın sonunda ağırlığı 2200 gram olacak.

33. HAFTA

Bazı anne adaylarının ileri gebelik haftalarına kadar "karınları çıkmayabilir". Bu, bebeğin gelişmesinde bir problem olmasından değil, anne adayının yapısal özelliklerinden kaynaklanan bir durumdur.

Daha önceki haftalarda öğrendiğiniz gibi, ayak bileklerinde şişmeler normal gebelik bulguları olarak kabul edilir. Ancak elde ve yüzde şişme, şiddetli başağrısı, sinek uçuşması, şimşek çakması, şişmelerin 2-3 gün gibi bir süre içinde aniden artması, karın ağrısı, bulantı-kusma, kendinizi hasta hissetme gibi durumlarda preeklampsi söz konusu olabileceğinden doktorunuza başvurmalısınız. Tansiyon yükselmesi, idrarda protein ve vücutta şişmeyle seyreden bu hastalık ciddi bir durumdur.

Bu gebelik haftasında bebeğinizin amnios sıvısı miktar olarak en yüksek aşamadadır. Doğuma kadar da miktarı sabit kalır. Amniyos sıvısı bebeğinizi dış ortama karşı koruyan steril bir sıvıdır. Bebeğiniz bu sıvıyı yutar, akciğerlerinden ve cildinden de emilerek kana geçer. Eksilen sıvı bebeğinizin idrar yapmasıyla yeniden tamamlanmış olur. Sıvının içinde bebeğinizin vücut biyokimyasını yansıtan maddeler dışında, cildinden dökülen hücreler, verniks, lanugo gibi maddeler de bulunur. Bebeğin sıvısının azalması kordona baskı oluşması riskini artırması nedeniyle ciddi bir durumdur. Her ultrason değerlendirmesinde doktorunuz bebeğinizin gelişmesi yanında mutlaka amniyos sıvısı miktarını da değerlendirmektedir.

Bebeğinizin beyin dokusunun hızlı bir şekilde büyümesi nedeniyle bu hafta içinde baş ölçüleri de nispeten hızlı bir şekilde büyür. Ciltaltında yağ dokusu depolanmaya devam ettikçe bebeğinizin rengi kırmızıdan pembeye dönmeye başlar. Testisler artık tümüyle karın boşluğundan normal yerleri olan skrotuma inmişlerdir.

Bu haftanın sonunda bebeğiniz 2 kilogram!

32. HAFTA

32. HAFTA


Gebelik döneminde bazı anne adayları kendilerini itici bulabilirler. Karınları büyüdüğü için, belki de çatlakların ortaya çıkması nedeniyle eşlerine eskisi kadar çekici gelmediklerini düşünebilirler. Aslında gebelik felsefi anlamda varolabilmemizin tek yoludur. Vazgeçilmez ve yeri doldurulamaz bir görevdir. Bu yüzden gebelik ve güzellik birbirleriyle karşılaştırılamayacak iki ayrı kavramdır.

Bazı anne adayları da kendilerini aksine oldukça çekici bulurlar. Aynaya baktıklarında ne kadar güzelleşmiş olduklarını farkederler. Yakında dünyaya getirecekleri bebeğin hayalini kurarak kendilerini iyi hissederler ve eşlerinin de aynı şeyleri düşündüğünü hissederler. Sizin bu şekilde düşünmemeniz için ne gibi geçerli nedenleriniz var?


--------------------------------------------------------------------------------

Bu haftadan itibaren artık doktorunuza iki haftada bir gitmelisiniz.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 1800 gram olacak. Bebeğinizin beş duyusu da artık tam olarak işlev görüyor. Tırnaklar ve saçlar uzamaya devam ediyor.

Bebeğinizi nasıl besleyeceğinize karar verdiniz mi? Büyük ihtimalle bebeğinizi ilk gördüğünüzde siz de emzirme yönünde karar vereceksiniz. En azından başlangıç dönemi için bebeğinize hakkı olan kendi sütünüzü vermelisiniz.

31. HAFTA

Rüyalarınızın değiştiğini farkettiniz mi? Anne adayları bu gebelik haftalarında garip rüyalar görebilirler. Kısa bir uykuya dalsanız bile hemen rüya görmeye başlayabilirsiniz. Belki de gebelik dönemi yaşamınız boyunca en sık rüya gördüğünüz dönem olacak. Bunları eşinizle ve arkadaşlarınızla paylaşın.

Rüyaları hatırlamanın en etkili yolu, yatağınızın başucunda bir not defteri bulundurmaktır. Kalkar kalkmaz hemen gördüğünüz rüyayı not edin, yoksa saniyeler içinde unutursunuz.


--------------------------------------------------------------------------------

Bebeğinizin önceki haftalardaki hızlı büyümesi bu haftadan itibaren nispeten azalır. Beyin dokusu işlevsel gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Akciğerde surfaktan yapımı bu gebelik haftasından itibaren daha da hızlanacak.

Bu haftanın sonunda bebeğiniz 1650 gram!

30. HAFTA

30. HAFTA


Bir anne adayı için en iyi yatış pozisyonu sol yandır. Aorta ve vena cava adlı ana damar yapıları vücutta hafifçe sağda yeraldıklarından bu yatış pozisyonu bu yapılara en az bası olmasını ve böylece organlara kan gidişi ve kan dönüşünün en az şekilde engellenmesini sağlar. Bu şekilde uyumakta zorlanırsanız karnınızın altına veya bacaklarınızın arasına yastık koyun. Arkaya eğilen bir koltuk da faydalı olabilir.
Özellikle mide yanması olan anne adaylarında vücudun üst kısmının alt kısma göre hafifçe yüksekte tutulması (başın altına konan ek yastıklarla) mide asidinin yemek borusuna kaçmasını engellemede faydalı olabilir.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda 1.5 kilogram civarında olacak. Bebeğinizin cildinde erken dönemlerde ortaya çıkan ve lanugo adı verilen ipeksi tüyler yavaş yavaş kayboluyor. Bebeğiniz göz kapaklarını düzenli olarak açıp kapatıyor. Kemik iliği artık kan yapma işini yavaş yavaş karaciğerden devralmaya başladı.

Bu hafta bebeğinize bir isim belirleyin:

29. HAFTA

29. HAFTA


Kendinizi sonsuza kadar gebe kalacakmış gibi mi hissetmeye başladınız? Karın cildiniz kaşınıyor, nefes darlığı şikayetiniz var, hemoroid (basur), bacak krampları, mide yanması, hazımsızlık, kas ağrıları. Bunların önemli bir kısmı tedavi edilebilir. Doktorunuza danışın.

Gebelikte egzersiz yapıyormusunuz? Daha önceden alışkın değilseniz asla kendinizi yoracak egzersizler yapmayın. Yürüme ya da jogging, gebelik için en iyi egzersizlerdir. Eğer önceden egzersiz yapma alışkınlığınız varsa belli kurallara uyarak gebelik döneminde de bu egzersizlere devam edebilirsiniz. Gebelikte egzersiz için tıklayın



Bu gebelik haftalarında doğan bebeklerin sayısı arttıkça prematüre bebekler ile ilgili bilgiler de artıyor. Bilimsel çalışmalar bu haftada doğmuş bir bebeğin ışık, ses, tat ve koku gibi algılarının tümüyle gelişmiş olduğunu gösteriyor.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda 1300 gram

28. HAFTA

Üçüncü trimesterde ikinci trimesterde olduğunuz kadar rahat olmayabilirsiniz. Bacak krampları, basur, varisler, kaşıntılı cilt çatlakları, bel ağrıları, ayağınızda şişmeler, mide yanması, hazımsızlık bu trimesterde nispeten daha sıktır. Bu belirtilerin hemen tümü çeşitli şekillerde tedavi edilebilir. Doktorunuza danışın.


Eşinizin masaj yapması
sizi oldukça rahatlatabilir.




Bebeğiniz inanılmaz bir hızla büyümeye devam ediyor. Kaşları ve kirpikleri oluştu, saçı uzamaya devam ediyor. Gözler tümüyle oluşmuş durumda. Bebeğiniz yağ depolarını oluşturmaya başladı ve ağırlığının %2-3'ü yağ dokusu depolarından oluşuyor.

Akciğerler şu anda solunum işini yapma özelliklerini kazandılar ancak bu gebelik haftasında doğan bebeklerde surfaktan adlı maddenin yetersiz olması nedeniyle solunum problemleri oluşabilir.

Bu haftanın sonunda bebeğiniz yaklaşık 1000 gram!

Onunla konuşun çünkü sesinizi tanıyor artık.

27. HAFTA

Tebrikler! Bu haftanın sonunda ikinci trimesteri de bitirmiş olacaksınız.

Uterusunuz göğüs kafesinize yakınlaştıkça diyafragma da (karın boşluğu ile göğüs kafesini ayıran kas yapısı) yukarıya doğru yer değiştireceğinden, özellikle derin nefes alma esnasında zorluk çekebilirsiniz. Bu, akciğerlerinizin tam olarak şişememesinden kaynaklanan bir durumdur. Başınızın altına bir yastık daha koyarak uyumayı deneyin. Merak etmeyin, gebelik hormonlarınız sizin dakikalık nefes alma sayınızı artırdığından bebeğinize yeterince oksijen veriyorsunuz.


Bu hafta içinde de beyin hızı gelişimini sürdürüyor ve akciğerler de gelişimlerine devam ediyor. Bebeğiniz artık göz kapaklarını açıp kapatıyor.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 950 gram olacak. Ancak sizin ve eşinizin yapısal özelliklerine göre bu 650 gram kadar düşük olabileceği gibi, 1500 gram kadar yüksek olabilir. İri bebek, ya da düşük kilolu bebek tanısı genelllikle seri ölçümlerle konur.Bu seri ölçümlerde bebeğin belli bir zaman dilimi içerisinde ne kadar kilo aldığı belirlenir. Yandaki ultrason resminde bebeğin karın çevresi kesitini görüyorsunuz. Hemen kalbin altından yapılan ve karaciğerin büyük kısmını içine alan bu kesit, gelişme geriliği tanısının konmasında çok önemlidir.

26. HAFTA

26. HAFTA

Uterusunuzda ani kasılma ve gevşemeler hissederseniz korkmayın. Bunlar Braxton-Hicks kasılmaları adı verilen ağrısız, adet krampları gibi ve düzensiz aralıklarla gelen kasılmalardır. Uterusunuz gerçek doğum sancıları için antrenman yapmaktadır.

Öte yandan her anne adayı gibi siz de erken doğum belirtilerine duyarlı olmalı ve gerekli durumlarda doktorunuza haber vermelisiniz:

Erken doğum tehdididinin en önemli belirtisi uterusta düzenli aralıklarla ortaya çıkan kasılmalardır. Bu kasılmalar ağrısız da olabilirler.

Kasılmalarınızın olup olmadığını anlamak için avcunuzun içini karnınıza hafifçe dokundurunuz. Avucunuzun altında uterusun "toplanıyor" hissi yaratması kasılma belirtisidir. Bu esnada ağrı duyulması şart değildir. Bu kasılmaların sıklığını ve süresini ölçünüz. Saatte dört kez ya da daha sık ortaya çıkan kasılmalarda mutlaka doktorunuza haber veriniz.


Erken doğum tehdidinin diğer önemli belirtileri arasında pelviste dolgunluk hissi, adet sancısına benzer kramp tarzı ağrılar, pozisyon değiştirmekle geçmeyen belağrıları, vajinal akıntının artması ya da niteliklerinin değişmesi (daha müköz, daha sulu ya da kanlı akıntı ortaya çıkması), ishalle beraber olan ya da tek başına ortaya çıkan barsak krampları yeralır. Bu durumda yine kasılmalarınızı elle kontrol ediniz. Bu belirtiler kasılma olmadan tek başlarına erken doğum tehdidi açısından bir anlam taşımazlar. Ancak bu belirtilerden biri varsa ve kasılmalarınızın olup olmadığından emin değilseniz yine doktorunuza başvurmalısınız.


Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 800 gram olacak.

Bu hafta akciğerlerde bir yandan damar yapıları öte yandan hava kesecikleri hızlı bir şekilde oluşmaya başladı. Bu hava keseciklerinin içini döşeyen surfaktan adlı madde de üretilmeye başlandı. Surfaktan üretimi akciğerdeki hava keseciklerinin sönmeden şişmiş vaziyette durabilmeleri için çok önemli.

Beyinde görme ve işitme dalgaları oluşmaya başladı.

25. HAFTA

25. HAFTA

Uterusunuz şu anda yaklaşık olarak bir futbol topu büyüklüğünde. Büyüme hızlı bir şekilde devam ediyor. Bu büyüme sürecinde uterusunuz belinizde bulunan sinirlere hafifçe baskı yaptığında bile bel ve bacaklarınızda zonklama tarzında ağrılar hissedebilirsiniz. Dinlenin, sık sık pozisyon değiştirin, ağrı oluştuğunda ılık bir duş alın ya da ağrıyan bölgeye buz tatbik edin. Ağrılarınız çok şiddetli olduğunda doktorunuzun önereceği ağrı kesicileri kullanabilirsiniz.




Üç boyutlu ultrason hakkında bilginiz var mı? Henüz çok yaygın olmayan bu teknoloji bebeğinizin daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesine olanak sağlıyor. Çalışma prensibi basit: bebeğinizin çeşitli açılardan kesitlerini alıyor ve aldığı kesitlerin arasını önceden yüklü bir program yardımıyla kendisi dolduruyor ve ortaya yandakilere benzer görüntüler çıkıyor. Ancak gerçeğe yakın bir görüntü daha çok kesit alınması demek, bu da inceleme süresini belirgin şekilde artırabiliyor. Kesit sayısı az olduğunda ise ortaya çıkan görüntü gerçeğinden farklı olabilir. Şu an için gebelik takibinde üç boyutlu ultrasonografinin çok önemli bir yeri olmadığını söyleyebiliriz.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 800 gram!

24. HAFTA

24. HAFTA

Doktor kontrollerinize düzenli olarak gidiyormusunuz?

Doktorunuz size bu haftalarda "şeker yükleme ya da şeker tarama testi" şeklinde bir test yapılmasını önerebilir. Hiçbir belirti vermeden de gelişebilen gestasyonel diabet (gebelikte görülen şeker hastalığı) 24-28. gebelik haftaları arasında yapılan iki farklı testle ortaya çıkarılabilir: Diabet açısından daha yüksek risk altında olanlara 100 gram glikoz yüklemesi ile OGTT adı verilen test, hiçbir riski olmayan anne adaylarına ise 50 gram glikoz ile PPG adı verilen test uygulanır. OGTT'de birer saat aralıklarla toplam dört kez kan şekeri ölçümü yapılırken PPG'de açlık ve 1. saat tokluk olmak üzere iki kez ölçüm yapılır.


--------------------------------------------------------------------------------



Bebeğinizin kemik ve kas dokusu hızla gelişmeye devam ediyor. Bu da hareketlerin giderek güçleneceği anlamına gelir. Bu hafta içinde bebeğiniz 100 gram birden alarak yaklaşık 650 grama ulaşacak.

Yandaki ultrason resminde Doppler analizi sonucunda elde edilen damar şekillerini renkli olarak görüyorsunuz. Doppler, yüksek riskli gebelere uygulanan bir ileri inceleme yöntemidir. Amacı anomali taramak değil, damar akımlarını ölçmektir. Riski olmayan anne adaylarında siyah beyaz görüntüyü süslemekten başka bir işe yaramaz.

23. HAFTA

Bebeğinizin henüz alanı bol olduğundan tekmeleme, yumruklama, omuz atma gibi değişik hareketleri birbirinden ayırtedebilirsiniz. Hatta karnınızdan da hareketleri takip edebilirsiniz.

Bu dönemde çeşitli duygusal dalgalanmalar yaşıyorsanız bunun normal olduğunu kabul edin ve üzerinde durmayın.

Bebeğiniz bu haftanın bitiminde yaklaşık 550 gram ağırlığında. Bebeğinizin vücudunda oransal ilişkiler giderek normale dönüyor, ancak baş hala vücuda göre nispeten biraz daha büyük.

Bebeğinizin orta kulak kemikleri de gelişimini tamamlıyor ve sesleri bebeğinizin işitme merkezine iletmeye başlıyorlar. Bebeğinizle konuşuyormusunuz?

Bazı bebekler bu gebelik haftasında doğduklarında, çok iyi şartlarda yoğun bakım görmeleri şartıyla yaşayabilirler.

Doktorunuz size son yaptığı kontrolde "bebeğinizin ters durduğunu" söylemiş olabilir. Bu gebelik haftasında bebeklerin yaklaşık yarısı "ters" dururlar. Yani normal fetus duruş pozisyonu olan başaşağı durmak yerine uterus içinde otururlar. Makat geliş adı verilen durum, bebeğin doğum kanalına makatıyla gireceğini, yani bebeğin ilk doğan kısmının baş değil makat olacağını tarif etmek için kullanılan bir terimdir. Endişelenmeyin, bebeğiniz yeri bol olduğıundan sık sık "karar değiştirir". Miadında gebelikte makat gelişi olasılığı yanlızca %4'tür.

22. HAFTA

22. HAFTA

Uterusunuzu artık göbeğinizin iki parmak üstünde rahatlıkla hissedebilirsiniz. Gebelikte vücudunuzun ağırlık merkezi sürekli olarak değişir ve bu yüzden bel kemikleri de buna uyum sağlamak için biraz zorlanırlar. Kamburunuzu çıkarmadan karnınızı rahatça taşıyabileceğiniz en iyi duruş pozisyonunu belirlemelisiniz. Belağrısı çekiyorsanız alçak topuklu ayakkabılar tercih edin. Yüksek topuklu ayakkabılar gibi hiç topuğu olmayan düz ayakkabılar da belinizin zorlanmasına neden olabilir. Uzun süreli oturma ya da ayakta durmaktan kaçının. Oturduğunuzda dizlerinizin kalça seviyenizden yüksek olması için bir tabure kullanın.


Bebeğiniz yaklaşık 500 gram oldu ve sanki gerçek bir insanın ufak bir modeli.:-)). Artık kaşları ve gözkapakları da var. Beyinde bu haftadan itibaren gelişme biraz hızlanıyor. Bebeğiniz erkekse testisler karın içinden skrotuma inmeye başladı (skrotum testisleri barındıran torbamsı dış genital organdır). Bu süreç 32. haftanın sonuna doğru tamamlanacak.

Yandaki görüntü size aşina geldi mi? Resimde bebeğin omurgaları net ve adeta teker teker sayılacak kadar belirgin bir şekilde gözleniyor.

21. HAFTA

21. HAFTA


Gebeliğin bu aşamasına kadar anne adayları ortalama 5-7.5 kilogram alırlar. Eğer sağlıklı beslendiğinizden ve gereksiz kalori almadığınızdan eminseniz kiloları ve kalorileri ince bir şekilde hesaplamanıza gerek yok. Esas olan bebeğinizin gelişimi ve sizin sağlık durumunuzdur.

Bu gebelik haftasından itibaren özellikle akşamları ayak ve ayak bileklerinizde şişmeler hissedebilirsiniz. Bu şişmelerin nedeni büyüyen uterusun kanı bacaklarınızdan kalbe geri götüren toplardamarlara bası yapmasıdır. Doktor kontrollerinizde bir anormallik saptanmadığı sürece bu şişliklerin klinik açıdan hiçbir önemi yoktur. İstirahat etmeye özen gösterin ve istirahat ederken ayaklarınızı yükseltin.

Ayak şişliklerinin aksine ellerde ve yüzdeki şişlikler ise gebeliğin normal bir bulgusu olarak kabul edilmez ve ileri inceleme gerektiren durumlardır.

Bebeğinizin büyüme hızı bu hafta biraz yavaşlar. Bebeğinizin kalp kası bu haftadan itibaren giderek güçlenmeye ve daha güçlü bir şekilde kan pompalamaya başlar.

Bu gebelik haftasında ya da daha önce yapılan bir ultrasonda doktorunuz size "bebeğin eşi biraz aşağıda..." gibi bir şey söylemiş olabilir. Burada kastedilen "eş", bebeği besleyen plasenta adlı yapıdır. Bu yapı, gebelik ilerledikçe yer değiştirmeye devam eder ve genellikle 24. haftaya kadar uterus içindeki gerçek yerine ulaşır. "Eş aşağıda" demek, plasenta doğum kanalı girişine yakın, ya da bu kanalı kapatıyor demektir. İlk gebelikte ender görülen ve placenta previa adı verilen bu durum kendini beklenmedik zamanlarda oluşan kanamalarla gösterir. İlk gebeliğinizse biraz daha sabredin, birkaç hafta içinde bu durumun ortadan kalkma ihtimali yüksektir. Yine de bir kanama şikayetiniz olduğunda doktorunuza başvurmayı ihmal etmeyin.

Bebeğiniz bu haftanın bitiminde tam 400 gram!

20. HAFTA

20. HAFTA

Gebeliğin ilk yarısını geride bıraktınız bile. Artık "karnınız" da yavaş yavaş çıkmaya başladı. Uterusunuzu şu anda tam göbek deliğiniz hizasında hissedebilirsiniz. Bundan sonra da her hafta yaklaşık bir santimetre yukarı çıkmaya devam edecek. Gebeliğin en ilginç yönlerinden biri de 20. gebelik haftasından itibaren normal tekil bir gebelikte fundus-pubis mesafesinin (uterusunuzun üst noktası ile kasıklarınızın ortasında yeralan pubis kemiği arasındaki mesafe) santimetre cinsinden ölçümünün yaklaşık olarak gebelik haftasına tekabül etmesidir. İsterseniz bir deneme yapabilirsiniz, ancak bunu asla bir takıntı haline getirip ufak-tefek oynamalar için (örneğin 23. haftada yaptığınız ölçümün 22 çıkması gibi) kendinizi üzmeyin.

Bu gebelik haftasından itibaren göbeğinizle pubis arasında kalan orta hat çizgisi de (linea nigra) koyulaşmaya başlar, endişelenmeyin, bu çizgi doğum sonrasında tamamen kaybolacaktır.


Bebeğiniz aynen yenidoğmuş bir bebek gibi uyku ve uyanıklık dönemlerinden geçer. Bu haftadan itibaren bebeğinizin saç ve tırnaklarındaki uzama hızlanır. Bebeğiniz kız ise uterusu bu haftada gelişmeye başlar.

Yandaki resim kalp ve karaciğer seviyesinden alınmış bir ultrason görüntüsü. Bebeğinizin safra kesesi üstte ufak siyah boşluk, midesi ise hemen altında daha büyük siyah boşluk şeklinde gözleniyor.

19. HAFTA

19. HAFTA

Bu gebelik haftasından itibaren cildinizde çeşitli değişiklikler hissetmeye başlayabilirsiniz. Bu değişiklikler gebelik hormonları ve gebeliğin mekanik etkileri (uterusun büyümesi) sonucu oluşurlar. Kloazma (gebelik maskesi) adı verilen alın, yanak, burun ve çenede yama tarzında kızarıklıklar özellikle güneşe aşırı maruz kalmanız durumunda belirginleşebilir. Bu lekeler genellikle kalıcı değildirler.

Karnınızın, memelerinizin ve bazı anne adaylarında kalçaların büyümesine bağlı olarak bu bölgelerde çatlaklar oluşmaya başlayabilir. Çatlak olan cilt alanlarında kaşıntılar da sıktır. Cildinizin kuru olması kaşıntı şikayetini artırır. Çatlaklar sıklıkla kalıtsal özelliklere bağlı olarak anne adaylarının %50'sinde oluşurlar. Estetik görüntü bozukluğu yaratacak çatlaklar oldukça enderdir. Badem yağı ya da diğer özel bazı kozmetik ürünlerle cildinizin kurumasını ve kaşınmasını önleyebilirsiniz. Bol sıvı almanız ve sağlıklı beslenmeniz de cilt kuruluğunu önlemede yardımcı olur. "Çatlak kremleri" cildi nemlendirerek ve esnekliğine katkıda bulunarak çatlakların şiddetini azaltabilirler. Ancak eğer çatlak oluşturmaya eğiliminiz varsa hiç bir ilaç bunu tam olarak önleyemez. Çatlaklar doğum sonrasında kısa zamanda gümüş bir renk alırlar ve kalıcıdırlar.


Bebeğinizin cildi lanugo adı verilen ipeksi tüylerle kaplı. Bu haftadan itibaren vernix caseosa (verniks kazeoza okunur) adlı madde de üretilmeye başlandı. Bu madde beyaz renkli, krem kıvamında ve bebeğinizin cildini kaplayarak koruyan bir maddedir. Bebeğiniz doğduğunda bu maddenin nasıl birşey olduğunu göreceksiniz. Vernix'in amacı bebeğinizin cildini sürekli olarak maruz kaldığı sıvı ortamdan korumaktır. 9 ay boyunca bir su dolu bir küvette kalsanız cildinizin alacağı şekli düşünebiliyormusunuz?

Bebeğiniz bu haftanın bitiminde tam 280 gram!

18. HAFTA

18. HAFTA

Gebelikte baş dönmesi, bayılma hissi normal kabul edilebilir. Eğer bu şikayetler sık ortaya çıkmıyorsa ve bilinç kaybı gibi ağır bir durumla sonuçlanmıyorsa gebeliğiniz üzerinde olumsuz bir etkisi olması beklenmez. Gebelik döneminde dolaşım sisteminde ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle ani pozisyon değişikliklerine cevap yavaşlar ve bu nedenle ani hareketlerde tansiyon düşebilir. Postural hipotansiyon adı verilen bu durumda ani yapılan ayağa kalkma hareketlerinde tansiyonunuz aniden düşebilir ve buna bağlı belirtiler ortaya çıkabilir.


Bebeğiniz bu haftanın sonunda 210 gram ağırlığına ulaşır. Yüz ve vücut özellikleri de giderek insana daha çok benzemeye başlamaktadır.

Bebeğinizin barsaklarında mekonyum adı verilen ilk dışkı da bu gebelik haftasından itibaren oluşmaya başlar. Erkek bebeklerde prostat gelişimi bu gebelik haftasında başlar ve tamamlanır.

Bu hafta bebeğiniz için bir internet sitesi tasarlayın




Bebek hareketlerini henüz hissedemediyseniz endişeye kapılmayın. Özellikle ilk gebeliğini yaşayan anne adaylarında hareketler 22. haftaya kadar algılanamayabilir. Doktorunuz size ultrasonda bebeğin hareketlerini gösterecektir.

Bebek ilk hareketlerine 9-10. haftada başlar. Oldukça zayıf bu hareketler ultrasonda gözlenebilir. Bağımsız kol ve bacak hareketleri 10. haftada, vücut ve baş hareketleri 16. haftada başlar ve 14. haftada başlayan solunum hareketleri çalışmaları 20-24. haftada hızlanır. Daha önce doğum yapmış olan anne adayları ilk hareketleri 16 hafta kadar erken bir dönemde hissedebilirken ilk doğumunu yapacak olan anne adayları hareketleri 22. haftaya kadar hissedemeyebilirler.

Hissedilen hareket baş ya da kol-bacakların "gerilmesi" şeklinde, vücudun "dönmesi" şeklinde, ya da "tekmeleme" şeklinde olabilir. Uyku-uyanıklık durumuna göre bebek saatte 8-40 arasında hareket yapar. Bunların yanlızca bir saniyeden uzun süren ve güçlü olanları anne tarafından hissedilir. Her bebek baştan itibaren kendine özgü bir hareket etme alışkanlığı geliştirir. "Bebek hareketlerinin azalması" anne tarafından "bebeğin hareket etme alışkanlıklarının" değişmesidir. Bebeğin uyuması 20 dakika kadar kısa 2 saat kadar uzun olabilir ve bu dönemde hareketler oldukça azalır. Ancak önceden oldukça iyi oynayan bir bebeğin bir saat boyunca hiç oynamaması anormal kabul edilmeli ve anne adayı sakin bir köşeye çekilerek bebeğinin hareketlerini tekrar değerlendirmeli, gerekli durumlarda doktoruna danışmalıdır.

17. HAFTA

17. HAFTA

Uterusunuz göbek seviyenize ulaşmak üzere ve bunu elinizle hissedebilirsiniz. Bebeğiniz bu haftadan itibaren önceki haftalara göre daha hızlı kilo almaya ve gelişmeye başladığından muhtemelen siz de biraz daha hızlı kilo almaya başlayacaksınız. Bu döneme kadar anne adayları ortalama ortalama olarak 2.5-5 kilo alırlar.

Geçen hafta üçlü testinizi yaptırmadıysanız bu hafta ya da en geç 18. haftanın sonuna kadar yaptırmalısınız.

Üçlü testte risk çıkan anne adaylarına, ya da başka nedenlerle Down sendromu ve/veya nöral tüp defekti yüksek olan anne adaylarına 16-18. gebelik haftaları arasında amniyosentez önerilir. Bu, bebeğin içinde yüzdüğü sıvıdan bir enjektör yardımıyla bir örnek alınması işlemidir. Bu sıvıda bebeğinize ait olan hücreler ve diğer bazı maddeler incelenerek risk tahmini yapılır.

Bebeğinizin hareketlerini hissettiniz mi?


Bebeğin ciltaltı yağ depoları bu gebelik haftasından itibaren hızla artmaya başlar. Bebek ve plasenta bu haftada yaklaşık aynı boyutlardadır. Ufacık kalp günde 30 litre kan pompalar. Bebeğinizin emme, yutma ve göz kırpma refleksleri de bu gebelik haftalarında ortaya çıkar.
Bu haftanın sonunda bebeğinizin ağırlığı yaklaşık 150 gram olacaktır.

Yandaki resimde ilk görüntü 17. gebelik haftasında bir bebeğin ayağını, ikinci görüntü ise yüz profilini belirgin olarak göstermektedir.

16. HAFTA

16. HAFTA

Damarlarınızdaki toplam kan miktarı tüm gebelik boyunca, gebelik öncesine göre %40-50 oranında artar. Bu artış gebeliğin en erken dönemlerinde başlar ve 16. haftada hızlanır. Kan miktarının bu kadar artmış olması burun tıkanıklığı ve burun kanaması gibi belirtilere neden olabilir.

Artan kan hacmi büyüyen bebeğinizin ihtiyaçlarının karşaılanması açısından önemlidir. Bu nedenle kalbiniz daha çok çalışır. Kalbi sağlam olan anne adaylarında kalbin daha fazla çalışması biir problem yaratmaz.

Bebeğinizde nöral tüp defekti ve Down sendromu risk belirlemesi yapan Üçlü test, ideal olarak 16-18. gebelik haftaları arasında uygulanır. Bu testin yapılabilmesi için bu gebelik haftaları arasında doktorunuza başvurmayı ihmal etmeyin.


Bu haftadan itibaren özellikle daha önceden doğum yapmış anne adayları bebeklerinin hareketlerini hissetmeye başlayabilirler. Bebeğin kemikleri geliştikçe ve kasları güçlendikçe bu hareketler daha iyi hissedilecektir.

Bebeklerin bacakları artık kollarından daha uzundur ve uterus içinde bol miktarda yerleri olduğundan bol bol hareket ederler. Bebeğinizin el ve ayak tırnakları da bu gebelik haftasından itibaren uzamaya başlar.

Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 110 gram ağırlığına ulaşır.


Sevgili günlük; Artık buradan çıkacağım günleri iple çekiyorum.
Ama doktorun söylediğine göre daha çok da varmış...

Bu hafta bunu okuyun:

15. HAFTA

15. HAFTA

Uterusunuzu artık dışarıdan elle hissedebilirsiniz. Elinizi karnınıza koyduğunuzda elinize top gibi, yumuşak bir kitle gelecektir. İşte bebeğiniz buradadır. Birkaç hafta içinde varlığını yeterince belli edecektir merak etmeyin. Bu arada "kız mı? ; erkek mi?" soruları ve spekulasyonlar da çoğaldı sanırım. Herkes ve özellikle de büyükleriniz farklı şeyler söylüyor.


Bebeğinizin kemik ve kas dokusu bu gebelik haftasından itibaren biraz daha hızlı gelişmeye başlar. Bebeğinizin cildi bu haftada çok ince ve şeffaftır, ciltte belirgin damar yapıları izlenir. Lanugo adı verilen ipeksi cilt tüyleri gelişmeye başlar. Bu tüyler 26. haftaya kadar varlığını sürdürür.

Yandaki ultrasonda bebeğin yüzü ve göz boşluğunun içinde lens (mercek) yapısı görülmektedir.


Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda erkek bebeklerin testis ve penislerinin görülmesiyle %100 doğrulukla cinsiyet belirlenebilir. Ancak elbette gebeliğin daha ileri haftalarına kadar ve hatta bebek doğana kadar cinsiyeti belirlenemeyen bebekler de olabilir. Bu, bir yandan bebeğin pozisyonuyla, öte yandan cinsiyetiyle (kız bebekler daha geç tanınır), yine ultrason cihazının ve ultrasonu yapan kişinin özellikleriyle ilgilidir.

14. HAFTA

14. HAFTA

Gebelik hormonlarınız bu gebelik haftasında artık maksimum seviyeye ulaşmışlardır ve daha fazla artış göstermezler. Bu da bulantılarınızın ve yorgunluk hissinizin kaybolacağı, kendinizi daha rahat hissedeceğiniz anlamına gelir. Bu gebelik haftasından itibaren progesteron hormonunun etkisiyle tüm düz kaslarda oluşan genel gevşeme barsak hareketlerinin de azalmasına neden olacağından kabızlık şikayeti ortaya çıkabilir. Büyüyen uterusun kalın barsak üzerindeki baskısı da bu şikayeti artırabilir. Lifli besinlerden zengin beslenmeli, tuvalet ihtiyacınızı ertelememelisiniz. Kabızlık şikayetiniz sizi çok rahatsız ederse doktorunuzun önerisine göre çeşitli ilaçları kullanabilirsiniz.

Pratik öneri: Bir anne adayı için en güzel kahvaltı corn flakes+yulaf ezmesi+süt+az miktarda şeker (süt yerine meyve suyu da olabilir). Bu karışım lif oranı yüksek (kabızlığa karşı oldukça etkili), B vitamininden zengin, süt kullanırsanız kalsiyum içeriği yüksek, meyve suyu kullanırsanız C vitamini içeriği yüksek bir karışımdır.

Bu gebelik haftasından itibaren göğüslerinizde ve karnınızdaki toplardamarların daha da genişlemiş olduğunu farkedebilirsiniz. Meme uçlarınız büyür ve rengi koyulaşmaya başlar. Meme dokusu emzirme için yapmaya başladığı hazırlıkları hızlandırmaktadır.


Bebeğinizin boyu bu haftanın sonunda 8-10 santimetreye, ağırlığı da yaklaşık 45 grama ulaşır. Bebek artık solunum yapma çalışmalarına başlamıştır. Gözler ve kulaklar gelişimini sürdürmekte, boyun uzamaktadır. Bebeğin başı da artık hareketlenmiş ve böylece sabit çenesine yaslanmış pozisyonundan kurtulmuştur. Bebeğiniz artık ellerini de serbestçe hareket ettirmektedir.

Bebeğinizin kalp atışları bu dönemde doppler cihazı yardımıyla (dikkat: burada kastedilen doppler cihazı ultrasonda kullanılan doppler değil, kalp atışlarını duymaya yarayan ufak bir el aletidir).

13. HAFTA

13. HAFTA

Artık ikinci trimester başlamıştır. Trimester kelime olarak "üç ay" anlamına gelen latince bir kelimedir. Gebelik yaklaşık 9 ay kabul edilerek birinci, ikinci ve üçüncü trimester olmak üzere üç ayrı döneme ayrılır.

İkinci trimester gebeliğinizde en çok rahat edeceğiniz dönemdir. Gebeliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan şikayetlerin önemli bir kısmı kaybolmuş ve vücut gebeliğe uyum sağlamıştır. Yorgunluğunuz devam ediyorsa istirahat etmeye devam etmelisiniz.

Bu dönemde karnınızda ve özellikle de sağ kasığınızda ağrılar ortaya çıkabilir. Bu ağrılar büyümekte olan uterusun, uterusu yerinde tutan bağları ve özellikle de ligamentum rotundum ("yuvarlak bağ") adlı yapıyı germesinden kaynaklanan ağrılardır. Uterusun yuvarlak bağa göre daha hızlı büyümesinden kaynaklanan bu ağrılar çok uzun süreli olmazlar ve ligamentlerin uyum sağlamasıyla ortadan kaybolurlar.


Bebeğinizin ses telleri oluşmaya başlamıştır. Yüzü giderek daha çok insana benzemekte ve gözler birbirlerinden ayrık biçimlerini kaybederek orta hatta yaklaşmaktadırlar. Kulaklar da yavaş yavaş normal yerlerine gelmektedirler. Bu dönemde özellikle erkek bebeklerin ultrasonda cinsiyetleri belli olabilir ancak bebeklerin cinsiyetleri en sık 16. hafta ve sonrasında görülür.

Barsaklar karın içine olan göçlerini tamamlamak üzeredirler. Karaciğer safra üretimine, pankreas da insülin üretimine bu gebelik haftasında başlar

12. HAFTA

12. HAFTA

Uterusunuz artık pelvisten (pelvis uterusun ve diğer genital organların bulunduğu kemik çatınızdır), yukarı doğru hareket etmeye başlar. Böylece mesane üzerindeki baskı ortadan kalkar ve sık idrara çıkma şikayetleriniz hafifler.

Bulantılar bu haftadan itibaren artık azalmaya başlarlar ve yorgunluk şikayeti de azalır. Başağrısı şikayetleri bu dönemde kan hacminin artmasına bağlı olarak ortaya çıkabilir. Başağrıları hakkında bilgi almak için tıklayın


Bebeğin tüm organları artık oluşmuştur. Bu haftadan itibaren yapısı ve işlevleri belirlenmiş olan organlar hacim olarak büyümeye başlarlar. Parmaklarda tırnaklar ortaya çıkmıştır ve saç ve tırnaklar uzamaya başlar. Genitaller de şekillenmeye başlar. Amniyos sıvısı da artık artmaya başlar ve bebeğin böbrekleri idrar yapar, bebek bu sıvıyı yutar ve idrarla çıkarır. Barsakta peristaltik sindirim hareketleri de başlamıştır.

Bu haftanın bitiminde bebeğinizin ağırlığı yaklaşık 14 gramdır.

gebelikte 11. HAFTA

11. HAFTA

Bulantılarınız azaldıkça iştahınızın eski haline döndüğünü göreceksiniz. Ancak bazı kokular sizi bu gebelik haftasında da rahatsız etmeye devam edebilir.


Bu haftadan itibaren bebeğin organ gelişimi büyük ölçüde tamamlanmıştır. Bu haftanın sonunda bebeğinizin baş popo mesafesi 5 santimetreye, ağırlığı da 8 grama ulaşır. Bebeğinizin oransal olarak en hızlı geliştiği hafta bu haftadır.

Bu gebelik haftasında bebeğinizin başı bacaklar hariç tüm vücut uzunluğunun yaklaşık yarısı kadardır. Gözkapakları oluşmuş ve göz rengini belirleyen iris tabakası ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu hafta içinde bebekle plasenta arasındaki alışveriş de başlar.

gebelikte 10. HAFTA

10. HAFTA

Bu gebelik haftasında artık bulantılarınız hafiflemeye başlamıştır. Bazı anne adaylarında ise bu şikayetler birkaç hafta daha aynı şiddette devam edebilir. Gebelik hormonlarının etkisiyle bazı anne adaylarında kolay sinirlenme, huzursuzluk, keyifsizlik gibi ruhsal belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar geçici belirtilerdir.

Gebelikte kan hacmi %40-50 oranında artar. Bu yüzden de başta hızlı gelişim gösteren memelerde ve vücut ağırlığınıza maruz kalan ayaklarınızda olmak üzere vücudunuzun çeşitli bölgelerinde toplardamarlar belirginleşmeye başlayabilir. Bacaklarınızdaki damarların belirginleşmesi sizde mutlaka varis oluşacağı anlamına gelmez.

Kilo alımı: Kilo alımı kadından kadına ve aynı anne adayında gebelikten gebeliğe önemli farklılıklar gösterir. Gebelikte alacağınız toplam kilonun en önemli belirleyicisi gebelik öncesi kilo durumunuzdur. Eğer sağlıklı beslenmenize rağmen beklenenden daha fazla kilo alıyorsanız bu daha çok su tutulumuna bağlıdır ve doğum sonrası bu kiloları vermeniz kolaydır. Gebelikte asla diyet yapmayın.

Düşük kilolu anne adayları tüm gebelik boyunca ortalama 15-20 kilo
Normal kilolu anne adayları ortalama 12.5-17.5 kilo
"Kilolu" anne adayları ise ortalama 7.5-12.5 alırlar.
Çoğul gebeliği olanlarda ise kilo alımı daha da fazla olur (gebelik öncesi kilo durumuna göre değişmek üzere ortalama 12.5-25 kilo)

Sizin gebelik öncesi kilonuz nasıldı?


Bebeğiniz uterus içindeki ilk hareketlerine 9-10. gebelik haftalarında başlar. Ancak elbette siz bunları hissedemezsiniz. Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda bu hareketler görülebilir.

Eklemlerin çoğu oluşmuştur. Bilek, dirsek, diz, ayak bileği, omuz, eller parmaklar ve tırnaklar oluşmuştur ve gelişimlerini sürdürmektedir.

gebelikte 9. HAFTA

--------------------------------------------------------------------------------





9. HAFTA

Göğüslerinizdeki dolgunluk ve hassasiyet bu gebelik haftasında biraz daha artmış olabilir. Memelerinizi alttan iyi destekleyen bir sütyen kullanmalısınız. Yine artan gebelik hormonlarının etkisiyle mide yanması ve hazımsızlık gibi şikayetler de bu haftada ortaya çıkabilir. Midenizin hiçbir zaman aşırı dolmaması gerekir. Ayrıca mide yanması yapan yiyeceklerden (bu yiyecekler kişiden kişiye değişir) uzak durmalısınız. Şikayetleriniz şiddetliyse veya aldığınız önlemlere cevap vermiyorsa doktor önerisine göre bazı ilaçlar kullanabilirsiniz.


Bebeğinizin kemik yapısı yavaş yavaş oluşmaya başladı. Gözlerin temel yapısı, dil ve diğer ağız içi yapılar da oluşmaya başladılar. Barsaklar kordon içinden karıniçinde oluşan boşluğa doğru ilerlemeye başladı. Parmaklar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Bebeğinizin bu hafta boyu 4 santimetre ve ağırlığı tam 4 gram!

Bu hafta bunu okuyun:

Gebelikte yapılan tetkikler

gebelikte 8. HAFTA

8. HAFTA

Bu haftada uterusunuz artık bir portakal büyüklüğüne erişmiştir. Gebelik hormonlarınızın etkisiyle çeşitli cilt problemleri yaşayabilirsiniz. Bazı anne adayları bu haftalarda ergenlik dönemindeki sivilcelerinin geri döndüğünü görüp şaşırabilir. Gebelikte cildin yağ salgısı arttığından cildiniz sivilce oluşumuna elverişli hale gelmiştir. Endişelenmeyin. Bu cilt değişiklikleri sıklıkla birinci trimesterden sonra (ilk üç aylık dönemden sonra) kaybolur. Çok ender durumlarda ise bu değişiklikler tüm gebelik boyunca devam edebilir.


Bebeğinizin kol ve bacak taslakları bu haftada hızlı bir gelişim sürecine girmiştir. Dizler, dirsekler, el ve ayak parmakları da taslak halinde oluşmaya başlamıştır. Ayak ve el parmaklarında tırnakların minicik taslakları ortaya çıkmaya başlar. Yüzde kulaklar, gözler ve burun kökü oluşmaya başlar. Barsaklar henüz kordon içinde yeralmaktadırlar. Dişetlerinin altında diş taslakları ortaya çıkmaya başlamıştır. Bebek bu hafta içinde geçen haftaki büyüklüğünün iki katına ulaşmış olup, yaklaşık 2 gram ağırlığındadır.


Bu gebelik haftasında yapılan bir ultrasonda bebeğinizin kalp atışlarını (gördüğünüz gibi oldukça hızlı!) net olarak izleyebilirsiniz. Ayrıca yandaki resimde görüldüğü gibi kol ve bacak taslakları da ultrasonografik olarak gözlenmeye başlamıştır.

gebelikte 7. HAFTA

7. HAFTA

Bu gebelik haftasında erken gebelik dönemi belirtileri varlığını sürdürürler. Bulantı ve kusmalarınız şiddetliyse biraz kilo kaybetmiş olabilirsiniz.

Gebeliğin erken döneminde varolan bulantılardan en az etkilenmek için:

Sabah yataktan kalkmadan önce kraker ya da bisküvi gibi gıda maddelerinden birkaç adet atıştırın ve bunları yedikten sonra yataktan kalkın.
Günlük öğününüzü üç öğünde değil, beş ya da altıya bölerek alın.
Sıvıları yemekler arasında alın. Yemekler esnasında fazla sıvı alarak midenizi doldurmayın.
Midenize ve barsaklarınıza dokunan yiyeceklerden uzak durun.

Bu önlemlerle şikayetleriniz geçmiyorsa artık doktor tedavisi gerekiyor demektir:

Hiperemesis adı verilen bu durum hakkında bilgi almak için tıklayın


Bebeğinizin boyu bu haftada 8 milimetre olmuştur. Boyut ve şekil olarak bebeğiniz bu gebelik haftasında bir pirinç tanesi boyut ve şeklindedir. Kol ve bacak taslakları hızla gelişimini sürdürür.Beyin dokusu da gelişimini sürdürür. Lens (mercek), burun delikleri, barsaklar, pankreas ve bronşlar da yavaş yavaş belirgin hale gelmeye başlar.

Yanda 7 haftalık bir bebeğin ultrason görüntüsü yeralmaktadır. Siyah olan yuvarlak boşluk gebelik kesesi, içindeki ince uzun yapı embriyo, hemen sağında yeralan halka şeklindeki yapı ise daha sonra kaybolacak olan yolk sac (sak okunur) adı verilen yapıdır.

gebelikte 6. HAFTA

6. HAFTA

Gebelikte salgılanan hormonların seviyesi arttıkça başta sabah olmak üzere gün boyu bulantı şikayetleriniz daha belirgin hale gelebilir. Canınız bazı gıdaları çok çekerken, diğerlerinin adını hatırlayınca bile bulantı hissedebilirsiniz. Bazı anne adayları parfüm kokularından, bazı yemeklerin kokularından ve hatta ender durumlarda kendi eşlerinin kokularından bile rahatsız olacak duruma gelebilirler. Bunların normal ve geçici olduğunu bilmelisiniz.

Bebeğinizin organ gelişiminin devam etttiği dönemde doktor önermedikçe hiçbir ilaç kullanmamalısınız. Saç boyama, manikür gibi gerçekten ihtiyacınız olmayan şeylerden de kaçınmanızda fayda vardır. Alkol, uyuşturucu, sigara gibi bebeğinize zarar verebilecek alışkanlılardan tüm gebelik boyunca uzak durmalısınız.

Sigara kullanımının gebeliğiniz ve bebeğiniz üzerindeki olumsuz etkilerini biliyormusunuz?

Bu gebelik haftasından itibaren düşük belirtilerine karşı duyarlı olmalısınız. Kanama ve ağrı düşük tehdidinin en önemli belirtileridir. Her kanama ve ağrı düşük olacağı anlamına gelmemekle beraber gebelikte kanama miktarı ne olursa olsun mutlaka doktor muayenesi gerektiren bir durumdur.

Düşük hakkında bilgi için tıklayın


Bebeğiniz bu gebelik haftasında 1.5 milimetre boyunda ve bu haftadan itibaren gelişmesi hızlanmaya başladı. Göbek kordonu, gözler, kulaklar ve ağız taslaklar halinde ortaya çıkmaya başladı. Kalp, tüm gelişmekte olan organlara kan depolamaya devam etmekte ve her geçen gün bebeğinizin dokuları hızla gelişmektedir. Bebeğinizin vücudunda kol ve bacak taslakları da belirmiştir.


Bu hafta bunu okuyun

gebelikte 5. HAFTA

5. HAFTA

Artık beklenen adetin gebeliğe bağlı olarak gecikmiş olduğundan ciddi bir şekilde şüphelenmeye başladınız ve gebelik testi yaptırmaya yeni karar verdiniz. Şimdi bu testlerin biraz ayrıntısına gireceğiz:

Eczaneden aldığınız test kitleriyle yapacağınız idrarda gebelik testi negatif geldiğinde sonuç çok güvenilir olmayabilir. Zira bu testler kandan idrara geçen beta HCG hormonu belli bir seviyeye ulaşmadan pozitif sonuç vermeyebilirler. Bu test negatif çıkarsa ve siz gebe olduğunuzdan şüpheleniyorsanız bir kliniğe başvurmanızda fayda var. Burada doktora başvurmayı gerektirmeden gebelik testi yapılmasını talep edebilirsiniz. Kliniklerde kullanılan test kitleri daha hassas olduklarından bir hafta-10 günlük bir gecikme sonunda hatalı şekilde negatif sonuç verme olasılıkları oldukça düşüktür.


Ve işte beklediğiniz sonuç: "PLANOTEST: (+) MÜSPET"

ANNE ADAYLARI DÜNYASINA HOŞGELDİNİZ!!

Gebeliğinizin bu döneminden itibaren gebelikte salgılanan hormonların etkisiyle memelerde dolgunluk, hassasiyet gibi belirtiler yavaş yavaş kendini göstermeye başlar. Zira süt bezleri gerekli sinyali almış ve hazırlık yapmaya başlamışlardır bile. Sık sık acıkma, sabah bulantıları da yine artan hormonların etkisine bağlı olarak ortaya çıkan diğer belirtilerdir. Uterusunuz (bebeğinizin yerleştiği organ) büyümeye ve mesanenize baskı yapmaya başladığından mesanenin az miktarda dolması bile idrar yapma ihtiyacının uyanmasına neden olabilir. Bu yüzden daha bu gebelik haftasında bile sık sık idrara çıkma şikayetleriniz başlayabilir.


Bu gebelik haftasında ultrason yapıldığında yandaki görüntü elde edilir: Birkaç milimetrelik bir gebelik kesesi.

Gebelik kesesinde gelişmekte olan bebeğiniz henüz görüntülenecek kadar büyümemiştir.

Bu haftada henüz embriyo aşamasının en erken dönemlerinde olan bebeğiniz üç ayrı tabakadan oluşur: En dışta yer alan ektoderm adlı tabakada nöral tüp adı verilen yapı vardır. Bu yapı daha sonra sinir sisteminin ana elemanları olan beyin ve omurilik dokusunun oluşumundan ve ek olarak cilt ve saç gibi yapıların oluşumundan sorumludur. Orta tabaka olan mezoderm kalp ve dolaşım sistemi, kemikler, kaslar, böbrekler ve genital organların oluşumundan sorumludur. Embriyoda ilk gelişen organ sistemi dolaşım sistemidir. Kalp daha bu gebelik haftasında çoktan oluşmuş ve damarlara kanı pompalayarak dokuların kanlanmasını sağlamaya başlamıştır bile. Endoderm adı verilen en iç tabaka ise basit bir tüp şeklindedir ve barsaklar, mide, karaciğer, pankreas gibi içorganaların oluşmasını sağlar.

Bu hafta bunu okuyun:

gebelikte 4. HAFTA

4. HAFTA

Beklenilen adetiniz gecikti... "Acaba gebemiyim?" diye meraklanmaya başladınız. Bu sorunun cevabını alabilmek için farklı seçenekleriniz var: Kanda beta HCG ölçümü bu gebelik haftasında kesin tanıyı koyabilir. Ancak bu test kan alınmasını gerektirir ve nispeten pahalı bir testtir. İdrar testleri ise ucuz testlerdir ancak 5. haftanın sonuna doğru sonuç vermeye başlar.

Gecikmenin olduğu bu hafta içerisinde aynen adet görecekmiş gibi belirtiler hissedebilirsiniz. Yorgunluk, göğüslerde dolgunluk, ağrı ve ruh hali değişiklikleri hissettiğinizde hemen karar vermeyin. Gebelik henüz yeni başlamıştır ve belirtiler henüz ortaya çıkmamıştır. Sabredin...


Bu haftanın sonunda adet görürseniz de asla "Ben ne zaman gebe kalacağım?" endişesine kapılmayın. Korunmasız bir siklusta bir kadının gebe kalma şansı yanlızca %25'tir. İlk birkaç denemeden sonra kadınlar sıklıkla bu endişeye kapılırlar ve doktora koştururlar. Her kadının gebe kalma "hızı" farklıdır ve bizler genellikle 12 ay boyunca düzenli bir şekilde ilişkide bulunulmasına karşın gebe kalamadığınızda bazı tetkikler başlatırız.

Eğer korunmasız 12 ay geçmesine rağmen hala gebe kalamadıysanız aşağıdaki yazıyı gözden geçirin

gebelikte 3. HAFTA

3. HAFTA

Bu haftanın başında ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşti. Spermle oosit fallop tüpü içinde karşılaştılar ve birleşip çoğalmaya başladılar bile. Oluşan yeni hücre bir yandan çoğalmaya, öte yandan endometrium (rahim iç tabakası) içine doğru hızla ilerlemeye başladı. Blastosist aşamasına gelen "bebek" burada en uygun gördüğü bölgede yerleşecek ve buranın verimli "topraklarından" faydalanarak çoğalmasını sürdürecek.

İmplantasyon gerçekleştiğinde bazı anne adayları lekelenme tarzında bir kanama görürler. Buna implantasyon kanaması adı verilir.

Blastosist implante olduktan (yerleştikten)sonra beta HCG adı verilen hormon salgılanmaya başlar. Bu gebelik haftasının sonunda kanda bu hormonun ölçümüyle gebelik tanısı henüz adet gecikmesi olmadan konabilir.

Bu hafta bunu okuyun:

gebelikte 2. HAFTA

2. HAFTA

Son gördüğünüz adet belirtileri birkaç gün önce kayboldu. Muhtemel bir gebelik için sağ veya sol yumurtalığınızda bir oosit (yumurta) hücresi olgunlaşmaya devam ediyor. Bu oosit hücresi folikül adı verilen içi sıvı dolu bir yapı içinde olgunlaşır. Folikül 16-20 milimetre arası bir çapa ulaştığında artan hormonların etkisiyle çatlar.

Bu arada bebeğin yerleşip büyüyeceği endometrium (rahim iç tabakası) da gebeliğe uygun bir şekilde hazırlıklarına devam ediyor. 28 günde bir adet görüyorsanız muhtemelen bu haftanın sonunda ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşecek.

Kadınların bazıları ovulasyon günlerini belirgin bir şekilde sağ ya da sol kasıkta kısa süren bir batma şeklinde hissederler. Batma şeklindeki bu ağrıya almanca'da mittelschmerz adı verilir.

Çatlama gerçekleştikten sonra salınan oosit (yumurta hücresi) sıklıkla aynı taraftaki fallop tüpünün saçak şeklindeki fimbriyaları tarafından içeriye alınır ve tüpün iç boşluğunda ilerlemeye başlar.Gebelik oluşabilmesi için yumurtlama gerçekleştikten sonraki ilk saatlerde yumurta hücresinin spermlerle karşılaşması gerekir. Bir oositin etrafını çok sayıda (yaklaşık 100.000) sperm kuşatmasına karşın bunlardan normalde yanlızca bir tanesi oosit içine girmeyi başarabilir.

Sperm oosit içine girdikten sonra spermin 23 kromozomluk genetik materyaliyle oositin 23 kromozomluk genetik materyali birleşir ve 46 kromozomluk bir hücre oluşur. Eğer oositi dölleyen sperm X kromozomuna sahipse yeni oluşan canlı kız, Y döllerse erkek olur.


Yumurtlama gününüzü gün gün hesaplayarak "zamanlı cinsel ilişkiye girmeyi asla bir bir takıntı haline getirmeyin. Gebe kalmanın en ideal yolu eşinizle düzenli olarak haftada en az iki kez ilişkiye girmektir.

Bu hafta bunu okuyun:

gebelikte 1. HAFTA

. HAFTA

Gebelik ortalama 40 hafta devam eden bir süreçtir. Gebeliğin başlangıcını gebe kaldığınız siklusta gördüğünüz adetin ilk günü belirler. Bu nedenle gebeliğinizin birinci haftası aslında henüz gebe olmadığınız bir dönemdir... İlginç gibi görünse de bu böyledir ve bizler sizin gebeliğinizi takip ederken hep hesabımızı sizin son adet tarihinizin ilk gününe göre yaparız.

Son adet tarihinizin ilk gününden itibaren yeni bir oosit (yumurta) hücresi olgunlaşmaya başlar ve bu olgunlaşmanın sonunda ovulasyon (yumurtlama) yoluyla bu hücre Fallop tüpü boşluğuna atılır. İşte bu oosit hücresinin hafta olarak yaşı gebelik haftası olarak kabul edilir.


Gebelik planladığınıza göre bu siklusunuzda korunmayacaksınız demektir. Bilinçli bir anne adayı olarak kendinizi muhtemel bir gebeliğe çoktan hazırlamaya başlamış olmalısınız. Artık yaşam biçiminizi bir anne adayına uygun şekilde yeniden düzenlemelisiniz. Alkol, sigara (pasif içicilik dahil) gibi alışkanlıklarınız varsa bunları bırakmalısınız.

Eğer bir hastalığınız varsa ilgili doktora gidip gebe kalmayı planladığınızı söylediğinizde doktorunuz gebelikte kullanıma en uygun ilacı size verecektir.

Bunu okuyun:

GEBELİKTE SU ÇİÇEĞİ VE ZONA ENFEKSİYONLARI

GEBELİKTE SU ÇİÇEĞİ VE ZONA ENFEKSİYONLARI


--------------------------------------------------------------------------------


Suçiçeği çoğunlukla çocuklukta geçirilen ve ömürboyu bağışıklık bırakan bir virüs enfeksiyonudur. Gebelikteki önemi ise anne adayının su çiçeği geçirmekte olan veya daha sonradan su çiçeği olduğu anlaşılan biriyle (genellikle çocuk) temas etmesi durumunda bunun bebeği üzerinde olumsuz etkiler yaratacağı konusunda endişeye kapılmasıdır.

Özet olarak söylemek gerekirse anne adaylarının %90'ından fazlası bu enfeksiyonu çocukluk döneminde geçirmişlerdir ve bu yüzden yeni bir enfeksiyona bağışık durumdadırlar. Ancak yine de gebelik döneminde bu virüsü taşıyanlarla yakın temastan kaçınmak ve böyle bir temas olduğunda bunu gebeliği takipeden doktora iletmek önemlidir.

Suçiçeği gebeliğin özellikle erken dönemlerinde geçirildiğinde ve bebeğe bulaştığında yapısal anomalilere, doğuma yakın dönemde ya da bebek doğduktan hemen sonra geçirildiğinde ise bebekte ciddi enfeksiyonlara yolaçabilen bir enfeksiyon türüdür ve erken davranıldığında bazı önlemler almak mümkündür.

Suçiçeği nedir?

Suçiçeği (ingilizce chickenpox) genellikle çocuklukta geçirilen, döküntülerle seyreden ve oldukça bulaşıcı bir virüs hastalığıdır. Bir kez geçirildiğinde ömürboyu bağışıklık bırakmasına karşın, virüs vücuttan hiçbir zaman tümüyle kaybolmaz ve sinir köklerinde gizli bir şekilde yaşamını sürdürür. Bu gizli hücreler özellikle yaşlılıkta veya vücut direncinin azaldığı durumlarda klinik belirtileri biraz daha farklı olan ve Zona adı verilen bir enfeksiyona neden olabilirler. Zona gebelik döneminde de ortaya çıkabilir.

Daha önceden bu enfeksiyonu geçirmemiş olan anne adayı su çiçeği enfeksiyonu geçiren biriyle yakın temasta bulunduğunda %90 olasılıkla virüsü alır ve enfeksiyon belirtileri gösterir. Virüs vücutta çoğalmaya başladıktan sonra 12-18 günlük bir kuluçka süresinin sonunda ateş, kırgınlık ve miyalji (yaygın kasağrısı) gibi virüs enfeksiyonlarında sıklıkla görülen belirtiler ortaya çıkar. Takiben kısa zamanda ciltte ve mukozalarda veziküler döküntüler (içi sıvı dolu baloncuk şeklindeki şişliklere vezikül adı verilir) ortaya çıkar. Veziküller gruplar halindedir ve kaşıntılıdır. Veziküller önce gövdede sonra boyun, yüz ve uzuvlarda ortaya çıkar. Mukozalarda, kornea (gözde) ya da kulak zarında ortaya çıkan veziküller oldukça ağrılıdır.

Döküntüler ortaya çıkmadan 3-4 gün önce ve son döküntüler kuruyana dek hastalık bulaşıcı kabul edilir.

Hastalık selim seyretmesine karşın bazı durumlarda pnomoni (akciğer enfeksiyonu) ortaya çıkabilir ve bu durumlarda oldukça ağır seyredebilir.

Gebelik döneminde enfeksiyon geçirildiğinde ne olur?

Anne adaylarının yaklaşık %5-10'u daha önceden bu enfeksiyonu geçirmemiştir ve hastalığa duyarlıdır.

Gebeliğin ilk yarısında enfeksiyon geçirilmesi durumunda virüsün plasentadan bebeğe bulaşma ve bebekte anomali oluşturma riski vardır. Erken gebelik döneminde oluşan enfeksiyon bebeğe toksik etkisiyle düşüğe, daha ileri gebelik haftalarında ise erken doğum ya da ölüdoğuma neden olabilir. Enfeksiyonun bebekte oluşturduğu anomalilerin virüsün bebeğin gelişmekte olan sinir dokusu hücrelerinde harabiyete yolaçması sonucunda ortaya çıktığı kabuledilmektedir. Bu bebeklerde, doğmadan önce oluşan cilt lezyonlarında nedbeleşme, kollar ve bacaklarda kısalık, parmaklarda kısalık, katarakt, gelişme geriliği ve beyin dokusunda atrofi (gerileme) gözlenebilir.

Gebelik döneminde enfeksiyon geçiren biriyle temas edildiğinde ne yapılmalıdır?

Böyle bir durumda ilk olarak yapılması gereken kanda suçiçeği antikorlarının ölçümüdür. Ölçümler daha önceden enfeksiyon geçirilmediğini gösteriyorsa Varicella-Zoster immunglobulini (Suçiçeği koruyucu serumu) kiloya uygun dozlarda, temastan sonraki en erken saatlerde ve en geç ilk 96 saatte uygulanır. Daha önceden enfeksiyonu geçirenlerde bağışıklık olduğundan serum uygulamaya gerek yoktur. Gebeliğin erken dönemlerinde uygulanan suçiçeği koruyucu serumunun virüsün bebeğe geçmesini engellemesi beklenir, ancak garanti değildir. Anne adayına koruyucu serumun en önemli faydası gelişmesi muhtemel bir enfeksiyonu ve yine enfeksiyona bağlı kendisinde oluşabilecek ağır bir tabloyu önlemektir.

Anne adayında suçiçeği enfeksiyonu özellikle gebeliğin erken dönemlerinde oluştuğunda bebekte anomali ortaya çıkma riski tam olarak tahmin edilememekle birlikte yaklaşık %2-4'tür. Anne adayında enfeksiyon kesin olarak saptandığında bu tıbbi tahliye için kesin bir neden teşkil etmemekle birlikte, bebek anomali gelişimi açısından ultrasonda ayrıntılı olarak belirli aralıklarla incelenir.

Bebeğin doğmasına yakın dönemde ve bebek hemen doğduktan sonra annede enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkması durumunda bebek enfeksiyondan daha çok etkilenir. Bu durumlarda bebek mümkünse doğmadan anne adayına suçiçeği koruyucu serumu verilmeli, bu serumun bebeğe geçmiş olabilecek virüslere daha etkili olabilmesi için doğum birkaç gün geciktirilmeli ve bebek doğduktan sonra bebeğe mutlaka koruyucu serum verilmelidir. Doğumdan sonra anne ve bebek izole edilir. Anne bebeğini emzirmeye devam eder.

Suçiçeği aşısı varmıdır?

Suçiçeği aşısı canlı virüsün "zayıflatılmış" bir şeklidir. Bu nedenle gebelerde kullanılmaz. Gebe olunmayan bir dönemde antikor düzeyi bakılarak enfeksiyonu geçirmemiş kişilere uygulanır.

Suçiçeği gebelikte çok ender görülen bir enfeksiyon olduğundan gebelik öncesi dönemde antikor bakılması ve aşı uygulanması zorunlu değildir.

Zona hakkında bilgi

Zona, suçiçeği geçirmiş olan kişilerde virüsün farklı belirtilerle (gövdedeki bir sinir trasesini (yolunu) takipeden hat üzerinde ağrılı veziküllerin ortaya çıkması) yeniden ortaya çıkmasıdır. Genellikle yaşlılarda görülmesine karşın gebelik döneminde de ender olarak ortaya çıkabilir. Anne adayında zoster enfeksiyonu çıktığında bebekte anomali oluşma ya da yenidoğan döneminde enfeksiyon oluşma riski oldukça düşüktür.




--------------------------------------------------------------------------------