3 Mart 2009 Salı

SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME

SOSYAL HİZMETLER VE ÇOCUK ESİRGEME
KURUMU KANUNU
Kanun Numarası : 2828
Kabul Tarihi : 24/5/1983
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 27/5/1983 Sayı: 18059
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Tanımlar ve Genel Esaslar
Amaç:
Madde 1 - Bu Kanunun amacı; korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan teşkilatın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklar ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usulleri düzenlemektir.
Kapsam:
Madde 2 - Bu Kanun, sosyal hizmetlerle ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişileri ve özel hukuk tüzelkişilerini, sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında çalışan personeli,sosyal hizmetlerden faydalananları ve faydalanacak durumda olanları kapsar.
Tanımlar:
Madde 3 - Kanunda geçen;
a) "Sosyal Hizmetler"; kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütününü,
b) "Korunmaya Muhtaç Çocuk"; beden, ruh ve ahlak gelişimleri veya şahsi güvenlikleri tehlikede olup;
1. Ana veya babasız, ana ve babasız,
2. Ana veya babası veya her ikisi de belli olmayan,
3. Ana ve babası veya her ikisi tarafından terkedilen,
4. Ana veya babası tarafından ihmal edilip; fuhuş, dilencilik, alkollü içkileri veya uyuşturucu maddeleri kullanma gibi her türlü sosyal tehlikelere ve kötü alışkanlıklara karşı savunmasız bırakılan ve başıboşluğa sürüklenen, Çocuğu,
c) (Değişik: 30/5/1997 - KHK-572/5 md.) "Özürlü", doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olup; korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyacı olan kişiyi,
d) "Muhtaç Yaşlı"; sosyal veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç yaşlı statüsündeki kişiyi,
e) Sosyal hizmet kuruluşları; bu Kanunun amacına ve belirtilen esaslara uygun faaliyette bulunan kuruluşlar olup bunlardan;
1. "Çocuk Yuvaları"; 0 - 12 yaş arası korunmaya muhtaç çocuklarla gerektiğinde 12 yaşını dolduran kız çocuklarının, bedensel, eğitsel, psiko sosyal gelişimlerini, sağlıklı bir kişilik veya iyi alışkanlıklar kazanmalarını sağlamakla görevli ve yükümlü yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını,
2. "Yetiştirme Yurtları"; 13 - 18 yaş arası korunmaya muhtaç çocukları korumak, bakmak ve bir iş veya meslek sahibi edilmeleri ve topluma yararlı kişiler olarak yetişmelerini sağlamakla görevli ve yükümlü olan yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını,
3. "Kreş ve Gündüz Bakımevleri"; 0 - 6 yaş grubundaki çocukların bakımlarını gerçekleştirmek, bedensel ve ruhsal sağlıklarını korumak ve geliştirmek ve bu çocuklara temel değer ve alışkanlıkları kazandırmak amacıyla kurulan ve sunduğu hizmetler karşılığında ücret alan ve yatılı olmayan sosyal hizmet kuruluşlarını,
4. "Huzurevleri"; muhtaç yaşlı kişileri huzurlu bir ortamda korumak ve bakmak, sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulan yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını,
5. "Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri"; bedensel, zihinsel ve ruhsal özürleri nedeniyle normal yaşamın gereklerine uymama durumunda olan kişilerin, fonksiyon kayıplarını gidermek ve toplum içinde kendi kendilerine yeterli olmasını sağlayan beceriler kazandırmak veya bu becerileri kazanamayanlara devamlı bakmak üzere kurulan sosyal hizmet kuruluşlarını,
6. (Ek: 30/5/1997 - KHK-572/5 md.) "Çocuk ve Gençlik Merkezleri", eşlerarası anlaşmazlık, ihmal, hastalık, kötü alışkanlık, yoksulluk, terk ve benzeri nedenlerle sokağa düşerek sosyal tehlike ile karşı karşıya kalan veya sokakta çalışan çocuk ve gençlerin geçici süre ile rehabilitasyonlarını ve topluma yeniden kazandırılmalarını sağlamak amacıyla kurulan yatılı ve gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını,
7. (Ek: 30/5/1997 - KHK-572/5 md.) "Kadın veya Erkek Konukevleri", fiziksel,duygusal, cinsel ve ekonomik istismara uğrayan kadın veya erkeklerin psiko-sosyal ve ekonomik problemlerinin çözümlenmesi sırasında varsa çocukları ile birlikte ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla geçici bir süre kalabilecekleri yatılı sosyal hizmet kuruluşlarını,
8. (Ek: 30/5/1997 - KHK-572/5 md.) "Toplum veya Aile Danışma Merkezleri", toplumun ve ailenin gelişmesi için; bireyin katılımcı, üretken ve kendine yeterli hale gelmesi amacıyla koruyucu, önleyici, eğitici, geliştirici, rehberlik ve rehabilite edici işlevlerini, gerekirse diğer kuruluşlar ve gönüllülerle işbirliği içerisinde sunmakla görevli bulunan gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını,
9. (Ek: 30/5/1997 - KHK-572/5 md.) "Aile Danışma ve Rehabilitasyon Merkezleri", özürlü çocukları kendi kendine yeterli düzeye getirmek, okul eğitimine hazırlamak ve aile içi uyumu sağlamak amacıyla özürlü çocuklara ve ailelerine hizmet sunan gündüzlü sosyal hizmet kuruluşlarını,
f) "Kurum"; bu Kanunla kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünü, İfade eder.
Genel esaslar:
Madde 4 - Sosyal hizmetlere ilişkin genel esaslar şunlardır:
a) Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetler, Devletin denetim ve gözetiminde, halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütülür.
b) Sosyal hizmetler alanında faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında koordinasyon ve işbirliği tesis edilerek güçbirliği sağlanır ve mevcut kaynaklara en verimli şekilde işlerlik kazandırılır.
c) Sosyal hizmet programlarının uygulanmasında korunmaya muhtaç çocuk, muhtaç sakat ve muhtaç yaşlıya öncelik tanınır.
d) Sosyal hizmetlerin yürütülmesi ve sunulmasında sınıf, ırk, dil, din, mezhep veya bölge farklılığı gözetilemez, hizmet talebinin hizmet arzından fazla olması halinde öncelikler, muhtaç olma derecesi ve başvuru veya tespit sırası esas alınarak belirlenir.
e) Korunmaya muhtaç çocuklara ilişkin sosyal hizmetler, ancak bu Kanunla kurulan, Kurum tarafından yürütülür.
f) Bu Kanunla kurulan Kuruma bağlı kuruluşların dışındaki sosyal hizmet kuruluşlarının kurulması izne tabi olup, alınacak tertip ve tedbirlerle bunların hizmet, işleyiş ve personele ilişkin hususlarda tespit edilen standart ve esaslara uygun olarak faaliyette bulunmaları sağlanır.
g) Sosyal hizmet kuruluşlarının coğrafik ve fonksiyonel görev alanlarının ve yurt sathında dengeli dağılımının görev boşluğu bırakılmayacak şekilde düzenlenmesi esastır.
h) (Değişik: 30/5/1997-KHK-572/6 md.) Çocuk yuvaları ile yetiştirme yurtlarının korunmaya muhtaç çocukların yaş, cinsiyet, sosyal ve psikolojik özellikleri ile özür dereceleri dikkate alınarak, kaynaştırma anlayışına göre gruplandırılması ve özellikle çocuk yuvalarının, huzurevleri ile aynı mahallerde tesis edilerek dede-torun, nine-torun ilişkilerinin sağlanması esas alınır.
ı) Korunmaya,bakıma ve yardıma muhtaç kişilere hizmet sunumu insan haysiyet ve vakarına yaraşır şekilde yerine getirilir.
j) Sosyal hizmet kurum ve kuruluşlarında çalıştırılacak personelin seçim ve niteliklerinin tespitinde ve bunların hizmetiçi eğitim programlarının düzenlenmesinde bu kurum ve kuruluşların hizmet özellikleri dikkate alınır.
k) Korunmaya muhtaç çocukların Türk örf,adet,inanç ve milli ahlakına sahip, kendisine güvenen, insan sevgi ve saygısıyla dolu, Atatürkçü düşünce ve Atatürk ilke ve inkılaplarına uygun olarak yetiştirilmeleri, bir iş veya meslek sahibi yapılmaları, koruma kararı kalktıktan sonra da toplum içinde izlenmeleri ve imkanlar ölçüsünde desteklenmeleri esastır.
l) Muhtaç,özürlü ve yaşlıların hayatlarını sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, muhtaç özürlülerin toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hale gelebilecek şekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, bunlardan tedavisi mümkün olmayanların sürekli bakım altına alınması amacıyla gerekli her türlü tertip ve tedbir alınır.
İKİNCİ BÖLÜM
Kuruluş ve Görevler
Kuruluş:
Madde 5 - (Değişik: 24/1/1989 - KHK 356/1 md.; Değiştirilerek kabul: 14/3/1991 - 3703/1 md.)
Dördüncü maddede belirtilen genel esaslar içinde bu Kanunla verilen görevleri yapmak üzere Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu ile Başbakanlığa bağlı kamu tüzelkişiliğine sahip katma bütçeli Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü kurulmuştur.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatı Ankara'dadır.
Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu:
Madde 6 - (Değişik: 30/5/1997-KHK-572/7 md.) Sosyal Hizmetler Danışma Kurulu, Başbakanın veya görevlendireceği Bakanın başkanlığında aşağıdaki üyelerden oluşur.
a) Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca seçilecek sosyal hizmet alanında temayüz etmiş beş kişi,
b) Adalet, İçişleri, Maliye, Milli Eğitim, Bayındırlık ve İskan, Sağlık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Kültür bakanlıklarının müsteşarları veya yardımcıları ile Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı veya yardımcısı,
c) Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı, Aile Araştırma Kurumu Başkanı ve Özürlüler İdaresi Başkanı,
d) Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu, İş ve İşçi Bulma Kurumu genel müdürleri ile Vakıflar Genel Müdürü,
Gençlik ve Spor Genel Müdürü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu Sekreteri,
e) Kızılay, Türk Hava Kurumu ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Başkanı,
Kurul yılda en az bir defa Başkanın çağrısı üzerine toplanır. Gerekli hallerde Kurul Başkanınca toplantıya çağrılabilir. Kurulun sekreterya hizmetleri Kurum tarafından yerine getirilir. Kurulun çalışma usul ve esasları bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yayımlandığı tarihten itibaren altı ay içerisinde çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Sosyal Hizmetler Danışma Kurulunun görevleri:
Madde 7 - Kurulun görevleri şunlardır:
a) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca tespit edilen veya Kurul üyelerinin teklif ettiği sosyal hizmetlere veya uygulanmasına ilişkin konuları incelemek, değerlendirmek ve bu konularda Bakanlığa görüş ve tavsiyelerde bulunmak,
b) Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmet uygulamalarıyla ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar arasında ortaya çıkan sorunları incelemek ve bu sorunların çözümü için gerekli işbirliği esaslarını belirlemek.
c) Sosyal hizmetlere ilişkin olarak hazırlanan kanun tasarısı ve teklifleri, tüzük ve yönetmelikler hakkında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına görüş bildirmek. Kurumun kuruluşu:
Madde 8 - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü,bir genel müdürün yönetiminde merkez ve taşra teşkilatından oluşur.
Kurumun görevleri:
Madde 9 - Kurumun görevleri şunlardır:
a) Sosyal yardım ve hizmetlerle ilgili esasları,sosyal hizmetler politikası ve hedeflerine uygun olarak tespit etmek,çalışma plan ve programlarını hazırlamak, uygulamak ve bu konuda ilgili bakanlık,kurum ve kuruluşlar arasında Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı adına Koordinasyon ve işbirliği sağlamak.
b)(Değişik: 30/5/1997-KHK-572/8 md.) Öncelikle çocuğun aile içinde yetiştirilmesi ve desteklenmesi için aileyi eğitim, danışmanlık ve sosyal yardımlarla güçlendirmek, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç çocuk, özürlü ve yaşlıların tesbiti, bunların korunması, bakımı, yetiştirilmesi ve rehabilitasyonlarını sağlamak üzere gerekli hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için 3 üncü maddede sayılan sosyal hizmet kuruluşlarını 4 üncü maddede belirtilen esaslar çerçevesinde kurmak ve işletmek.
c) Çalışan ana ve babalar ile yurt dışındaki işçilerin çocuklarının bakımını ve korunmasını sağlamak amacıyla imkanları ölçüsünde gündüzlü veya yatılı kuruluşlar kurmak ve işletmek.
d) Yoksulluk içinde olup da temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken kişi ve ailelere kaynakların yeterliliği ölçüsünde ayni ve nakdi yardımlarda bulunmak amacıyla gerekli hizmet ve programları geliştirmek ve uygulamak.
e) Kurum görevlerinin yerine getirilmesinde yardımcı olmak amacıyla halkın gönüllü katılımını sağlamak ve organize etmek, toplumun örf, adet, inançlarına göre yapacağı yardım ve bağışlara ilişkin programlar geliştirmek ve yürütülmesini sağlamak,bu amaçla ilgili kamu kurum ve kuruluşları ile gönüllü kuruluşlar arasında işbirliği yapmak, yardımda bulunmak isteyen kişi, kurum ve kuruluşlara yol göstermek.
f) Dernek ve vakıfların sosyal hizmetler alanındaki faaliyetlerini yönlendirmek, bunların bütçelerinde sosyal hizmetlere ayırdıkları payların yerinde ve verimli bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla görüş ve tavsiyelerde bulunmak.
g) Kuruma bağlı olanlar dışında kurulacak sosyal hizmet kuruluşlarının açılış iznine, her türlü standartlarına ve işleyişlerine ilişkin esasları, varsa ücret tarifelerini tespit etmek, onaylamak, denetimini yapmak ve bu esaslara uymayanların faaliyetlerini durdurmak.
h) Sosyal yardım ve hizmetlerle ilgili alanlarda araştırma, yayın ve tanıtma faaliyetlerinde bulunmak, uluslararası düzeyde sosyal hizmet uygulamalarını izlemek, değerlendirmek ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinde bulunmak.
ı) Hizmet için gerekli personeli bu hizmete elverişli kişiler arasından seçmek, eğitmek, yetiştirmek, çalışma esaslarını ve sorumluluklarını belirlemek ve ilgili alanlarda görevlendirmek;
j) (Değişik: 30/5/1997-KHK-572/8 md.) Toplumun değişen ihtiyaçlarına göre özürlüler ve diğer sosyal hizmet alanlarında, Kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek, bunun için uygun gördüğü sosyal hizmet kuruluşlarını genel esaslar çerçevesinde kurmak ve işletmek,
k) (Ek: 24/1/1989 - KHK - 356/2 md.; Mülga: 6/12/1989 - KHK - 396/28 md.; Ek: 14/3/1991 - 3703/2 md.) (1) Ailenin bütünlüğünü korumak, parçalanmış ailelerin korunmaya, yardıma ve bakıma muhtaç fertleriyle çocuklarına her türlü maddi, manevi ve sosyal destek sağlamak; bu amaçla gerekli planlamaları yapmak, eğitim faaliyetlerinde bulunmak.
Kurumun merkez teşkilatı ve görevleri:
Madde 10 - Kurumun merkez teşkilatı bir genel müdür, üç genel müdür yardımcısı ile aşağıdaki esas birimlerden oluşur.(1)
a) Özel Kalem,
b) Hukuk Müşavirliği,
c) Teftiş Kurulu,
d) Planlama, Koordinasyon ve Etüd Dairesi,
e) Aile ve Çocuk Hizmetleri Dairesi,
f) Yaşlı Hizmetleri Dairesi,
g) Özürlülerin Korunması ve Rehabilitasyonu Dairesi,
h) Genel Sosyal Hizmetler Dairesi,
ı) Personel ve İdari İşler Dairesi,
j) Destek Hizmetleri Dairesi,
k) Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü.
l) (Ek: 24/1/1989 - KHK - 356/3 md.; Mülga: 6/12/1989 - KHK - 396/28 md.;
Ek: 14/3/1991 - 3703/3 md.) (2) Ailenin Bütünlüğünün Korunması Dairesi
Genel Müdür ve yardımcıları ile (k) bendindeki müdürlük hariç yukarıda sayılan birimlerin görev,yetki ve sorumlulukları, 4 üncü maddede belirtilen genel esaslar içinde ve 9 uncu maddede yer alan Kurum görevleri dikkate alınarak bir yönetmelikle düzenlenir.
Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürlüğünün kuruluş ve görevleri:
Madde 11 - Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü bir müdürün yönetiminde bir müdür yardımcısı ile Eğitim, Araştırma,Yayım ve Dokümantasyon şubeleri ve İdari İşler Şefliğinden oluşur.
Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezinin görevleri şunlardır:
a) Sosyal hizmetler alanındaki uygulamaları yerine getirecek personelin yetiştirilmesi, eğitilmesi ve bilgi düzeylerinin yükseltilmesi için gerekli programları geliştirmek ve uygulamak; hizmetiçi eğitim programlarını oluşturmak ve yürütülmesini sağlamak,
b) Sosyal hizmetler alanına giren konularda toplum bilincinin geliştirilmesi ve toplumun eğitilmesi faaliyetlerini yürütmek,
c) Sosyal hizmetler alanına giren konularda araştırma ve incelemeler yapmak veya yaptırmak,
d) Korunmaya muhtaç çocuklar, her yaş grubundaki özürlüler, muhtaç yaşlılar, yoksullar, muhtaç aileler ile diğer yardıma muhtaç kişilere uygulanacak sosyal hizmet yöntem ve tekniklerini belirlemek ve geliştirilmesini sağlayıcı çalışmalarda bulunmak,
e) Sosyal hizmet kuruluşlarınca uygulanan hizmet programlarının teknik yönlerine ilişkin değerlendirmeler yapmak ve geliştirilmesini sağlayıcı önerilerde bulunmak,
f) Fertlerin sosyal intibaksızlıklarını gidermeye ve toplum kalkınmasını temine yarayacak tedbirleri araştırmak,
g) Sosyal hizmetlere ilişkin konularda yayım ve dokümantasyon işlerini yerine getirmek,
h) Sosyal hizmetlere ilişkin bilimsel faaliyetlerde bulunmak.
(1) 21/2/1997 tarih ve 97/46781 sayılı Kararla, Genel Müdür Yardımcısı kadrosu Üç'den Beş'e çıkarılmıştır.
(2) Bu bent evvelce 396 sayılı KHK'nin 28 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmışsa da, 3703 sayılı Kanun ile yeniden eklenmiştir.
Taşra teşkilatı:
Madde 12 - Kurumun taşra teşkilatı aşağıdaki birimlerden oluşur:
a) İl Sosyal Hizmetler Kurulu,
b) İl Sosyal hizmetler müdürlükleri,
c) İhtiyaç duyulan ilçelerde kurulacak sosyal hizmetler şubeleri,
d) Sosyal hizmet kuruluşları,
İl Sosyal Hizmetler Kurulunun kuruluş, görev ve çalışma esasları:
Madde 13 - İl Sosyal Hizmetler Kurulu valinin başkanlığında aşağıdaki temsilcilerden oluşur.
a) İl idare kurulu üyeleri ile il sosyal hizmetler müdürü,
b) İl merkez belediye başkanı,
c) Varsa ildeki üniversite rektörleri, yoksa dekanlar, dekan da yoksa, enstitü ve yüksekokul müdürleri,
d) Büyük iş ve müessese sahiplerinden vali tarafından seçilecek en az iki en çok altı üye,
e) Sosyal hizmetler alanında yararlı faaliyetleriyle tanınmış kişiler arasından vali tarafından seçilecek en az iki en çok altı üye.
(d) ve (e) bentlerinde belirtilen üyelerin görev süreleri iki yıl olup bunların yeniden seçilmeleri mümkündür.
Kurul mart, haziran, eylül ve aralık aylarının ilk haftasında olmak üzere senede en az dört defa toplanır. Vali gerektiğinde kurulu ayrıca toplantıya çağırabilir.
Kurul, ilde sosyal hizmetlerle ilgili uygulamaları değerlendirmek, karşılaşılan güçlüklere çözüm yolları araştırmak, bu alandaki koordinasyon ve işbirliğini geliştirmek, halkın katkı ve katılımının Kurum hizmetleri çerçevesinde devamlılığını sağlayıcı tedbirleri almak ve bu konularda görüş oluşturmakla görevlidir.
Kurul üyelerinin seçimi ve çalışma usulleri bir yönetmelikle düzenlenir.
İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü kuruluş, kadro ve görevleri:
Madde 14 - İl Sosyal hizmetler müdürlüklerinin kuruluş ve kadroları hizmet alanlarına ve nüfus yoğunluklarına göre tespit edilir.
İl sosyal hizmetler müdürü, Kurumun ildeki temsilcisi ve il idare şube başkanı statüsünde olup ildeki Kuruma bağlı kuruluşların amiridir. İl sosyal hizmetler müdürü, il sınırları içindeki uygulama ve işlemlerden vali ve Genel Müdüre karşı sorumludur. İhtiyaç duyulan ilçelerde il sosyal hizmetler müdürlüklerine bağlı sosyal hizmetler şubeleri kurulur.
Sosyal hizmet kuruluşları:
Madde 15 - Sosyal hizmet kuruluşlarının görevleri, bu kuruluşlarda çalışan personelin görev, yetki ve sorumlulukları 3 üncü maddedeki tanımlar 4 üncü maddede belirtilen genel esaslar dikkate alınarak yönetmelikle düzenlenir.
Personel statüsü:
Madde 16 - Kurum personeli hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır.
Kurum, hizmetin gereği veya daimi kadro ile yapılamayan veya daimi kadro ile yapılması güçlük arzeden işler için sözleşme ile personel çalıştırabilir.
Bu personel tercihen 40 yaşını doldurmuş kişiler arasından seçilir.
(Değişik: 30/5/1997-KHK-572/9 md.) Korunmaya ve bakıma alınmış olup, iş görme gücüne sahip ve istekli olanlar, bulundukları sosyal hizmet kuruluşlarının uygun görülen hizmetlerinde bu hizmetlerle ilgili kadroların boş tutulması ve her boş kadro karşılığı haftada 40 saati geçmemek üzere tespit edilecek çalışma saatleri içinde, saat başına ücret ödenmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, iş ve sosyal güvenlikle ilgili mevzuat hükümlerine tabi olmaksızın ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sözleşme ile çalıştırılabilirler. Bu kadroların % 30'u özürleri nedeniyle koruma kararı uzatılanlara tahsis edilir. Saat ücreti asgari ücretin aylık çalışma saati toplamına bölünmesi ile tespit edilir. Bir kadro karşılığında çalışma saati ile sınırlı olmak üzere birden fazla kişi çalıştırılabilir. Ancak kişi başına ayda 60 saatin dışında ücret ödenemez.
(Ek: 14/3/1991 - 3703/4 md.) Kurumun merkez teşkilatında; Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcısı,1 inci Hukuk Müşaviri,Teftiş Kurulu Başkanı, hukuk müşaviri, müşavir,daire başkanı, başmüfettiş, şube müdürü, müfettiş, avukat, uzman tabip, tabip, diş tabibi, mimar, mühendis, bilgisayar işletmeni, bilgisayar programcısı, eğitim merkezi müdürü,döner sermaye merkez müdürü kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Ancak,bu görevlerde çalıştırılacaklar için yükseköğrenim yanında,Devlet Memurları Kanununun 68 inci maddesinde belirtilen şartlar aranır.
(Ek: 14/3/1991 - 3703/4 md.) Kurumun taşra teşkilatındaki Bakım ve Rehabilitasyon Merkezlerinde; müdür, müdür yardımcısı, uzman tabip, tabip, sosyal çalışmacı, psikolog, çocuk gelişimcisi, fizyoterapist, öğretmen, çocuk eğiticisi, hemşire, hemşire yardımcısı, hizmetli (bakıcı olarak fiilen hizmet verenler) kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel çalıştırılması hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli personel çalıştırılabilir. Bu görevlerde çalıştırılacaklarda yüksek öğrenim şartı aranmaz.
(Ek: 14/3/1991 - 3703/4 md.) Bu suretle çalıştırılacakların sözleşme usul ve esasları ile ücret miktarı ve her çeşit ödemeler Bakanlar Kurulunca tespit edilir.
(Ek: 14/3/1991 - 3703/4 md.) Sözleşme ile çalıştırılacak personel istekleri üzerine T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilir.
(Ek: 14/3/1991 - 3703/4 md.; Mülga: 5/7/1991 - KHK - 433/16 md.)
Atamalar:
Madde 17 - Genel Müdür, Genel Müdür yardımcıları ve Birinci Hukuk Müşaviri
23/4/1981 tarihli 2451 sayılı Kanun hükümlerine göre müşterek kararla; Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürü ile Kurumun 1 - 4 üncü derecedeki kadrolarına Genel Müdürün teklifi, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanının onayı ile diğer kadrolara Genel Müdürün onayı ile atama yapılır. Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü kadrolarına yapılacak atamalarda Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürünün görüşü alınır. Genel Müdür ve iki yardımcısı, 10 uncu maddenin birinci fıkrasının (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde sayılan daire başkanları, Sosyal Hizmetler Eğitim ve Araştırma Merkezi Müdürü ve yardımcısı tercihan sosyal hizmetler alanında yükseköğrenim görmüş olanlar arasından atanır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Mali Hükümler
Kurumun gelirleri:
Madde 18 - Kurumun gelirleri şunlardır:
a) Genel Bütçeden yapılacak Hazine yardımı,
b) Döner sermaye gelirleri,
c) Kuruma ait taşınır ve taşınmaz mallardan elde edilecek her çeşit gelirler,
d) Kurum tarafından veya Kurum yararına başka kuruluşlar ya da gerçek ve tüzelkişilerce düzenlenecek sosyal faaliyetler ile her türlü teşebbüs gelirleri,
e) Gerçek ve tüzelkişilerle uluslararası resmi ve özel kuruluşlar ve yabancı benzer kuruluşlar tarafından Kuruma yapılacak ayni ve nakdi taşınır ve taşınmaz her çeşit bağışlar ve bunların gelirleri,
f) Türk Hava Kurumunca toplanacak kurban derisi, fitre, zekat gelirlerinden Kuruma ayrılan paylar,
g) Belediye sınırları ile mücavir alanlar içinde düzenlenen fuar, festival, sergi ve benzeri yerlere giriş biletlerine, Bakanlar Kurulunca tespit edilen miktarda yapıştırılacak sosyal yardım pulu gelirleri,
h) Kanunla kurulmuş olan Spor - Toto, Milli Piyango gibi şans oyunları tertip eden kuruluşların aylık hasılatlarının % 1'inin Kuruma aktarılmasıyla elde edilecek gelirler,
ı) 26/5/1981 tarih ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 103 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca belediyelerce yapılacak yardımlar,
j) İl özel idareleri bütçelerine bir önceki yıl ödeneklerinin % 5'inden az olmamak üzere konulacak yardımlar.
k) Kanunla kurulan döner sermaye işletmelerinin (Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Orman Genel Müdürlüğü'ne ait olanlar hariç), yıllık brüt hasılatlarının % 1'inin Kuruma aktarılmasıyla elde edilecek gelirler. (1) Yukarıda sayılan gelirlerden (h) ve (k) bentlerinde belirtilenler,hasılatın elde edilmesini takip eden ayın son gününe kadar, (ı) ve (j) bentlerinde belirtilenler, üçer aylık devreler itibariyle ve bu devreleri takip eden on gün içinde Kuruma ödenmek zorundadır. Bu süreler içinde ödemelerin yapılmasından ilgili kurum ve kuruluşların yetkili amirleri ile saymanları ortaklaşa sorumlu olup, ödemelerin geciktirilmesi halinde ödenmesi gereken miktarlar % 5 cezai faizle birlikte kendilerinden tahsil olunur.
Döner sermaye:
Madde 19 - Kuruma, bu Kanunda öngörülen temel ve sürekli görevlere bağlı olarak ortaya çıkan üretim ve hizmet faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli yerde ve sayıda döner sermaye işletmesi kurmak amacıyla ikimilyar lira sermaye tahsis edilmiştir. Döner sermaye, Kurum bütçesine bu amaçla konulacak ödeneklerle,ayni yardımlar, döner sermaye faaliyetlerinden elde edilecek karlar, bağış ve yardımlardan oluşur. Bağış ve yardımlar tahsis olunan sermaye ile sınırlı olmaksızın tahsis olunan sermaye tutarına eklenir. Döner sermayeye verilecek malların bedeli tahsis olunan sermayeye mahsup edilir. Döner sermaye işlemleri, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu ile 2490 sayılı Artırma ve Eksiltme ve İhale Kanununa tabi değildir. Döner sermayenin hangi alan ve kuruluşlarda kurulacağı ile işletilmesine, hesap usullerine, alım satım işlemlerine ilişkin kurallar Maliye ile Sağlık ve Sosyal Yardım bakanlıklarınca birlikte düzenlenecek bir yönetmelikte belirtilir. Döner sermayenin işletilmesinden doğan karlar, ödenmiş sermaye, tahsis edilen sermaye tutarına ulaşıncaya kadar döner sermayeye eklenir. Ödenmiş sermaye bu tutarı bulduktan sonra karlar, izleyen mali yılın MART ayı sonuna kadar katma bütçeye gelir kaydedilmek üzere Kurum Saymanlığına yatırılır. Süresinde saymanlığa yatırılmayan karlar döner sermayenin ita amiri ile sorumlu saymanından veya bu görevleri yürütenlerden 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre tahsil olunur. Döner sermaye ile yapılan işlerden doğan gelir ve giderler için mali yılıizleyen 4 ay içinde düzenlenecek bilanço ve ekleri, gelir ve gider belgeleri ile birlikte Sayıştay Başkanlığına; bilanço ve eklerinin onaylı birer örnekleri de aynı süre içinde Maliye Bakanlığına gönderilir. Döner sermaye için belirtilen iş ve hizmetlere ilişkin giderlerle, yalnız döner sermaye işlerinde çalıştırılacak personelin her türlü giderleri döner sermayeden karşılanır. Döner sermaye saymanları Kurumun teklifi üzerine Maliye Bakanlığınca atanır.
(1) Bu bende "Vakıflar Genel Müdürlüğüne" ibaresinden sonra gelmek üzere 23/7/1995 tarih ve 4122 sayılı Kanunun 15/b maddesi ile "ve Orman Genel Müdürlüğü'ne" ibaresi eklenmiş ve metne işlenmiştir.
Mali kolaylıklar:
Madde 20 - a) Kurum ve kuruluşlarına yapılacak her türlü bağış, yardım ve vasiyetler vergi, resim ve harçlardan muaftır. Bağış, yardım ve vasiyetlerin kullanılmasında bağış, yardım ve vasiyet yapanların koydukları ve kanunlara göre geçerli sayılan kayıtlara ve şartlara uyulur.
b) Gelir veya Kurumlar Vergisi mükellefleri tarafından Kurum ve kuruluşlarına makbuz karşılığında yapılacak nakdi bağışlar Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunları hükümlerine göre yıllık beyanname ile bildirilecek gelirlerden ve Kurum kazancından indirilir.
c) Kurum ve kuruluşlarınca hizmetin gereği olarak ithal edilen makine, teçhizat, malzeme ve yayınlar gümrük vergisi ve buna bağlı vergi, resim ve harçtan muaftır. Bu muafiyet hükümleri bağış ve yardım yoluyla gelen aynı cins malzemeler için şartsız olarak uygulanır. (1)
d) Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumuna kanunlarla verilmiş olan imtiyazlar, Kurum için de aynen uygulanır.
(1) İthalde alınan her türlü vergi, resim ve harç muafiyeti hükümleri, 6/5/1986 tarihli ve 3283 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tespit, İnceleme ve Koruma
Tespit ve inceleme:
Madde 21 - Kurum, korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile, çocuk, özürlü ve yaşlılar ile sosyal hizmetlere muhtaç diğer kişileri tespit ve incelemekle görevlidir. Bu kişilerin Kuruma duyurulmasında ve incelemeye ilişkin olarak Kurum ile işbirliğinde bulunulmasında mahalli mülki amirler, sağlık kuruluşları ve köy muhtarları ile genel kolluk kuvvetleri ve belediye zabıta memurları yükümlüdürler.
Korunma kararı:
Madde 22 - Korunmaya muhtaç çocukların reşit oluncaya kadar bu Kanun hükümlerine göre Kurumca kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp yetiştirilmeleri ve bir meslek sahibi edilmeleri hususundaki gerekli tedbir kararı yetkili ve görevli mahkemece alınır. Bu karar için gerekli belgeler Kurumca düzenlenir ve ilgili mahkemeye gönderilir. Haklarında derhal korunma tedbiri alınmasında zorunluluk görülen çocuklar mahkeme kararı alınıncaya kadar, bu Kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda veya aile yanında mahalli mülki amirin onayı alınmak suretiyle bakım altına alınır.
Koruyucu aile:
Madde 23 - Mahkemece korunma kararı alınan korunmaya muhtaç çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi bu Kanuna göre kurulmuş kuruluşlarda olduğu kadar Kurumun denetim ve gözetiminde bir "Koruyucu Aile" tarafından da yerine getirilebilir. Koruyucu aile, korunmaya muhtaç çocuğun bakımını ve yetiştirilmesini gönüllü olarak üstlenebileceği gibi Kurumca tespit edilecek ve ödenecek bir ücret karşılığında da yapabilir. Koruyucu ailelerin seçimine, çocukla ilgili sorumluluklarına, Kurumla olan ilişkilerine, hizmetin işleyişine ve aileye bu hizmeti karşılığı ödenecek ücrete ilişkin esaslar bir yönetmelikle düzenlenir. Korunma kararının süresi ve kaldırılması:
Madde 24 - Korunma kararı genel olarak çocuk reşit olana kadar devam eder. Ancak bu karar, korunma kararına neden olan şartların ortadan kalkması halinde Kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece çocuk reşit olmadan önce kaldırılabileceği gibi reşit olduktan sonra da çocuğun rızası alınmak şartıyla devamı hususunda karar verilebilir. Reşit olduktan sonra korunma kararının devamı aşağıda belirtilen şartlara bağlıdır.
a) 18 yaşını tamamlamış olan korunmaya muhtaç çocuklardan;
1. Ortaöğrenime devam edenlerin 20 yaşına kadar,
2. Yükseköğrenime devam edenlerin 25 yaşına kadar korunma kararları uzatılabilir.
b) Öğrenime devam etmeyen 18 yaşını doldurmuş çocukların bir iş veya meslek sahibi edilerek kendi kendilerine yeterli olabilmelerinin sağlanması amacıyla 20 yaşına kadar korunma kararları uzatılabilir. Bunlardan korunma kararı kalkmış; ancak tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda bulunan kız çocukları, Kurumca himaye olunur. Bu çocukların emek karşılığı iaşe, ibate ve harçlıkları Kurumca karşılanmak kaydıyla Kurum hizmetlerinde çalışmaları da sağlanabilir.
c) Bedensel, zihinsel ve ruhsal özürleri nedeniyle sürekli bakıma muhtaç durumda bulunan ve çalışmaktan aciz olan Çocukların korunma kararı uzatılır. Korunma kararı kalkan çocukların Kurumla ilişkilerinin devamı sağlanır. Bu çocuklara gerektiğinde imkanlar ölçüsünde Kurumca yardımcı olunur. Korunmaya muhtaç çocukların eğitim ve öğretimlerinin sağlanması veya meslek sahibi yapılmaları:
Madde 25 - Okul çağındaki korunmaya muhtaç çocukların eğitim ve öğretimleri Milli Eğitim Bakanlığı ile diğer kamu kurumlarına ait okullarda gerçekleştirilir. Herhangi bir nedenle okula devam etme imkanı bulamayan çocuklar, kamu ve özel işyerlerinde ücret mukabilinde çalıştırılarak bir meslek sahibi yapılırlar. Bu şekilde çalıştırılan çocukların ücretlerinin yurt idarelerince tespit edilen miktarı kendilerine harçlık olarak verilir. Geri kalan miktar aybaşını takip eden on gün içinde milli bankalarda çocuk namıma açtırılan hesaba yatırılır. Çocuğun ücretinin başlama zamanı ve miktarı, yurt idaresi ile işveren arasında mahalli örf ve rayice göre tespit olunur. Bu konuya ilişkin hususlar bir yönetmelikle belirlenir.
(Değişik: 30/5/1997-KHK-572/10 md.) Özel eğitim gerektiren korunmaya muhtaç çocukların eğitim ve öğretimleri Milli Eğitim Bakanlığına bağlı resmi ve özel eğitim-öğretim kurumlarında sürdürülür. Korunmaya muhtaç özürlü çocukların eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte planlanır. Korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç sakat, yaşlı ve diğer kişilere ilişkin hususlar:
Madde 26 - Korunmaya, bakıma, yardıma muhtaç aile,özürlü, yaşlı ve diğer kişilerin tespiti, incelenmesi ve bunların sosyal hizmetlerden yararlandırılmasına ilişkin esaslar bir yönetmelikle düzenlenir.
Cezai sorumluluk:
Madde 27 - Bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmet kuruluşlarında muhafaza ve bakımlarına terkedilen şahıslara karşı herhangi bir suç işleyen kuruluş görevlileri hakkında bu suç nedeniyle genel hükümlere göre verilecek muvakkat hürriyeti bağlayıcı cezalar ile para cezaları üçte bir oranında artırılarak hükmolunur.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Kurumla İlgili Özel Hükümler
Mirasın Kuruma geçmesi:
Madde 28 - Kuruma bağlı kuruluşlarda bakılmakta iken mirasçı bırakmaksızın ölen kimselerin mirası Kuruma geçer. Kurum terekenin borcundan ancak, kendisine geçen mallar ölçüsünde sorumlu olur.
Haciz, devir ve temlik ayrıcalığı:
Madde 29 - Bu Kanun gereğince korunmaya ve yardıma muhtaç aile ve kişilere yapılacak ödemeler ve sağlanacak yardımlar başkasına devir, temlik ve haciz edilemez.
Dava açma hakkı:
Madde 30 - Kurum, kendisine yardımda bulunduğu kişiler için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre nafaka ile yükümlü bulunanlar hakkında dava açmak hakkına sahiptir.
Kurumun malları:
Madde 31 - Kurumun malları Devlet malı hükmündedir. Kurumun alacakları Devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır.
(Değişik: 30/5/1997 - KHK - 572/11 md.) Kuruma ait taşınmazların satışından veya kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerin % 30'u, özürlü hizmetlerinde kullanılmak üzere Kurum bütçesine özel gelir kaydedilir. Kuruma ait taşınmazların satışı, kiraya verilmesi, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Evlenme yardımı:
Madde 32 - Kuruma ait sosyal hizmet kuruluşlarında koruma kararı devam eden kız çocuklarından evlenenlere çeyiz ihtiyaçlarını karşılamak ve bir defaya mahsus olmak üzere en yüksek Devlet memuru aylığının birbuçuk katı tutarında evlenme yardımı yapılır. Bu yardım hiçbir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir.
Kurumun sembolü:
Madde 33 - Kurum, temel amaç ve görevlerine uygun olarak varlığı sona eren Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun sembolü de dikkate alınarak sembolize edilir. Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun sembolü hiçbir kurum ve kuruluş tarafından kullanılamaz ve iktibas edilemez.
ALTINCI BÖLÜM
Çeşitli Hükümler
Açılış izni ve standartlar:
Madde 34 - Kurum dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişiler ve özel hukuk tüzelkişilerince bu Kanun kapsamına giren sosyal hizmet kuruluşlarının kurulmasına, teşvik edilmesine ve açılış izinlerinin verilmesine, varsa ücret tarifelerinin tespitine ilişkin usul ve esaslar ile bu kuruluşların hizmet ve personel standartları bir yönetmelikle düzenlenir. Sosyal hizmet kuruluşlarını kuranlar ve işletenler bu yönetmelik hükümlerine uymakla yükümlüdürler.
Denetleme esasları:
Madde 35 - Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek kişiler ve özel hukuk tüzelkişileri tarafından işletilen sosyal hizmet kuruluşlarının 34 üncü maddede yer alan yönetmelik esaslarına uygunluğu Kurumun kontrol ve denetlenmesine tabidir. Sosyal hizmet kuruluşları yılda en az bir defa Kurumca denetlenir. İlgililer kontrol ve denetlemeler sırasında denetleme heyetine her türlü kolaylığı göstermekle yükümlüdürler. Kontrol ve denetlemeye ilişkin esaslar yönetmelikle düzenlenir.
Onurlandırma:
Madde 36 - Kurumca yürütülmekte olan sosyal hizmet faaliyetlerine gerçek ve tüzelkişilerin her türlü maddi ve manevi katkı ve katılımın sağlanmasına ilişkin esaslar ile Kuruma büyük hizmet ve katkıları geçenlerin onurlandırılması işlemleri bir yönetmelikle düzenlenir.
Yönetmelikler:
Madde 37 - Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler en geç altı ay içinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca hazırlanarak yürürlüğe konulur.
Yürürlükten kaldırma:
Madde 38 - Aşağıda sayılan;
a) 15/5/1957 tarih ve 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun,
b) 12/6/1959 tarih ve 7355 sayılı Sosyal Hizmetler Enstitüsü Kurulmasına Dair Kanun,
c) 25/4/1963 tarih ve 225 sayılı Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Kuruluş ve Memurları Kanununda ve 4862 sayılı Kanuna Bağlı (1) ve (2) sayılı Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 1 inci maddesinin (b) bendi,
d) Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun teşkiline ait mevzuat,
e) Diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri, Yürürlükten kaldırılmıştır.
Ek Madde 1 - (Ek: 25/2/1988 - 3413/1.md.)
Kamu Kurum ve Kuruluşları, reşit olana kadar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından bakılan ve korunan çocuklar için, her yılbaşındaki, hangi statüde olursa olsun,serbest kadro mevcutlarının binde biri nispetindeki kısmını ayırarak bu çocuklar arasında yapılacak giriş sınavlarında başarılı olanlar arasından atama yaparlar.
Bu maddeden yararlanmak isteyenler,18 yaşını tamamladıkları tarihten itibaren, Kamu Kurum ve Kuruluşlarına; Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü vasıtasıyla başvurmak zorundadırlar.
(Ek Madde 2 - (Ek: 24/1/1989 - KHK - 356/4 md.; Aynen kabul: 14/3/1991 - 3703/5 md.)(1) 2828 sayılı Kanunla kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda ve diğer mevzuatta Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ile ilgili olarak geçen "Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı" ibareleri "Başbakanlık", "Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı" ibaresi "Başbakan"olarak değiştirilmiştir.
(1) Bu madde; evvelce 356 sayılı KHK'nin 4 üncü maddesi ile "Ek madde 1" olarak getirilmişse de teselsülü sağlamak için bu sefer 14/3/1991 tarih ve 3703 sayılı Kanunla madde numarası "Ek madde 2" olarak değiştirilmiştir.
Anlaşmazlıkların Hali:
Ek Madde 3 - (Ek: 14/3/1991 - 3703/5 md.) Bir sözleşme mevcut olsun olmasın, Genel Müdürlük ile diğer Devlet daireleri, kurum ve kuruluşları veya gerçek ve tüzel kişiler arasında çıkan ve henüz yargı merciilerine, hakeme veya icraya intikal etmemiş bulunan hukuki ihtilafların sulh yolu ile hallinde;sözleşmelerin değiştirilmesinde veya bozulmasında; maddi veya hukuki sebeplerle takibinde veya yüksek dereceli merci ve mahkemelerce incelenmesini istemekte fayda umulmayan dava ve icra takiplerinden vazgeçilmesinde veya bunların sulh yolu ile hallinde; menfaat görüldüğü takdirde; Tanınacak veya terkin edilecek hak ve işin tazammun ettiği menfaatlerin;
10.000.000.- TL'ya kadar olanları Genel Müdürün kararı,
10.000.000.- TL'dan 50.000.000.- TL'ya kadar olanları Başbakanın kararı,
50.000.000.- TL'dan fazla olanları Danıştayın olumlu görüşü üzerine alınacak müşterek karar, İle halledilir. Tashihi karar veya iade-i muhakeme veya 3533 numaralı Kanun mucibince hakemlerce verilmiş olan kararlara karşı itiraz yoluna gidilmesi için kanuni sebepler mevcut olup olmadığının takdiri davayı takip eden avukata aittir. Avukat konu ile ilgili gerekçeli mütalaası üzerine, Genel Müdürden alacağı talimat doğrultusunda hareket eder. 4353 sayılı Kanun ile diğer kanunların benzer hükümleri ve para değerindeki değişmeler gözönünde tutularak, yukarıda belirlenen parasal sınırlar her yıl bütçe kanunları ile tespit edilecektir.
(Ek Madde 4 - (Ek: 30/5/1997 - KHK - 572/12 md.) Bu Kanunda geçen "sakat" ibaresi "özürlü", "kör" ibaresi "görme özürlü", "sağır" ibaresi "İşitme özürlü" olarak değiştirilmiştir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Geçici Hükümler
Geçici Madde 1 - Bu Kanunun yayımı tarihinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğünce işletilen veya yatırım programlarında yer alıp halen inşaatları, sürdürülen kreş ve gündüz bakımevleri, huzurevleri, rehabilitasyon merkezleri; Devlet yatırım programları çerçevesinde yaptırılmış bulunan ya da Kanun yürürlüğe girdiği tarihte inşa edilmekte olan çocuk bakım ve yetiştirme yurtları; İl Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birlikleri ve bunlara bağlı çocuk bakım ve yetiştirme yurtları ile her türlü kuruluşları;varlığı sona erdirilen Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Genel Merkezi, il merkezi, bağımsız şube, şube, bağımsız kol ve kollarına ait tüm büro, kuruluş ve işletmeleri; bunların döner sermayeleri; tüm taşınır taşınmaz malları,alacak ve borçları ile Kuruma devrolunur. Devir işlemleri genel hükümlere göre ve mahalli mülki amirinin veya görevlendireceği yardımcılarının gözetiminde yapılır. Bunlardan Hazine mülkleri dışında kalan ve hizmetleri Kurumca devralınan tüzelkişilere ait taşınmaz mallar Kurum adına tescil olunur. Devir ve ferağ işlemleri her türlü harç ve vergiden muaftır. Kuruma devrolunacak kuruluş ve işletmeler, devir işlemleri tamamlanıncaya kadar mahalli mülki amirleri gözetiminde eski mevzuata göre yönetilirler. Devir işlemleri en geç 31 Aralık 1983 tarihine kadar tamamlanır.
Geçici Madde 2 - Varlığı sona eren Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun Genel Merkez, il merkezi, bağımsız şube, bağımsız kol ve kollarına ait tüm taşınmaz mallarına ilişkin kira sözleşmeleri bu Kanunun yayımı tarihinden altı ay sonra sona erer. Bu süre bitiminde rayiç bedele uygun olarak tespit edilen yeni kira bedeli ile taşınmazı eski kiracının kiralamaya tercih hakkı vardır. Bu hakkın Kurumun yapacağı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde kullanılması şarttır. Belirtilen süre içinde bu hakkını kullanmayan ve taşınmazı tahliye etmeyen kiracıların tahliyeleri icra memurluğundan istenebilir.
Geçici Madde 3 - Kuruma devredilen hizmetlerle ilgili olarak; Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ve il Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birlikleri ve bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlara ait iptal edilen kadrolar ekli (I) sayılı cetvelde gösterilmiştir. Genel Kadro Kanunu çıkıncaya kadar Kurum hizmetlerinde kullanılmak üzere, ekli (II) sayılı cetveldeki kadrolar ihdas edilmiştir. İhdas edilen kadroların dağıtımı yapılıncaya kadar, iptal edilen kadrolarda fiilen çalışmakta olan memurların aylıkları kaldırılan kadrolara istinaden ödenmeye devam olunur. Kadro dağıtımı sonunda; işgal etmekte oldukları kadro derece ve unvanları değişmeyenler ile kadro derecesi değiştirilenlerden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre yeni derecelerine atanma şartlarını taşıyanlar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başkaca bir işleme gerek kalmaksızın bu kadrolara atanmış sayılırlar. Bunun dışında kalan personel ise yürürlükteki mevzuata göre yeni kadrolara atanır.(1)
Geçici Madde 4 - Bu Kanunun yayımı tarihinde Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunda çalışmakta olanlar, bu Kurumda geçirdikleri hizmetlerinin her bir yılı bir kademe, her üç yılı da bir derece sayılmak suretiyle 12 Şubat 1982 tarih ve 2595 sayılı Kanunun geçici 9 uncu maddesi esaslarına göre ancak 3 ay içinde, yazılı müracaat şartı aranmaksızın Kurum kadrolarına intibak ettirilirler. İntibak işlemleri sırasında; ilkokul mezunu olmayanlar ilkokul mezunu gibi işleme tabi tutulurlar. İntibak süresi içinde ayrılanların tazminatları Kurumca ödenir.
Geçici Madde 5 - Devrolunan hizmetlerin aksamadan yürütülmesini sağlamak üzere;
a) Devrolunan hizmetlerden genel bütçe içinde yer alanlarla ilgili harcamaların genel bütçeden,
b) Koruma birlikleri ile ilgili harcamaların Kurumca belirlenecek yeni esaslar da dikkate alınarak kendi bütçelerinden,
c) Varlığı sona erdirilen Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumundan devrolunan hizmetlerle ilgili harcamaların Kurumca belirlenecek yeni esaslar da dikkate alınarak mevcut muhasebe ve bütçeleme esaslarına göre kendi bütçelerinden, Yapılmasına 1983 mali yılı sonuna kadar devam olunur. Devrolunan döner sermayelere ilişkin işlemler ilgili yönetmelikler çıkarılıncaya kadar eski mevzuatlarına göre Kurum ve valilerin denetim ve gözetiminde yürütülür.
Geçici Madde 6 - Kurum,tespit edeceği hizmet önceliklerine göre gerekli görülen illerden başlayarak taşra teşkilatının kuruluşunu,Kanunun yayımı tarihinden itibaren beş yıl içinde tamamlar. Bu süre içinde, taşra teşkilatının kurulmadığı illerde, Kurumun sorumluluğundaki hizmetler İl Sağlık ve Sosyal Yardım müdürlüklerince yerine getirilir.
Geçici Madde 7 - (Ek: 14/5/1985 - 3204/1 md.) 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Geçici 2 nci Maddesine göre Kurumun belirlediği kira bedelini kabul ederek Kurumla kira sözleşmesi yapanlar veya Kurumun belirlediği kira bedelini kabul etmeyerek kira sözleşmesi yapmayanlardan taşınmaz malı henüz tahliye etmemiş bulunanlar,bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren otuz gün içinde Kurum tarafından belirlenen kira bedellerine karşı sulh hukuk mahkemesine itiraz edebilirler. İtirazın yapılması halinde kiracılar, dava sonuna kadar Kurum tarafından belirlenen kirayı aylık olarak öderler ve taşınmaz maldan tahliye edilemezler. Kira bedeli, sulh hukuk mahkemesince rayiç ve emsale uygun olarak tespit olunur.Tespit edilen kira bedeli 27/11/1983 tarihinden itibaren geçerli olup, karar ile kiracı lehine fark olduğu takdirde bu mik-
tar ileriki aylık kiralara mahsup edilir. Görülecek davalarda ilk ve eski kiranın toptan eşya fiyatlarındaki artış yüzdeleri bu tespitlerde nazara alınmaz. Mahkeme,tespitte bilirkişi olarak resmi dairelerce bildirilen teknik elemanlardan, ticaret odası temsilcisinden ve bir de hukukçudan olmak üzere üç kişilik heyeti resen seçer. Mahkeme kararının kesinleşmesinden başlayarak otuz gün içinde mahkemece tespit edilen kira bedeline göre kiracının yeni kira sözleşmesi yapmaya hakkı vardır. Bu süre içinde sözleşmeyi yapmayan ve biriken kira farklarını ödemeyen kiracının tahliyesi icra memurluğundan istenir. Kurum tarafından yapılan tebligat üzerine Kurumca tespit edilen kira bedeline uygun olarak kira sözleşmesi yapılmış olması yukarıdaki fıkralarda belirtilen itiraz hakkının kullanılmasına engel teşkil etmez. Bu takdirde mahkeme kararının kesinleşmesi ile tesbit edilen kira mukavele tarihinden geçerli olur. Bu davalar diğer davalara nazaran öncelikle görülür.
(1) Bu maddenin ikinci fıkrası ile ihdas olunan kadrolar, 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı KHK.'nin 13 üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yürürlük ve Yürütme
Yürürlük:
Madde 39 - Bu Kanun yayımı tarihinden yürürlüğe girer.
Yürütme:
Madde 40 - Bu Kanunu Bakanlar Kurulu yürütür.

NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN

NÜFUS PLANLAMASI HAKKINDA KANUN



Kanun Numarası : 2827
Kabul Tarihi : 24/5/1983
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 27/5/1983 Sayı: 18059
Amaç:
Madde 1 - Bu Kanunun amacı, nüfus planlaması esaslarını, gebeliğin sona er-
dirilmesi ve sterilizasyon ameliyelerini, acil müdahale halleri ile gebeliği
önleyici ilaç ve araçların temin, imal ve saptanmasına ilişkin hususları düzen-
lemektir.

Nüfus planlaması:
Madde 2 - Nüfus planlaması, fertlerin istedikleri sayıda ve istedikleri za-
man çocuk sahibi olmaları demektir.
Devlet,nüfus planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli
tedbirleri alır. Nüfus planlaması gebeliği önleyici tedbirlerle sağlanır.
Gebeliğin sona erdirilmesi ve sterilizasyon, Devletin gözetim ve denetimi
altında yapılır.
Bu Kanunun öngördüğü haller dışında gebelik sona erdirilemez ve sterilizas-
yon veya kastrasyon ameliyesi yapılamaz.

Nüfus planlamasıyla ilgili eğitim, öğretim ve uygulama hizmetleri:
Madde 3 - Nüfus planlaması zaruretinin halka duyurulması ve bu hususlarla
ilgili eğitim, öğretim ve uygulama hizmetleri Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlı-
ğının koordinatörlüğünde, Milli Savunma, Milli Eğitim ve Sosyal Güvenlik Bakan-
lıklarınca birlikte hazırlanarak Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulacak
yönetmelik esaslarına göre,Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca; üniversiteler,
Türkiye Radyo - Televizyon Kurumu ile sosyal güvenlik kurumları, tüm kamu kurum
ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki ilgili meslek kuruluşları ve gönüllü
kuruluşlarla işbirliği yapılarak yerine getirilir.
Bu maksatla Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, özel teşkilat kurmaya, gebe-
liği önleyici ilaç ve araçları temin veya imal etmeye veya ettirmeye, muhtaç
olanlara bu ilaç ve araçları parasız veya maliyetinden ucuz fiyatla vermeye ve-
ya verdirmeye veya sattırmak için tedbir almaya yetkilidir. İlaç ve araçların
imal veya Türkiye'ye İthali Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının iznine tabi-
dir.
Nüfus planlamasında kullanılacak ilaç ve araçların niteliği, aralarında tıp
fakülteleri öğretim üyelerinin de bulunduğu bir komisyonun yazılı görüşü alın-
mak suretiyle Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca saptanır. Sağlık ve Sosyal
Yardım Bakanlığınca bu şekilde saptanmamış ilaç ve araçlar üniversitelerin tıp
fakülteleri de dahil olmak üzere hiçbir birim, kurum ve kuruluşca insanlar üze-
rinde kullanılamaz.
Komisyonun kuruluş ve işleyişi, gebeliğin önlenmesine ilişkin yöntemler ve
uygulama açısından hekim, hemşire ve ebelerin eğitim ve görevlendirilme esas ve
usulleri ile uygulamada yetkilerini belirleyen hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı tarafından çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Hekim, hemşire ve ebeler özel kanunlardaki şartlara bağlı olmaksızın bu yö-
netmelikle belirtilen şartlara uygun olarak gebeliği önleyici yöntemleri uygu-
larlar.

Sterilizasyon ve kastrasyon:
Madde 4 - Sterilizasyon, bir erkek veya kadının çocuk yapma kabiliyetinin
cinsi ihtiyaçlarını tatmine mani olmadan izalesi için yapılan müdahale demek-
tir.
Sterilizasyon ameliyatı, tıbbi sakınca olmadığı takdirde reşit kişinin is-
teği üzerine yapılır.
Bir ameliyatın seyri sırasında tıbbi zaruret nedeniyle bir hastalığın teda-
visi için kastrasyonu gerektiren hallerde, kişinin rızasına bakılmaksızın kast-
rasyon ameliyesi yapılabilir.

Gebeliğin sona erdirilmesi:
Madde 5 - Gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısın-
dan tıbbi sakınca olmadığı takdirde istek üzerine rahim tahliye edilir.
Gebelik süresi, on haftadan fazla ise rahim ancak gebelik, annenin hayatını
tehdit ettiği veya edeceği veya doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller
için ağır maluliyete neden olacağı hallerde doğum ve kadın hastalıkları uzmanı
ve ilgili daldan bir uzmanın objektif bulgulara dayanan gerekçeli raporları ile
tahliye edilir.
Derhal müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini
tehdit eden acil hallerde durumu tespit eden yetkili hekim tarafından gerekli
müdahale yapılarak rahim tahliye edilir. Ancak, hekim bu müdahaleyi yapmadan
önce veya mümkün olmadığı hallerde müdahaleden itibaren en geç yirmidört saat
içinde müdahale yapılan kadının kimliği, yapılan müdahale ile müdahaleyi icab-
ettiren gerekçeleri illerde sağlık ve sosyal yardım müdürlüklerine, ilçelerde
hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur.
Acil müdahale hallerinin nelerden ibaret olduğu ve yapılacak ihbarın şekil
ve mahiyeti ile sterilizasyon ve rahim tahliyesini kabul edenlerden istenilecek
izin belgesinin şekli ve doldurulma esasları, bunların yapılacağı yerler, bu
yerlerde bulunması gereken sağlık ve diğer koşullar ve bu yerlerin denetimi ve
gözetimi ile ilgili hususlar çıkarılacak tüzükte belirtilir.

Gebeliğin sona erdirilmesinde izin:
Madde 6 - 5 inci maddede belirtilen müdahale, gebe kadının iznine,küçükler-
de küçüğün rızası ile velinin iznine, vesayet altında bulunup da reşit veya mü-
meyyiz olmayan kişilerde reşit olmayan kişinin ve vasinin rızası ile birlikte
sulh hakiminin izin vermesine bağlıdır. Ancak akıl maluliyeti nedeni ile şuur
serbestisine sahip olmayan gebe kadın hakkında rahim tahliyesi için kendi rıza-
sı aranmaz.
4 üncü maddenin ikinci ve 5 inci maddenin birinci fıkralarında belirtilen
ve rızaları aranılacak kişiler evli iseler, sterilizasyon veya rahim tahliyesi
için eşin de rızası gerekir.
Veli veya sulh mahkemesinden izin alma zamana ihtiyaç gösterdiği ve derhal
müdahale edilmediği takdirde hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit
eden acil hallerde izin şart değildir.
İlaç ve araçların imal, reklam ve propagandasıyla ilgili hükümlere aykırı
eylemler:
Madde 7 - Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine
göre gebeliği önleyici nitelikte oldukları kabul edilmeyen ilaç ve araçları
yurt içinde imal edenler veya her ne suretle olursa olsun dağıtanlar veya tica-
ret maksadıyla yurda sokanlar veya bu maksatla bulunduranlar yedi aydan iki yı-
la kadar hapis ve otuzbin liradan yüzellibin liraya kadar ağır para cezasına
çarptırılırlar, imalathaneler kapatılır, ilaç ve araçlar müsadere olunur.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca bu Kanunun 3 üncü maddesine göre gebe-
liği önleyici nitelikte oldukları kabul edilen ilaç ve araçların reklam ve pro-
pagandası 21 Mayıs 1928 tarih ve 1262 sayılı Kanunun 13 üncü maddesine göre ya-
pılır. Buna aykırı hareket edenler bir aydan altı aya kadar hapis ve yedibin-
beşyüz liradan otuzbin liraya kadar ağır para cezasına çarptırılırlar.

Saptanmamış ilaç ve araçların kullanılması:
Madde 8 - Bu Kanunun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına aykırı hareket eden
kişiler ve kurum yetkilileri, fiilleri daha ağır bir cezayı gerektirmediği tak-
dirde TÜrk Ceza Kanununun 456 ncı maddesine göre cezalandırılırlar.Fiil 456 ncı
maddenin dördüncü fıkrasına girse bile resen takip olunur.
Bu Kanunun 3 üncü maddesinin dört ve beşinci fıkraları ile 5 ve 6 ncı mad-
deleri hükümlerine aykırı hareket edenler fiilleri daha ağır bir cezayı gerek-
tirmediği takdirde ellibin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile ce-
zalandırılırlar.

Değiştirilen kanun hükümleri:
Madde 9 - 12 - (Bu maddeler 1/3/1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanunu-
nun ikinci kitabının dokuzuncu babının dördüncü faslının başlığı ile 468, 470
ve 471 inci maddeleri ile 469 uncu maddesinin birinci fıkrasının değiştirilmesi
ile ilgili olup mezkür kanundaki yerlerine işlenmişlerdir.)

Yürürlükten kaldırılan kanun ve hükümler:
Madde 13 - 1/4/1965 tarih ve 557 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile
1/3/1926 tarih ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 472 nci maddesinin ikinci fık-
rası yürürlükten kaldırılmıştır.
Geçici Madde 1 - (2827 Sayılı Kanunun kendi numarasız geçici maddesi olup
teselsül için numaralandırılmıştır.)
Bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde düzenlenerek yü-
rürlüğe konulacak olan tüzük ile yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, 557
sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yürürlüğe konulmuş
bulunan Tıbbi Zaruret Halinde Gebeliğin Sona Erdirilmesi ve Sterilizasyon Ya-
pılması Hakkında Tüzük ile Nüfus Planlaması Yönetmeliği ve Nüfus Planlaması Ge-
nel Müdürlüğü Hizmetiçi Eğitim Faaliyetleri Yönetmeliğinin bu Kanuna aykırı ol-
mayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

Yürürlük:
Madde 14 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme:
Madde 15 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU

POLİS VAZİFE VE SELAHİYET KANUNU


Kanun Numarası : 2559
Kabul Tarihi : 4/7/1934
Yayımlandığı R. Gazete: Tarih: 14/7/1934 Sayı: 2751


Madde 1 - Polis, asayişi amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuni-
yetini korur. Halkın ırz, can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin
eder.
Yardım istiyenlerle yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet
eder. Kanun ve nizamnamelerinin kendisine verdiği vazifeleri yapar.

Madde 2 - (Değişik: 16/7/1965 - 694/2 md.)
Polisin genel emniyetle ilgili görevleri iki kısımdır.
A) Kanunlara, tüzüklere, yönetmeliklere, Hükümet emirlerine ve kamu düzenine
uygun olmıyan hareketlerin işlenmesinden önce bu kanun hükümleri dairesinde önü-
nü almak,
B) İşlenmiş olan bir suç hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer
kanunlarda yazılı görevleri yapmak,
Kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasından sorumlu olan polis; amirin-
den aldığı emri, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine
getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, amir emrinde ısrar eder
ve bu emrini yazılı olarak yenilerse, emir yerine getirilir. Bu halde, emri ye-
rine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine
getirilmez. Yerine getirenler sorumluluktan kurtulamaz.
(1) Bu Kanunun 10/3/1983 tarih ve 2803 sayılı Kanuna aykırı hükümleri, aynı Ka-
nunun 25 inci maddesinin b/2 fıkrası gereğince Jandarma Teşkilatı için uygu-
lanmaz.
Aşağıda yazılı hallerde:
I - Can, ırz veya mal emniyetini korumak için,
II- Devletin şahsiyetine karşı işlenen cürümlerin faillerini yakalamak veya
delillerini tesbit etmek için,
III- Devlet kuvvetleri aleyhine, yalnız veya toplu olarak taarruz veya muka-
vemette bulunanları yakalamak, veya bunların taarruz veya mukavemetlerini def
etmek için,
IV - Hükümete karşı, şiddet kullanan veya gösteren veya mukavemet edenlerin
yakalanması, taarruz veya mukavemet edenlerin def edilmesi için,
V-Zabıtaca muhafaza altına alınan şahıslara,bina veya tesislere,meskün veya
gayrımeskün yerlere vakı olacak münferit veya toplu tecavüzleri def etmek için,
VI - Ağır cezalı bir suçun sanığı olarak yakalandıktan sonra zabıta kuvvet-
lerinin elinden kaçmakta olan şahısların yakalanması için,
VII - İşlenmekte olan bir suçun işlenmesine veya devamına mani olmak için,
VIII - Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ile diğer kanunlarda, zabıta tarafın-
dan suç delillerinin tesbiti veya suç faillerinin yakalanması maksadiyle yapıla-
cak aramalar için,
IX - Kanunsuz toplantı veya kanunsuz yürüyüşleri dağıtmak veya suçlularını
yakalamak için,
X - Yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi afetlerde olay yerinde görevli-
lerce alınması gereken tedbirler için,
XI - Umuma açık yerlerde yapılan her türlü toplantı veya yürüyüşlerde veya
törenlerde bozulan düzeni sağlamak için,
XII - Herhangi bir sebeple tıkanmış olan yolların trafiğe açılması için,
XIII - Yukardaki maddeler dışında diğer kanunlarda istisnai olarak zabıtanın
sözlü emirle yapmaya mecbur tutulduğu haller için,
Yetkili amir tarafından verilecek sözlü emirler derhal yerine getirilir. Bu
emirlerin yazılı olarak verilmesi istenilemez. Bu hallerde emrin yerine getiril-
mesinden doğabilecek sorumluluk emri verene aittir. (1)

Madde 3 - Belediye zabıtası işleri Hükümetçe lüzum görülen yerlerde polise
gördürülür.

Madde 4 - Polis hiç bir suretle vazifesinden başka bir işte kullanılamaz.

Madde 5 - Polis aşağıda gösterilen kimselerin parmak izlerini ve fotoğrafi-
lerini almağa salahiyetlidir.
A) (Değişik:10/6/1935-2770/1 md.) Polis veya Jandarma tarafından Cumhuriyet
Müddeiumumiliğine tahkikat evrakile birlikte veya doğrudan doğruya gönderip mez-
kür makamca yapılan tahkikat neticesinde Türk Ceza Kanununa göre ağır hapis ce-
zasını istilzam eden suçlarla mezkür kanunda sayılı ammenin itimadı ve mal aley-
hine işlenmiş suçların ve her nevi kaçakçılığın maznun ve mahkümlarının serseri-
lerin ve mazennaisu erbabının;
B) Yabancı memleketlerden Türkiye'ye kaçanların memleket içinde bir yerden
başka bir yere naklolunanların, memleket dışına çıkarılanların;
C) Hüviyetlerini isbat edemiyenlerin;
D) Fuhuşla veya fuhuş yüzünden bulaşan hastalıklarla mücadele nizamname ve
talimatnameleri hükümlerine göre kendilerine (Umumi ev sahibi), (Birleşme yeri
sahibi) ve (Umumi kadın) adı verilenlerin ve itiyat sebebiyle veya men-
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 4 ncü maddeye bakınız.
faat kastiyle kendilerini başkalarının zevkine terkedenlerin, fuhşa vasıtalığı
itiyat edenlerin, beyaz kadın ticaretiyle meşgul olanların ve umumi kadın pat-
ronlarının;
E) Cumhuriyet Müddeiumumilikleri ve adli ve askeri mahkemelerce bir mesele-
nin tetkik ve tahkiki için parmak izlerinin fotoğrafilerinin alınmasına lüzum
gösterilen kimselerin.
F) (Ek: 16/6/1985-3233/1 md.; İptal: An. Mah. nin 26/11/1986 tarih ve
1985/8 E., 1986/27 K. sayılı Kararı ile)

Madde 6 - (Mülga: 23/1/1986-3257/13 md.)
Madde 7 - Otel, gazino, kahve, işçi yerleri, bar, tiyatro, sinema, hamam ve
plaj gibi umuma mahsus istirahat ve eğlence yerlerinin açılması önce polisin
tahkiki üzerine o yerin en büyük mülkiye amirinin vereceği izne bağlıdır.
İzin alınmadan açılan bu gibi yerler polis tarafından kapatılır.

Madde 8 - (Değişik: 16/6/1985-3233/2 md.)
Polisçe kati delil elde edilmesi halinde ve mahallin en büyük mülki amirinin
emriyle;
A) Kumar oynanan, umumi ve umuma açık yerler ile her çeşit özel ve resmi ku-
rum ve kuruluşlara ait lokaller,
B) Mevzuata aykırı bir şekilde uyuşturucu madde imal edilen, satılan, kulla-
nılan, bulundurulan yerler,
C) Mevcut hükümlere aykırı davranışları görülen genelevler, birleşme yerleri
ve fuhuş yapılan evler ve yerler,
D) Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine, ge-
nel güvenliğe ve genel ahlaka zararı dokunacak oyun oynatılan, temsil verilen,
film veya video bant gösterilen yerler,
E) Derneklere, sendikalara, loca ve kulüplere, kamu kurumu niteliğindeki
meslek kuruluşları ile benzeri kurum ve kuruluşlara ait ve yalnız üyelerinin
yararlanması için açılan lokallerden, birden fazla denetim sonunda ve yazılı
ihtara rağmen, iç yönetmeliğine aykırı faaliyet göstererek umuma açık yer duru-
muna geldiği tespit edilenler,
F) Yürürlükte bulunan hükümlere aykırı olarak işletilen veya konulan yasak-
lara uymayan, açılması izne bağlı yerler ile bu Kanunun 12 nci maddesi hükümle-
rine uymadığı tespit edilen yerler,
Polis tarafından kapatılır ve/veya faaliyetleri menedilir.
Kapatma veya faaliyettenmen'i gerektiren sebepler adli kovuşturmayı gerekti-
riyorsa soruşturma evrakı derhal adliyeye verilir.
Kapatmayı veya faaliyetten men'i icap ettiren sebepler mahkemeye intikal et-
tirilecek hallerde ise altı ay, değilse üç aydan fazla kapatma veya faaliyetten
men'e karar verilemez.
Adli ve idari kovuşturmanın her safhasında mülki amirin kapatma veya faali-
yetten men kararına karşı ancak idari yargı merciine başvurabilir.
Soruşturma evrakı adliyeye tevdi edilen şahıslar hakkında takipsizlik veya
beraat kararı verilmesi veya kesin şekilde sahip değişikliği hallerinde, mahalli
mülki amir tarafından kapatılan yerin süresinden önce açılmasına karar verilebi-
lir. (1)
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 1 ve 8 inci maddelere bakınız.
Madde 9 - Polis:
A) Askere, zabitlere ve zabıta memurlarına mahsus silahları, harb tüfekleri-
ni ve namlusu 15 santimetreden uzun olan tabancaları;
B) İzinsiz taşınan her model çap ve büyüklükte silah ve tabancalarla dina-
mit, bomba ve bunlara benzer yakıcı, öldürücü maddeleri ve zehirli gazlarla bun-
lara ait alet ve malzemeyi ve barut ve sair ateş alıcı eczayı ve yasak olan si-
lahlara ait fişekleri;
C) Üstünde bulundurduğu saldırma, kama bıçak ve sustalı çakıları, Amerikan
yumruklarını, usturpa, matrakları, şişli bastonları ve buna benzer yaralayıcı
aletleri;
D) Ammenin emniyeti için tehlikeli bir vasıta olarak kullanılması muhtemel
her türlü eşyayı;
E) Serseri ve sabıkalılarda bulunan ve suç işlemeğe yarayan her türlü vası-
taları (Zabıta şüphe üzerine bu kabil eşhasın üzerini arayabilir);
F) Ahlak ve umumi terbiyeye uygun olmıyan şarkı veya sözleri yahut amme em-
niyetini bozucu hitabeleri muhtevi bulunan gramofon plaklarını ve izinsiz göste-
rilen veya elde edilen filimleri ve bu kabil sair basma yazı ve resimleri; alır.
Bunlardan suç mevzuu olanları evrakiyle Adliyeye ve diğerlerini ait olduğu ma-
kamlara verir.
(Ek fıkra: 26/6/1973-1775/2 md.; İptal: Anayasa Mahkemesinin 25/4/1974 ta-
rihli ve E. 1973/41, K. 1974/13 sayılı Kararı ile)
(Ek fıkra: 19/2/1980 - 2261/1 md.): Polis, kamu düzenini ve anayasal hak ve
özgürlükleri korumak bakımından zorunlu ve gecikmesinde sakınca bulunan haller-
de, il sınırları içinde valinin, ilçe sınırları içinde kaymakamın, somut olay ve
gereksinimler için her seferinde yeniden vereceği emirle:
A) 171 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hürriyeti Hakkında Kanun kapsa-
mına giren toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin düzenini ve güvenliğini bozacak
faaliyet ve davranışları önlemek üzere, toplantı veya yürüyüşlerin yapıldığı
yerde veya yakın çevresinde;
B) Özel hukuk tüzel kişileri ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşla-
rının ya da sendikaların genel kurul toplantılarının güvenliğini sağlamak üzere,
toplantının yapıldığı yerde veya yakın çevresinde;
C) Can ve mal güvenliğinin ve seyahat özgürlüğünün sağlanması için, tren,
otobüs, vapur, uçak, metro ve benzeri yerüstü ve yeraltı toplu taşıma araçları
ile hava limanı, iskele, liman, gar, istasyon, otogar, otobüs terminalleri gibi
halkın topluca bulunduğu veya spor gösteri veya yarışmaları gibi büyük halk top-
luluklarının birikebileceği yerlerde;
D) Öğretim ve eğitim özgürlüğünün sağlanması için her derecede öğretim ve
eğitim kurumlarının ve kanunun 20/2 maddesindeki koşula uygun olarak girilecek
üniversite, bağımsız fakülte veya bağlı kurumlarının içinde, bunların yakın çev-
relerinde ve giriş çıkış yerlerinde;
E) Cana, ırza, mala veya tasarruf emniyetine tecavüz, sabotaj, adam kaçırmak
veya rehin almak, silahlı gasp ve soygun, ateşli silahlar ve bıçaklarla bomba ve
öteki patlayıcı, parlayıcı ve yakıcı maddelerle saldırıda bulunmak, uçak, tren,
otobüs, vapur ve benzerleri öteki yerüstü ve yeraltı toplu taşıma araçlarını ka-
çırmak, zaptetmek veya yolcularını rehin tutmak suretiyle toplumda tedirginlik,
korku ve dehşet meydana getirerek sırf kamu düzenini bozmağa ve milli güvenliği
sarsarak Anayasa'da yer alan temel hak ve hürriyetleri, Devletin ülkesi ve mille-
tiyle bölünmez bütünlüğünü nitelikleri Anayasa'da belirlenen Cumhuriyeti tehli-
keye düşürmeğe yönelik şiddet eylemlerine girişileceğini gösteren kesin belirti-
lerin elde edilmesi halinde, umumi ya da umuma açık yerlerde veya öğrenci yurt-
larında veya eklentilerinde veya kentin ya da öteki yerleşme birimlerinin giriş
ve çıkış yerlerinde veya ana caddelerinde seyreden taşıt araçlarında,
Yukarıdaki fıkranın A, B, C ve D bendlerinde sayılan alet ve eşyanın bulun-
durulup bulundurulmadığını saptamak ve bu fıkranın E bendinde sayılan eylemlerle
ilgili kişileri ele geçirmek amacıyla, kişilerin üstlerini, araçlarını ve eşya-
sını arar, suç unsuru gördüklerine el koyar, evrakıyla birlikte adalete teslim
eder.
5680 sayılı Basın Kanunu kapsamına giren basılı eserlerin arama ve zabtı
genel hükümlere göre olur.
Vali ve kaymakamın arama ve elkoymaya ilişkin emri yazıyla verilir. İvedi
durumlarda sözlü olarak verilen emir en kısa zamanda yazı ile doğrulanır.

Madde 10 - Taşınması memnu olan kama, hançer ve saldırmanın yapılması ve
satılması da yasaktır.
Eski eserlerden olupta kıymetli olanların satışı bu hükümden müstesnadır.

Madde 11 - (Değişik: 16/6/1985 - 3233/3 md.)
Polis;
A) Genel ahlak ve edep kurallarına aykırı olarak; utanç verici ve toplum dü-
zeni bakımından tasvip edilmeyen tavır ve davranışta bulunanlar ile bu nitelikte
söz, şarkı, müzik veya benzeri gösteri yapanları,
B) Çocuklar, kız ve kadınlar ile genç erkeklere sözle veya herhangi bir şe-
kilde sarkıntılık edenleri, kötü alışkanlıklara ve hertürlü ahlaksızlığa yönel-
ten ve teşvik edenleri,
C) Genel ahlak ve edebe aykırı mahiyetteki film, plak, video ve ses bantla-
rını yapan ve satanları,
Herhangi bir müracaat veya şikayet olmasa bile engeller, davranışlarının de-
vamını durdurarak yasaklar, sanıklar hakkında tanzim olunacak evrakı derhal şi-
kayete bağlı suçlar hakkındaki evrakı da şikayet ve müracaat vukubulduğu takdir-
de adliyeye tevdi eder.
Video ve ses bantlarını ticari maksatla dolduran gerçek veya tüzelkişiler bu
bantların birer adedini, piyasaya çıkarılmadan önce mahallin en büyük mülki ami-
rine vermek zorundadırlar.

Madde 12 - Kız ve kadınların gazino, bar, kafeşantan ve bunlara benzer içki
kullanılan yerlerle banyo, hamam ve plajlarda çalışabilmeleri o yerin en büyük
mülkiye amirinin iznine bağlıdır.
Yirmi bir yaşından küçük yaştaki kadın ve erkekler hiç bir suretle bu yer-
lerde çalıştırılamazlar.
Bar, kafeşantan ve meyhanelere, yanlarında veli ve vasileri olsa bile, on
sekiz yaşından aşağı küçüklerin girmesini polis meneder.

Madde 13 - (Değişik: 16/6/1985 - 3233/4 md.)
Polis;
A) Haklarında yetkili mercilerce verilen yakalama ve tutuklama kararı bulu-
nanları veya kanunda istenilen bir mükellefiyeti yerine getirmedikleri için ya-
kalanması gerekenleri,
B) Uyuşturucu maddeleri alan, satan, bulunduran ve kullananları, halkın ra-
hatını bozacak veya rezalet çıkaracak derecede sarhoş olanları veya sarhoşluk
halinde başkalarına saldıranları,
C) Halkın huzur ve sükununu bozanlardan, yapılan uyarılara rağmen bu hare-
ketlerine devam edenlerle, başkalarına saldırıya yeltenenleri ve kavga edenleri,
D) Bir kurumda tedavi, eğitim ve ıslahı için kanunlarla ve bu Kanunun uygu-
lanmasını gösteren tüzükle belirtilen esaslara uygun olarak alınan tedbirlerin
yerine getirilmesi amacıyla toplum için tehlike teşkil eden akıl hastası uyuştu-
rucu madde veya alkol tutkunu, serseri veya hastalık bulaştırabilecek kişileri,
E) Haklarında gözetim altında ıslahına veya yetkili merci önüne çıkarılması-
na karar verilen küçükleri,
F) Usulüne aykırı şekilde ülkeye girmek isteyen veya giren ya da hakkında
sınır dışı etme veya geri verme kararı alınan kişileri,
G) Suçüstü halinde veya gecikmesinde mahzur bulunan diğer hallerde suç iş-
lendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz ve delil
bulunan sanıkları,
Yakalar ve gerekli kanuni işlemi yapar.
Yakalanması belirli bir usule bağlanmış kişilerle ilgili Kanun hükümleri
saklıdır.
Yakalama, kişinin denetim ve gözetim altına alınmasıdır. Yakalanan kişilerin
kaçması veya saldırıda bulunmasının önlenmesi bakımından kişinin sağlığına zarar
vermeyecek şekilde her türlü tedbir alınabilir.
Yakalananlardan uyuşturucu madde kullanmış olanlarla sarhoş olanların durum-
ları, tüzükte belirtilen esas ve usullere uygun olarak hekim raporu, hekimin bu-
lunmadığı hallerde yardımcı sağlık hizmetleri personelinden birinin müşahede
raporu ile tespit edilir.
Yakalanan kişiye yakalama sebebi yazılı mümkün olmayan hallerde ise sözlü
olarak bildirilir.
Soruşturma konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir mahzur doğmuyorsa
kişinin yakalandığı yakınlarına derhal duyurulur.
Yakalanan kişilerden; sanık durumunda olanlar adli mercilere sevk edilir.
Haklarında ıslah veya tedavi tedbiri alınması gerekenler, ilgili kuruma
gönderilir.
Yakalama sebebi ortadan kalkanlar derhal serbest bırakılır. (1)

Madde 14 - Şehir ve kasabalarda gerek mesken içinde ve gerek dışında saat
24 ten sonra her ne suretle olursa olsun civar halkının rahat ve huzurunu boza-
cak surette gürültü yapanlar polisçe menolunur. Bu yasağı dinlemiyenler hakkında
Ceza Kanununun 546 ncı maddesine göre takibat yapılır.
Zabıtadan izin alınarak yapılacak düğün ve müsamere ve balolar bu kayıttan
müstesnadır.

Madde 15 - Polis; yaptığı tahkikat esnasında ifadelerine müracaat lazımgelen
kimseleri çağırır ve kendilerine lüzumu olan şeyleri sorar.

Son fıkra: (Ek: 16/6/1985-3233/5 md.; İptal: An. Mah.nin 26/11/1986 tarih ve
1985/8 E., 1986/27 K. sayılı Kararı ile.)
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 2 inci maddeye bakınız.
Madde 16 - Polis, aşağıda yazılı hallerde silah kullanmağa salahiyetlidir:
A) Nefsini müdafaa etmek;
B) Başkasının ırz ve canına vukubulan ve başka suretle men'i mümkün olmıyan
bir taarruzu savmak için;
C) Ağır cezayı müstelzim bir suçtan maznun olarak yakalanıp nezaret altında
bulunan veya her hangi bir suçtan mahküm ve mevkuf olupta tutulması veya nakil
ve sevki polise emir ve tevdi olunan şahısların kaçmaları veya bu maksatla poli-
se taarruzları halinde yapılacak ihtarlara itaat edilmemiş ve kaçmağa ve taarru-
za mani olmak için başka çare bulunmamışsa;
D) Muhfazasına memur olduğu mevki veya elindeki silaha yahut kendisine ve-
rilmiş veya teslim edilmiş olan karakolhane ile şahıslara karşı vukubulacak
taarruzu başka suretle defa imkan olmamışsa;
E) Ağır cezayı müstelzim ve meşhut cürüm halinde bulunan suçlarda suçlunun
saklı olduğu yerin arandığı sırada o yerden şüpheli bir şahıs çıkarak kaçtığı ve
dur emrine kulak asmadığı görülerek başka suretle ele geçirilmesine imkan
bulunmamışsa;
F) Ağır hapsi müstelzim bir suçtan dolayı maznun veya mahküm olupta zabıtaca
aranmakta olan bir şahsın yakalanmasına teşebbüs edildiği sırada kaçar ve dur
emrine de kulak asmıyarak başka türlü ele geçirilmesi kabil olmazsa;
G) Vazife esnasında polise tecavüze veya karşı koymağa elverişli aletlerin
ve silahların teslimi emredildiği halde emrin derhal yerine getirilmiyerek karşı
gelinmesi veya teslim edilmiş silah ve aletlerin zorla tekrar alınmasına kalkı-
şılmışsa;
H) Polisin vazifesini yapmasına yalnız veya toplu olarak fiili mukavemette
bulunulmuş veya taarruzla mümanaat edilmişse;
İ) Devlet nüfuz ve icraatına silahlı olarak karşı gelinmişse; (1)

Madde 17 - Polisin:
A) Kanun ve usul dairesinde verdiği emre itaatsizlik ve ittihaz eylediği
tedbirlere riayetsizlik edenler; (2)
B) Vazife yaparken polise mukavemette bulunan veya vazifesinden alıkoymak
maksadiyle polise zorla karşı koyan ve yakalanmadıkları takdirde hareketlerinde
devam etmeleri melhuz bulunan şahıslar; (3)

(Değişik: 16/6/1985-3233/6 md.) Karakola götürülüp haklarında tanzim oluna-
cak evrakla beraber adliyeye verilirler.

(Ek fıkralar: 19/2/1980-2261/1 md.)
Polis suç işlenmesini önlemek veya işlenmiş suçların faillerini ele geçirmek
için kişilerden (KENDİNİN POLİS OLDUĞUNU BELİRLEYEN BELGEYİ GÖSTERDİKTEN SONRA)
kimliğini sorabilir.
Bu istem karşısında herkes nüfus hüviyet cüzdanı, pasaport veya resmi bir
belgeyi göstererek kimliğini belirlemek zorundadır.
(1) Bu hükmün uygulanmasında ek 6 ve 9 uncu maddelere bakınız.
(2) Bu hükmün uygulanmasında ek 3 üncü maddeye bakınız.
(3) Bu hükmün uygulanmasında ek 4 üncü maddeye bakınız.
(Ek: 16/6/1985-3233/6 md.) Kimliğini bir belge ile veya polisçe tanınmış ki-
şilerin tanıklığı ile ispat edemeyenler ve gösterdikleri belgelerin doğruluğun-
dan şüphe edilen kişiler, aranan kişilerden olup olmadıkları anlaşılıncaya veya
gerçek kimliği ortaya çıkıncaya kadar yirmidört saati geçmemek üzere polisçe
gözaltına alınabilirler. Bu kişilere kimliğini ispatlamaları hususunda gerekli
kolaylık gösterilir.
(Ek: 16/6/1985-3233/6 md.) Kimliği tespit edilemeyen veya nüfusa kayıtlı ol-
madığı anlaşılan ve nüfus idarelerine gönderilmesi gerekenlerin parmak izi veya
fotoğrafları alındıktan sonra kimliklerinin tespiti veya nüfusa kayıtlarının
temini için tüzükte gösterilen esas ve usullere göre işlem yapılır.

Madde 18 - (Mülga: 20/2/1948-5188/1 md.)

Madde 19 - Polis; sokak, meydan ve umuma mahsus yerlerde intizamı temin ve
Seyrüsefer Talimatnamesindeki vasıflara uygun olmıyan nakil vasıtalarını işlet-
mekten ve bu vasıtaları sarhoş olarak veya seyrüseferin intizam ve selametini
bozacak surette idare edenleri çalışmaktan meneder.

Madde 20 - (Değişik: 26/6/1973-1775/4 md.)
Zabıta, imdat istenmesi veya yangın, su baskını ve boğulma gibi büyük tehli-
kelerin haber verilmesi veya görülmesi halleri ile ağır cezalı bir suçun işlen-
mesine veya yapılmakta devam olunmasına mani olmak için konutlara, iş yerlerine
ve eklentilerine girebilir.
Zabıta aşağıda yazılı hallerde üniversite, bağımsız fakülte veya üniversite-
ye bağlı kurumların binalarına veya bunların eklerine girebilir.
A) Üniversite binaları veya ekleri içinde, kurumun imkanlarıyla önlenmesi
mümkün görülmeyen olayların çıkması ihtimali karşısında rektör, acele hallerde
de dekan veya bağlı kuruluş yetkililerinin zabıtadan yardım talep etmeleri ha-
linde,
B) Herhangi bir davet veya izne bağlı olmaksızın suç ve suçluların kovuştu-
rulması için her zaman,
Fıkranın (A) bendinde gösterilen hallerde talep derhal yerine getirilir,
(...)(1)
İlgili kurumlar kovuşturma dolayısiyle zabıta kuvvetlerine gereken her türlü
yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdürler.
Madde 21 - Bir neşir vasıtası için abone yazmak veya bunlar için yazı, re-
sim, ilan gibi bir madde kabul etmek maksadiyle Matbuat Kanununa göre alınmış
vesikası olmaksızın idare evlerinin dışında dolaşanlar veya dolaştırılanlar
şantajdan veya böyle bir harekette dolandırıcılıktan maznun olarak takibat
altında bulunanlar; polisçe bu yolda çalışmaktan menedilir.
Madde 22 - Bu kanunda yazılı vazife ve salahiyetlerin yapılması ve kullanıl-
ması için en büyük mülkiye amirlerinin vereceği emirleri, Dahiliye Vekili re'sen
verebilir.
Madde 23 - Umumi ve hususi kanunlarla polise verilen ve bu kanunda yazılı
bulunmıyan vazife ve salahiyetlerin hükümleri bakidir.
Madde 24 - Mahsus zabıta teşkilatı olan işlerde bu teşkilata mensup memur
bulunmadığı yerlerde polis, bunlara ait inzıbati muameleleri yapmağa salahiyet-
lidir.
(1) Bu aradaki <<(B) bendinde gösterilen hallerde de giriş sebebinin niteliğine
göre, kurumun yetkililileri teşebbüsten haberdar edilir.>> şeklindeki cümle
Anayasa Mahkemesinin 25/4/1974 tarih ve E. 1973/41, K. 1974/13 sayılı kara-
rı ile iptal edilmiştir.
Madde 25 - (Değişik: 25/6/1973-1758/1 md.)
Polis teşkilatı bulunmıyan yerlerde il, ilçe ve bucak jandarma komutanları
ile jandarma karakol komutanları bu kanunda yazılı vazifeleri yapar ve yetkileri
kullanırlar.

Madde 26 - Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılacaktır.

Ek Madde 1 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Umumi veya umuma açık yerler ile umuma açık yer niteliğindeki ulaşım araçla-
rında, gerçek kişi veya topluluklar mahallin en büyük mülki amirine en az 48
saat önceden müracaat suretiyle oyun ve temsil verebilir veya çeşitli şekillerde
gösteri düzenleyebilir.
Bunlardan, genel ahlaka, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne
veya Anayasa düzenine aykırı olduğu tespit edilenler, mahallin en büyük mülki
amiri emriyle polis tarafından menedilir ve ilgililer derhal adli mercilere sevk
edilir.
Dilekçe ile yapılacak müracaatta oyun, temsil veya gösteriye katılan yöneti-
ci ve diğer kişilerin kimlik, ikametgah ve tabiyetleri belirtilir.

Ek Madde 2 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
(Birinci fıkra mülga : 18/11/1992 - 3842/31 md.)
Gözaltına alınanların yeme, içme ihtiyaçlarına ve nakillerine ait
masraflar Emniyet Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekle karşılanır.

Ek Madde 3 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Polis, aşağıdaki hallerde gerekli görülen kişilerden;
A) Devletin bütünlüğü, genel güvenliği ve Anayasa düzeni ile kaçakçılık ve
uyuşturucu maddelerle ilgili olarak yaptığı suç soruşturmaları sırasında ifade-
sine başvurulacak olanlara,
B) Vatandaşlık durumu ile bu Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen kimlik
tesbiti yapılıncaya kadar,
Tespit edilmiş olan ikametgah veya iş adreslerinden ayrılmamalarını yazılı
olarak isteyebilir.
Bunların, bulunabilecekleri yeni adreslerini bildirmeleri şartıyla o yerden
ayrılmalarına mahallin en büyük mülki amirinin yazılı emriyle izin verilir.

Ek Madde 4 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Polis, görevli bulunduğu mülki sınırlar içinde, hizmet branşı, yeri ve zama-
nına bakılmaksızın, bir suçla karşılaştığında suça el koymak, önlemek, sanık ve
suç delillerini tesbit,muhafaza ve yetkili zabıtaya teslim etmekle görevli ve
yetkilidir.

Bu madde hükmü gereğince bir suça müdahale eden polise karşı işlenen suçlar
görevli memura karşı işlenmiş suç; müdahalede bulunan polisin işlediği suçlar
ise görevli memurun işlediği suç sayılır.

Ek Madde 5 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Genel güvenlik, kaçakçılık ve uyuşturucu maddelerle ilgili önemli olayları
takip etmek, gerekiyorsa müdahale ederek soruşturmasını yapmak üzere;
A) İçişleri Bakanlığınca doğrudan veya ilgili valinin talebi üzerine merkez
personelinden ekipler (timler) görevlendirilebilir.
B) Yukarıdaki bent hükmüne uygun olarak bir ilde soruşturması yapılan olayın
aydınlatılması, delillerin toplanması, sanıkların yakalanması, başka illerde de
araştırma ve soruşturma yapılmasını gerektiriyorsa iller arasında ilgili vali-
liklerce ekipler görevlendirilebilir.
Bu ekiplerin polis yetkilerini kullanması, polis bölgesi sınırları ile ka-
yıtlı değildir. Bu ekipler görev yaptıkları mahallin en büyük mülki amirine bil-
gi vermek zorundadırlar. Görevin ifası sırasında mahallin en büyük mülki amirine
karşı da sorumludurlar.
Genel ve özel kolluk makam ve memurları bu personele gereken her türlü yar-
dımı yapmaya mecburdur.

Ek Madde 6 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Polis, yakalanması gerekli kişi veya dağıtılması gereken topluluğun direnme-
si, saldırıya yeltenmesi veya saldırıda bulunması hallerinde, bu fiilleri etki-
siz hale getirmek için zor kullanabilir.
Zor kullanma,direnme ve saldırının mahiyetine ve derecesine göre etkisiz
hale getirilecek şekilde kademeli olarak artan nispette bedeni kuvvet, maddi güç
ve kanuni şartları gerçekleştiğinde her çeşit silah kullanma yetkilerini ifade
eder.
Toplu kuvvet olarak müdahale edilen durumlarda, zor kullanmanın derecesi ile
kullanılacak araç ve gereçler müdahale eden kuvvetin amiri tarafından tayin ve
tespit edilir.

Ek Madde 7 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Polis Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Anayasa düzenine
ve genel güvenliğine dair önleyici ve koruyucu tedbirleri almak, emniyet ve asa-
yişi sağlamak üzere, ülke seviyesinde istihbarat faaliyetlerinde bulunur, bu
amaçla bilgi toplar, değerlendirir, yetkili mercilere veya kullanma alanına
ulaştırır. Devletin diğer istihbarat kuruluşlarıyla işbirliği yapar.

Ek Madde 8 - (16/6/1985-3233/7 md.)
Polisin yapacağı inceleme üzerine;
A) Otel,gazino ve benzeri yerler veya çeşitli dinlenme, eğlence ve oyun yeri
şeklinde sabit veya seyyar olarak kullanılan kara, deniz, hava ve her çeşit
taşıma araçlarında bu faaliyetlerin icrası,
B) Her ne ad altında olursa olsun, oynayanın kumar ve kazanç kasdı olmamak
şartıyle bilgi ve maharet artırıcı veya zeka geliştirici nitelikteki elektronik
oyun alet ve makinaları, video oyunları, televizyon oyunları ve benzeri oyun
yerlerinin açılması ve faaliyette bulunmaları,
Mahallin en büyük mülki amirinin iznine bağlıdır.
Bu şekilde açılmasına ve faaliyette bulunmasına izin verilen yerler umuma
açık yer sayılır. Bu madde hükmüne ve konulan yasaklara uymayan bu gibi yerler
hakkında 8 inci madde hükümleri uygulanır.
Bu suçların tekerrürü halinde mahallin en büyük mülki amiri tarafından
verilmiş bulunan ruhsat iptal edilebilir.

Ek Madde 9 - (Ek: 16/6/1985-3233/7 md.)
Bu Kanun ve diğer kanun hükümlerine göre gerekli hallerde;

A) Önleyici, caydırıcı, düzenleyici ve koruyucu kolluk hizmetlerine dair
görevlerin ifası sırasında silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, cezai
sorumluluğun tespiti bakımından Memurin Muhakematı Hakkında Kanuna göre işlem
yapılır.
B) Adliyeye ilişkin vazife ve işlerle ilgili bir hizmeti yerine getirirken
silah kullanmak zorunda kalan polis hakkında, hazırlık soruşturması bizzat
Cumhuriyet savcıları veya yardımcıları tarafından yapılır.

Sanık polis, hakkında dava açıldığı takdirde duruşmadan vareste tutulabilir.
Olayın mahiyetine ve kusurun derecesine göre, İçişleri Bakanlığınca durumu uygun
görülen polisin vekalet verdiği avukatın ücreti, Emniyet Genel Müdürlüğü bütçe-
sine konulacak ödenekten karşılanır. Avukat tutma ve ücret ödeme usul ve esasla-
rı yönetmelikte gösterilir.

Polisin, kanunlarla verilen görevlerini yaptığı sırada veya bu görevlerini
yapmasından dolayı şehit olması halinde, dul eşine, eşi hayatta değilse veya
evlenmişse çocuklarına, bunlar bulunmadığı takdirde bakmakla mükellef olduğu ana
ve babasına; konut sahibi yapmak amacıyla, Toplu Konut Fonundan miktarı ödemesiz
devresi ve ödeme süresi Toplu Konut ve Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulunca tayin
edilecek esaslara göre ve faizsiz olarak kredi verilir. Bu fıkra hükmü, 1 Ocak
1971 tarihinden itibaren şehit olan polislerin aileleri hakkında da tatbik
olunur.

1481 sayılı Asayişe Müessir Bazı Fiillerin Önlenmesi Hakkında Kanuna göre,
sanık ve hükümlülerden ilan edilmek suretiyle arananların bulundukları yerleri
bildiren ve yakalanmalarına yardımcı olanlara para ödülü verilebilir. Verilecek
ödülün miktarı ile bu fıkranın uygulanmasına dair diğer hususlar İçişleri Bakan-
lığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir. Para ödülüne ait giderler Emniyet
Genel Müdürlüğü bütçesine konulacak ödenekten karşılanır. Ödül verilen kişilerin
kimlikleri, rızaları olmadıkça hiçbir şekilde açıklanamaz.

Madde 27 - Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.

Madde 28 - Bu kanunun hükümlerini yürütmeğe İcra Vekilleri Heyeti memurdur.

İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU

İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU

Kanun Numarası : 2577
Kabul Tarihi : 6/1/1982
Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 20/1/1982 Sayı : 17580


BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Esaslar
Kapsam ve nitelik:
Madde 1 - 1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi
mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen
usullere tabidir.
2. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemele-
rinde yazılı yargılama usulü uygulanır ve inceleme evrak üzerinde yapılır.

İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı:
Madde 2 - 1. (Değişik: 10/6/1994-4001/1 md.)İdari dava türleri şunlardır:
a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı
kararı ile ) (2)
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar
tarafından açılan tam yargı davaları,
c) Genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari söz-
leşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun dene-
timi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme
görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilme-
sini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetki-
sini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.
3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi
dışındadır.

İdari davaların açılması:
Madde 3 - 1. (Değişik: 10/6/1994-4001/2 md.) İdari davalar, Danıştay, idare
mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına hitaben yazılmış imzalı dilekçe-
lerle açılır.
2. Dilekçelerde;
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları ve-
ya unvanları ve adresleri
b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller,
------------------
(1) Bu kanunda geçen "Devlet Başkanı" deyimi, 11/1/1983 tarih ve 2779 sayılı
Kanunun 1. maddesi gereğince "Cumhurbaşkanı" olarak düzeltilmiştir.
(2) Bu bent, Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27,K:1995/47
sayılı kararıyla iptal edilmiş olup; iptal kararı 10/7/1996 tarihinde yürür-
lüğe girmiştir.
c) Davaya konu olan idari işlemin yazılı bildirim tarihi,
d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına
ilişkin davalarla tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktar,
e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının
nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef
hesap numarası,
Gösterilir.
3. Dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesi-
ne eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından
bir fazla olur.
Dilekçelerin verileceği yerler:
Madde 4 - Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin her türlü evrak, Da-
nıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere
idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunma-
yan yerlerde asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konso-
losluklarına verilebilir.
Aynı dilekçe ile dava açılabilecek haller:
Madde 5 - (Değişik: 10/6/1994-4001/3 md.) 1. Her idari işlem aleyhine ayrı
ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık yada
sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava
açılabilir.
2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların
hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hu-
kuki sebeplerin aynı olması gerekir.
Dilekçe üzerine uygulanacak işlem:
Madde 6 - 1. Danıştay, idare mahkemesi ve vergi mahkemesi başkanlıklarına
veya 4 ncü maddede yazılı yerlere verilen dilekçelerin harç ve posta ücretleri
alındıktan sonra deftere derhal kayıtları yapılarak kayıt tarih ve sayısı dilek-
çenin üzerine yazılır. Dava bu kaydın yapıldığı tarihte açılmış sayılır.
2. Davacılara, kayıt tarih ve sayısını gösteren imzalı ve mühürlü, pulsuz
bir alındı kağıdı verilir.
3. 4 ncü maddede yazılı diğer yerlere verilen dilekçeler, en geç üç gün
içinde Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlığına taahhütlü olarak gönderi-
lir. Bu yerlerde harç pulları bulunmadığı takdirde bunlara karşılık alınan para-
ların miktarı ve alındı kağıdının tarih ve sayısı dilekçelere yazılır.
4. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/4 md.) Herhangi bir sebeple harcı veya posta
ücreti verilmeden veya eksik harç veya posta ücreti ile dava açılmış olması ha-
linde, otuz gün içinde harcın ve posta ücretinin verilmesi ve tamamlanması
hususu daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya
hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine geti-
rilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Harç veya posta
ücreti süresi içinde verilmez veya tamamlanmazsa davanın açılmamış sayılmasına
karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.
5. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/4 md.) Dava açıldıktan sonra posta ücretinde
tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, otuz
gün içinde posta ücretinin tamamlanması daire başkanı veya görevlendireceği
tetkik hakimi, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur.
Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği takdirde bildirim aynı şekilde bir
daha tekrarlanır. Posta ücreti süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden
kaldırılmasına karar verilir. Bu kararın tebliği tarihinden başlayarak üç ay
içinde, noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği tak-
dirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.
6. (Değişik:10/6/1994 - 4001/4 md.) 4 ve 5 inci fıkralardaki tebligat re'sen
genel bütçeden yapılır.

Dava açma süresi:
Madde 7 - 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.
2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve ce-
zalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsi-
latın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin;
tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı
vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise il-
gili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;
Tarihi izleyen günden başlar.
3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yo-
luyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça
süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen
günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, dü-
zenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabi-
lirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin
iptaline engel olmaz.

Sürelerle ilgili genel esaslar
Madde 8 - 1. Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itiba-
ren işlemeye başlar.
2. Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil günü-
ne rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar.
3. Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlar-
sa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün
uzamış sayılır.

Görevli olmayan yerlere başvurma:
Madde 9 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/2 md.) Çözümlenmesi Danıştayın, idare
ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerleri-
ne açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki ka-
rarların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkeme-
de dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve
vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
2. Adli veya askeri yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedi-
len davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada ya-
zılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen
süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir.

İdari makamların sükutu:
Madde 10 - 1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem
veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.
2. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse
istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava
açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava
açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgi-
li bu cevabı,isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da
bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi baş-
vuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden
reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makam-
larca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava aça-
bilirler.
3. (Mülga: 10/6/1994 - 4001/5 md.)
Üst makamlara başvurma:
Madde 11 - 1. İlgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin
kaldırılması, geri alınması değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst
makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi
içinde istenebilir. Bu başvurma, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini
durdurur.
2. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır.
3. İsteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi
yeniden işlemeye başlar ve başvurma tarihine kadar geçmiş süre de hesaba katılır.
4. (Mülga : 10/6/1994 - 4001/6 md.)
İptal ve tam yargı davaları:
Madde 12 - İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danış-
taya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya ip-
tal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası
açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun
yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası
sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde
tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca ida-
reye başvurma hakları saklıdır.
Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması:
Madde 13 - 1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava
açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka süretle öğrendik-
leri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl
içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri ge-
reklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin
tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap
verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde
dava açılabilir.
2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davası-
nın görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak dava-
larda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.
Dilekçeler üzerine ilk inceleme:
Madde 14 - 1. Dilekçeler Danıştayda Evrak Müdürlüğünce kaydedilir ve Genel
Sekreterlikçe görevli dairelere havale olunur.
2. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/5 md.) Dilekçeler, idare ve vergi mahkemelerin-
de, mahkeme başkanının veya hakimin havalesi ile kaydolunur.
3. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/5 md.) Dilekçeler, Danıştayda daire başkanının
görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde ise mahkeme
başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından:
a) Görev ve yetki,
b) İdari merci tecavüzü,
c) Ehliyet,
d) İdari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup ol-
madığı,
e) Süre aşımı,
f) Husumet,
g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,
Yönlerinden sırasıyla incelenir.
4. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/5 md.) Dilekçeler bu yönlerden kanuna aykırı
görülürse durum; görevli daire veya mahkemeye bir rapor ile bildirilir. Tek ha-
kimle çözümlenecek dava dilekçeleri için rapor düzenlenmez ve 15 inci madde hü-
kümleri ilgili hakim tarafından uygulanır. 3 üncü fıkraya göre yapılacak incele-
me ve bu fıkra ile 5 inci fıkraya göre yapılacak işlemler dilekçenin alındığı
tarihten itibaren en geç onbeş gün içinde sonuçlandırılır.
5. İlk incelemeyi yapanlar, bu noktalardan kanuna aykırılık görmezler veya
daire veya mahkeme tarafından ilk inceleme raporu yerinde görülmezse, tebligat
işlemi yapılır.
6. Yukarıdaki hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de
davanın her safhasında 15 nci madde hükmü uygulanır.

İlk inceleme üzerine verilecek karar:
Madde 15 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/6 md.) Danıştay veya idare ve vergi
mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna
aykırılık görülürse, 14 üncü maddenin;
a) 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan
davaların reddine; idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yet-
kili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek da-
va dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine,
b) 3/c, 3/d ve 3/e bentlerinde yazılı hallerde davanın reddine,
c) 3/f bendine göre, davanın hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösteri-
lerek açılması halinde, dava dilekçesinin tespit edilecek gerçek hasma tebliği-
ne,
d) 3/g bendinde yazılı halde otuzgün içinde 3 ve 5 inci maddelere uygun şe-
kilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak yahut (c) bendinde yazılı
hallerde, ehliyetli olan şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış
ise otuzgün içinde bizzat veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilek-
çelerin reddine,
e) 3/b bendinde yazılı halde dilekçelerin görevli idare merciine tevdiine,
Karar verilir.
2. Dilekçelerin görevli mercie tevdii halinde, Danıştaya veya ilgili mahke-
meye başvurma tarihi, merciine başvurma tarihi olarak kabul edilir.
3. Dilekçelerin 3 ncü maddeye uygun olmamaları dolayısıyla reddi halinde ye-
ni dilekçeler için ayrıca harç alınmaz.
4. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/7 md.) İlk inceleme üzerine Danıştay veya
mahkemelerce verilen; bu maddenin 1/a bendinde belirtilen idari yargının görevli
olduğu konularda davanın görev ve yetki yönünden reddine ilişkin kararlarla, 1/c
bendinde yazılı gerçek hasma tebliğ ve 1/d bendindeki dilekçe red kararları dı-
şında, kararın düzeltilmesi veya temyiz yoluna; tek hakim kararına karşı ise
itiraz yoluna başvurulabilir.
5. (Ek: 5/4/1990 - 3622/6 md.) 1 inci fıkranın (d) bendine göre dilekçenin
reddedilmesi üzerine, yeniden verilen dilekçelerde aynı yanlışlıklar yapıldığı
takdirde dava reddedilir.

Tebligat ve cevap verme:
Madde 16 - 1. Dava dilekçelerinin ve eklerinin birer örneği davalıya, dava-
lının vereceği savunma davacıya tebliğ olunur.
2. Davacının ikinci dilekçesi davalıya, davalının vereceği ikinci savunma da
davacıya tebliğ edilir. Buna karşı davacı cevap veremez. Ancak, davalının ikinci
savunmasında, davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğu, davanın
görülmesi sırasında anlaşılırsa, davacıya cevap vermesi için bir süre verilir.
3. Taraflar, yapılacak tebliğlere karşı, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün
içinde cevap verebilirler. Bu süre, ancak haklı sebeplerin bulunması halinde,
taraflardan birinin isteği üzerine görevli mahkeme kararı ile otuz günü geçmemek
ve bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Sürenin geçmesinden sonra yapılan
uzatma talepleri kabul edilmez.
4. Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci
dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler.
5. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/8 md.) Davalara ilişkin işlem dosyalarının
aslı veya onaylı örneği idarenin savunması ile birlikte, Danıştay veya ilgili
mahkeme başkanlığına gönderilir.

Duruşma:
Madde 17 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/7 md.) Danıştay ile idare ve vergi
mahkemelerinde açılan iptal ve beş milyon lirayı aşan tam yargı davaları ile
tarh edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümler ve bunların zam ve
cezaları toplamı beş milyon lirayı aşan vergi davalarında, taraflardan birinin
isteği üzerine duruşma yapılır.
2. Temyiz ve itirazlarda duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay
veya ilgili bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.
3. Duruşma talebi, dava dilekçesi ile cevap ve savunmalarda yapılabilir.
4. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/7 md.) 1 ve 2 nci fıkralarda yer alan kayıtlara
bağlı olmaksızın Danıştay, mahkeme ve hakim kendiliğinden duruşma yapılmasına
karar verebilir.
5. Duruşma davetiyeleri duruşma gününden en az otuz gün önce taraflara gön-
derilir.

Duruşmalara ilişkin esaslar:
Madde 18 - 1. Duruşmalar açık olarak yapılır. Genel ahlakın veya kamu güven-
liğinin gerekli kıldığı hallerde, görevli daire veya mahkemenin kararı ile, du-
ruşmanın bir kısmı veya tamamı gizli olarak yapılır.
2. Duruşmaları başkan yönetir.
3. Duruşmalarda taraflara ikişer defa söz verilir. Taraflardan yalnız biri
gelirse onun açıklamaları dinlenir; hiç biri gelmezse duruşma açılmaz, inceleme
evrak üzerinde yapılır.
4. Danıştayda görülen davaların duruşmalarında savcının bulunması şarttır.
Taraflar dinlendikten sonra savcı yazılı düşüncesini açıklar. Bundan sonra ta-
raflara son olarak ne diyecekleri sorulur ve duruşmaya son verilir.
5. Duruşmalı işlerde savcılar, keşif, bilirkişi incelemesi veya delil tespi-
ti yapılmasını yahut işlem dosyasının getirtilmesini istedikleri takdirde, bu
istekleri görevli daire veya kurul tarafından kabul edilmezse, işin esası hak-
kında ayrıca yazılı olarak düşünce bildirirler.

Duruşmalı işlerde karar verilmesi:
Madde 19 - (Değişik birinci cümle: 10/6/1994 - 4001/9 md.) Duruşma yapıldık-
tan sonra en geç onbeş gün içinde karar verilir. Ara kararı verilen hallerde,
bu kararın yerine getirilmesi üzerine, dosyalar öncelikle incelenir.

Dosyaların incelenmesi:
Madde 20 - 1. Danıştay ile idare ve vergi mahkemeleri, bakmakta oldukları
davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yaparlar. Mahkemeler belir-
lenen süre içinde lüzum gördükleri evrakın gönderilmesini ve her türlü bilgile-
rin verilmesini taraflardan ve ilgili diğer yerlerden isteyebilirler. Bu husus-
taki kararların, ilgililerce, süresi içinde yerine getirilmesi mecburidir. Haklı
sebeplerin bulunması halinde bu süre, bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir.
2. Taraflardan biri ara kararının icaplarını yerine getirmediği takdirde, bu
durumun verilecek karar üzerindeki etkisi mahkemece önceden takdir edilir ve
arakararında bu husus ayrıca belirtilir.
3. Ancak, istenen bilgi ve belgeler Devletin güvenliğine veya yüksek men-
faatlerine veya Devletin güvenliği ve yüksek menfaatleriyle birlikte yabancı
devletlere de ilişkin ise, Başbakan veya ilgili bakan, gerekçesini bildirmek su-
retiyle, söz konusu bilgi ve belgeleri vermeyebilir.
(Ek Cümle: 10/6/1994 - 4001/10 md.) Verilmeyen bilgi ve belgelere dayanıla-
rak ileri sürülen savunmaya göre karar verilemez.
4. (Mülga: 10/6/1994 - 4001/10 md.)
5. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/8 md.) Danıştay, bölge idare, idare ve vergi
mahkemelerinde dosyalar, bu Kanun ve diğer kanunlarda belirtilen öncelik veya
ivedilik durumları ile Danıştay için Başkanlar Kurulunca; (1) diğer mahkemeler
için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca konu itibariyle tespit edilip Resmi
Gazete'de ilan edilecek öncelikli işler gözönünde bulundurulmak suretiyle geliş
tarihlerine göre incelenir ve tekemmül ettikleri sıra dahilinde bir karara bağ-
lanır. Bunların dışında kalan dosyalar ise tekemmül ettikleri sıraya göre ve te-
kemmül tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.
Sonradan ibraz olunan belgeler:
Madde 21 - Dilekçeler ve savunmalarla birlikte verilmeyen belgeler, bunların
vaktinde ibraz edilmelerine imkan bulunmadığına mahkemece kanaat getirilirse,
kabul ve diğer tarafa tebliğ edilir. Bu belgeler duruşmada ibraz edilir ve diğer
taraf cevabını hemen verebileceğini beyan eder veya cevap vermeye lüzum görmez-
se, ayrıca tebliğ edilmez.
Davaların karara bağlanması:
Madde 22 - 1. Konular aydınlandığında meseleler sırasıyla oya konulur ve ka-
rara bağlanır.
2. 15 nci maddede sayılan sebeplerden biri ile veya yargılama usullerine
ilişkin meselelerde azınlıkta kalanlar işin esası hakkında da oylarını kullanır-
lar. Azınlıkta kalanların görüşleri, kararların altına yazılır.
Tutanaklar:
Madde 23 - Her dava dosyası için görüşmelere katılan başkan ve üyelerin, Da-
nıştayda düşünce veren savcının, tetkik hakiminin ve tarafların ad ve soyadları-
nı, incelenen dosya numarasını, kısaca dava konusunu ve verilen kararın netice-
sini, çoğunlukta ve azınlıkta bulunanları gösteren bir tutanak düzenlenir. Bu
tutanaklar görüşmelere katılanlar tarafından aynı toplantıda imzalanır ve dosya-
larında saklanır.
Kararlarda bulunacak hususlar:
Madde 24 - Kararlarda:
a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları ya-
hut unvanları ve adresleri,
b) Davacının ileri sürdüğü olayların ve dayandığı hukuki sebeplerin özeti
istem sonucu ile davalının savunmasının özeti,
c) (Değişik: 10/6/1994 - 4001/11 md.) Danıştayda görülen davalarda tetkik
hakimi ve savcının ad ve soyadları ile düşünceleri,
d) Duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulu-
nan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadları,
e) Kararın dayandığı hukuki sebepler ile gerekçesi ve hüküm:tazminat davala-
rında hükmedilen tazminatın miktarı,
f) Yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiği,
g) Kararın tarihi ve oybirliği ile mi, oyçokluğu ile mi verildiği,
h) Kararı veren mahkeme başkan ve üyelerinin veya hakiminin ad ve soyadları
ve imzaları ve varsa karşı oyları,
----------------------
(1) Bu fıkrada yer alan "...Başkanlık Kurulunca" ibaresi, 10/6/1994 tarih ve
4001 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle metne işlendiği şekilde değiştiril-
miştir.
ı) Kararı veren dairenin veya mahkemenin adı ve dosyanın esas ve karar numarası,
Belirtilir.

Kararların saklanması ve tebliği:
Madde 25 - Kararın mahkeme başkanı ve üyeleri veya hakimi tarafından imzalı
asıllarından biri, karar dosyasına, diğeri de dava dosyasına konur; mahkeme müh-
rü ve başkan yahut hakim, Danıştayda daire veya kurul başkanı veya görevlendire-
ceği bir üye imzasıyla tasdikli birer örneği de taraflara tebliğ edilir.
Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik:
Madde 26 - 1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişi-
lik veya niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin
başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mi-
rasçılar aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına il-
gili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise,
varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.
2 Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir.
3. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/9 md.) Davacının gösterdiği adrese tebligat ya-
pılamaması halinde, yeni adresin bildirilmesine kadar dava dosyası işlemden kal-
dırılır ve varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır.
Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir yıl içinde yeni adres
bildirilmek suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği takdirde, davanın
açılmamış sayılmasına karar verilir.
4. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/9 md.) Dosyaların işlemden kaldırılmasına ve
davanın açılmamış sayılmasına dair kararlar diğer tarafa tebliğ edilir.
Yürütmenin durdurulması:
Madde 27 - (Değişik: 10/6/1994 - 4001/12 md.) 1. Danıştayda veya idari mah-
kemelerde dava açılması dava edilen idari işlemin yürütülmesini durdurmaz.
2. Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması halinde tela-
fisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı
olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda gerekçe göstererek yürütme-
nin durdurulmasına karar verebilirler.
3. Vergi mahkemelerinde, vergi uyuşmazlıklarından doğan davaların açılması,
tarh edilen vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümlerin ve bunların zam
ve cezalarının dava konusu edilen bölümünün tahsil işlemlerini durdurur. Ancak,
26 ncı maddenin 3 üncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan vergi davası dosyala-
rında tahsil işlemi devam eder. Bu şekilde işlemden kaldırılan dosyanın yeniden
işleme konulması ile ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine yapılan iş-
lemlerle tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davalar,tahsil işlemini durdurmaz.
Bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebilir.
4. Yürütmenin durdurulması istemli davalarda 16 ncı maddede yazılı süreler
kısaltılabileceği gibi, tebliğin memur eliyle yapılmasına da karar verilebilir.
5. Yürütmenin durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak,
durumun gereklerine göre teminat aranmayabilir. Taraflar arasında teminata
ilişkin olarak çıkan anlaşmazlıklar, yürütmenin durdurulması hakkında karar ve-
ren daire, mahkeme veya hakim tarafından çözümlenir. İdareden ve adli yardımdan faydalanan kimselerden teminat alınmaz.
6. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay
dava dairelerince verilmişse konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daire-
leri Genel Kurullarına, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge
idare mahkemesine, idare ve vergi mahkemeleri ile tek hakim tarafından verilen
kararlara karşı bölge idare mahkemesine, çalışmaya ara verme süresi içinde ise
idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlara en yakın nöbetçi mahke-
meye veya kararı veren hakimin katılmadığı nöbetçi mahkemeye, kararın tebliğini
izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz e-
dilebilir. İtiraz edilen merciler, dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi
gün içinde karar vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
7. Yürütmenin durdurulması kararı verilen dava dosyaları öncelikle incelenir
ve karara bağlanır.
Kararların sonuçları:
Madde 28 - 1.(Değişik:10/6/1994-4001/13 md.)
Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve
yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare,gecikmeksi-
zin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.Bu süre hiçbir şekilde
kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.Ancak,haciz veya ihti-
yati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında,bu karar-
ların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.
2. (Değişik:10/6/1994-4001/13 md.)
Tam yargı davaları hakkındaki kararlardan belli bir miktarı içerenler genel
hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.
3. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararları-
na göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine
Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabilir.
4. Mahkeme kararlarının (otuz) (1) gün içinde kamu görevlilerince kasten
yerine getirilmemesi halinde ilgili, idare aleyhine dava açabileceği gibi,kararı
yerine getirmeyen kamu görevlisi aleyhine de tazminat davası açılabilir.
5. Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin mahkeme kararlarının idareye tebliğinden
sonra bu kararlara göre tespit edilecek vergi, resim, harçlar ve benzeri mali
yükümler ile zam ve cezaların miktarı ilgili idarece mükellefe bildirilir.
6. Tazminat ve vergi davalarında kararın idareye tebliğinden itibaren infa-
zın gecikmesi sebebiyle idarece kanuni gecikme faizi ödenir.
Açıklama:
Madde 29 - 1. Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemele-
rince verilen kararlar yeterince açık değilse, yahut birbirine aykırı hüküm fık-
ralarını taşıyorsa, taraflardan her biri kararın açıklanmasını veya aykırılığın
giderilmesini isteyebilir.
----------------------
(1) Bu fıkrada yer alan "...altmış" kelimesi,10/6/1994 tarih ve 4001 sayılı Ka-
nunun 13 üncü maddesiyle "otuz" olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
2. Açıklama dilekçeleri karşı taraf sayısından bir nüsha fazla verilir.
3. Kararı vermiş olan daire veya mahkeme işi inceler ve gerek görürse dilek-
çenin bir örneğini, belirleyeceği süre içinde cevap vermek üzere, karşı tarafa
tebliğ eder, cevap iki nüsha olarak verilir. Bunlardan biri, açıklama veya aykı-
rılığın kaldırılmasını isteyen tarafa gönderilir.
4. Görevli daire veya mahkemenin bu husustaki kararı, taraflara tebliğ olunur.
5. Açıklama veya aykırılığın kaldırılması, kararın yerine getirilmesine ka-
dar istenebilir.

Yanlışlıkların düzeltilmesi:
Madde 30 - 1. İki tarafın adı ve soyadı ile sıfatı ve iddiaları sonucuna
ilişkin yanlışlıklar ile hüküm fıkrasındaki hesap yanlışlıklarının düzeltilmesi
de istenebilir.
2. 29 ncu maddenin son fıkrası dışında kalan hükümleri, bu istekler hakkında
da uygulanır.
3. Yanlışlıkların düzeltilmesine karar verilirse, düzeltme ilamın altına yazılır.

Hukuk Usulü Muhakemeleri kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller:
Madde 31 - 1. Bu Kanunda hüküm bulunmayan hususlarda; hakimin davaya bakmak-
tan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın
ihbarı, tarafların vekilleri, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirki-
şi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve
duruşma sırasında tarafların mahkemenin sukünunu ve inzibatını bozacak hareket-
lerine karşı yapılacak işlemlerde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uy-
gunlanır. (Ek cümle: 5/4/1990 - 3622/11 md.;Değişik:10/6/1994-4001/14 md.)
Ancak, davanın ihbarı ve bilirkişi seçimi Danıştay, mahkeme veya hakim
tarafından re'sen yapılır.
2. Bu Kanun ve yukarıdaki fıkra uyarınca Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa
atıfta bulunulan haller saklı kalmak üzere, vergi uyuşmazlıklarının çözümünde
Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uygulanır.

İKİNCİ BÖLÜM
İdari Davalarda Yetki ve Bağlantı ile Görevsizlik ve Yetkisizliklik
Hallerinde Yapılacak İşlemler

İdari davalarda genel yetki:
Madde 32 - 1. Göreve ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla bu Kanunda veya
özel kanunlarda yetkili idare mahkemesinin gösterilmemiş olması halinde, yetkili
idare mahkemesi, dava konusu olan idari işlemi veya idari sözleşmeyi yapan idari
merciin bulunduğu yerdeki idare mahkemesidir.
2. Bu Kanunun uygulanmasında yetki kamu düzenindendir. (Mülga:İkinci cümle:
(10/6/1994-4001/15 md.)

Kamu görevlileri ile ilgili davalarda yetki:
Madde 33 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/12 md.) Kamu görevlilerinin atanması
ve nakilleri ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlilerinin yeni veya
eski görev yeri idare mahkemesidir.
2. Kamu görevlilerinin görevlerine son verilmesi, emekli edilmeleri veya gö-
revden uzaklaştırılmaları ile ilgili davalarda yetkili mahkeme, kamu görevlisi-
nin son görev yaptığı yer idare mahkemesidir.
3. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/12 md.) Kamu görevlilerinin görevle ilişkisinin
kesilmesi sonucunu doğurmayan disiplin cezaları ile ilerleme, yükselme, sicil,
intibak ve diğer özlük ve parasal hakları ve mahalli idarelerin organları ile bu
organların üyelerinin geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmalarıyla
ilgili davalarda yetkili mahkeme ilgilinin görevli bulunduğu yer idare mahkeme-
sidir.

Taşınmaz mallara ilişkin davalarda yetki:
Madde 34 - (Değişik:10/6/1994-4001/16 md.)
1 - İmar, kamulaştırma, yıkım, işgal, tahsis, ruhsat ve iskan gibi taşınmaz
mallarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara
veya kamu mallarına ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme taşınmaz malların
bulunduğu yer idare mahkemesidir.
2 - Köy,belediye ve özel idareleri ilgilendiren mevzuatın uygulanmasına
ilişkin davalarla sınır uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme,mülki idari birimin,
köy,belediye veya mahallenin bulunduğu yahut yeni bağlandığı yer idare mahkeme-
sidir.
Taşınır mallara ilişkin davalarda yetki:
Madde 35 - (Değişik: 5/4/1990 - 3622/13 md.)
Taşınır mallara ilişkin davalarda yetkili mahkeme, taşınır malın bulunduğu
yer idare mahkemesidir.

Tam yargı davalarında yetki:
Madde 36 - İdari sözleşmelerden doğanlar dışında kalan tam yargı davalarında
yetkili mahkeme, sırasıyla:
a) Zararı doğuran idari uyuşmazlığı çözümlemeye yetkili,
b) Zarar, bayındırlık ve ulaştırma gibi bir hizmetten veya idarenin herhangi
bir eyleminden doğmuş ise, hizmetin görüldüğü veya eylemin yapıldığı yer,
c) Diğer hallerde davacının ikametgahının bulunduğu yer.
İdari mahkemesidir.

Vergi uyuşmazlıklarında yetki:
Madde 37 - Bu Kanununa göre vergi uyuşmazlıklarında yetkili mahkeme:
a) Uyuşmazlık konusu vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve ta

hakkuk ettiren, zam ve cezaları kesen,
b) (Ek:10/6/1994-4001/17 md.) Gümrük Kanununa göre alınması gereken vergi-
lerle Vergi Usul Kanunu ğereğince şikayet yoluyla vergi düzeltme taleplerinin
reddine ilişkin işlemlerde;vergi,resim,harç ve benzeri mali yükümleri tarh ve
tahakkuk ettiren,
-------------------------
(1) Madde başlığı,10/6/1994 tarih ve 4001 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle metne
işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
c) Amme Alacaklarının Tahsil Usulu Kanunun uygulanmasında,ödeme emrini düzen
eyen,(1)
d) Diğer uyuşmazlıklarda dava konusu işlemi yapan,(1)
Dairenin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.

Bağlantılı davalar:
Madde 38 - 1. (Ek:10/6/1994-4001/18 md.) Aynı maddi veya hukuki sebepten
doğan ya da biri hakkında verilecek hüküm,diğerini etkileyecek nitelikte olan
davalar bağlantılı davalardır.
2. İdare mahkemesi, vergi mahkemesi veya Danıştaya veya birden fazla idare
veya vergi mahkemelerine açılmış bulunan davalarda bağlantının varlığına taraf-
lardan birinin isteği üzerine veya doğrudan doğruya mahkemece karar verilir.
3. Bağlantılı davalardan birinin Danıştayda bulunması halinde dava dosyası
Danıştaya gönderilir.
4. Bağlantılı davalar, değişik bölge idare mahkemesinin yargı çevrelerindeki
mahkemelerde bulunduğu takdirde dosyalar Danıştaya gönderilir.
5. Bağlantılı davalar aynı bölge idare mahkemesinin yargı çerçevesindeki
mahkemelerde bulunduğu takdirde dosyalar o yer bölge idare mahkemesine gönderilir.(2)

Bağlantının Danıştayca incelenmesi:
Madde 39 - 1. Danıştayın dava konusu uyuşmazlığı incelemeye yetkili dairesi,
bağlantılı dava dosyalarını öncelikle ve ivedilikle inceler ve karar verir.
2. Danıştay bağlantının bulunduğuna karar verdiği takdirde:
a) (Değişik: 5/4/1990 - 3622/14 md.) Davalardan biri Danıştayda açılmış ve
çözümlenmesi Danıştayın görevine dahil bir uyuşmazlıkla ilgili ise, davaların
tümü Danıştayda görülür ve durum ilgili mahkemelere ve taraflara bildirilir.
b) Davaların çözümlenmesi, ayrı bölge idare mahkemesinin yargı çevresindeki
idare veya vergi mahkemelerinin görevlerine giren uyuşmazlıklarla ilgili ise Da-
nıştayın ilgili dairesi yetkili mahkemeyi kararında belirtir ve dosyaları bu
mahkemeye göndererek diğer mahkemeye veya mahkemelere durumu bildirir. Yetkili
mahkeme de durumu ilgililere duyurur.
c) (Değişik:10/6/1994-4001/19 md.) Danıştayca verilen karar bağlantı bu-
lunmadığı yolunda ise, dosyalar İlgili mahkemelere geri gönderilir.

Bağlantının Bölge İdare Mahkemesince incelenmesi:
Madde 40 - 1. Bölge idare mahkemesi bağlantılı dava dosyalarını öncelikle
ve ivedilikle inceler ve kararını verir. Bölge idare mahkemesince verilen karar,
bağlantının bulunduğu yolunda ise, yetkili mahkeme kararda belirtilmek suretiyle
dosyalar yetkili mahkemeye gönderilir. Durum ayrıca diğer mahkemeye de duyuru-
lur. Yetkili kılınan mahkeme durumu ilgililere bildirir.
2. Bölge idare mahkemesince verilen karar bağlantı olmadığı yolunda ise,
dosyalar ilgili mahkemelere geri gönderilir.
-----------------
(1) Bu maddedeki mevcut (b) ve (c) bentleri,10/6/1994 tarih ve 4001 sayılı Ka-
nunun 17 nci maddesiyle (c) ve (d) olarak değiştirilmiştir.
(2) Bu maddedeki mevcut (1),(2),(3) ve (4) olan fıkra numaraları,10/6/1994
tarih ve 4001 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle,(2),(3),(4) ve (5) olarak
değiştirilmiştir.
Bağlantının mahkemelerce kabul edilmemesi:
Madde 41 - Bağlantı iddiaları mahkemelerce kabul edilmediği takdirde, bu hu-
susta verilen ara kararı taraflara tebliğ edilir. Taraflar, tebliğ tarihini iz-
leyen onbeş gün içerisinde, aynı yargı çevresindeki mahkemeler için o yer bölge
idare mahkemesine, 38 nci maddenin 2 ve 3 ncü fıkrasındaki durumlarla ilgili da-
valar için Danıştaya başvuruda bulunabilirler. Başvuru üzerine bölge idare mah-
kemesi veya Danıştay görevli dairesince durum, yukarıdaki maddelerde yazılı
usullere göre incelenerek karara bağlanır.

Bağlantılı davalarla ilgili diğer esaslar:
Madde 42 - 1. Bağlantının varlığı yolunda idare ve vergi mahkemelerince veya
bu konuda yapılacak itiraz üzerine bölge idare mahkemesi veya Danıştayca bağlan-
tı hakkında karar verilinceye kadar usuli işlemler durur.
2. Bağlantıya ilişkin işlemler sonuçlandırıldıktan sonra bu davalara bakmak-
la yetkili kılınan mahkeme veya Danıştay, davalara bırakıldığı yerden devam
eder.
3. Bağlantının bulunup bulunmadığı yolundaki bölge idare mahkemesi ve Danıştay kararları kesindir.

Görevsizlik ve yetkisizlik hallerinde yapılacak işlem:
Madde 43 - 1. İdare ve vergi mahkemeleri, idari yargının görev alanına giren
bir davada görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle davanın reddine karar verir-
lerse dosyayı Danıştaya veya görevli ve yetkili idare veya vergi mahkemesine
gönderirler.
a) Görevsizlik sebebiyle gönderilen dosyalarda Danıştay, davayı görevi için-
de görmezse dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verir.
b) Görevsizlik veya yetkisizlik sebebiyle dosyanın gönderildiği mahkeme ken-
disini görevsiz veya yetkisiz gördüğu takdirde, söz konusu mahkeme ile ilk gö-
revsizlik veya yetkisizlik kararını veren mahkeme aynı bölge idare mahkemesinin yargı çevresinde ise, uyuşmazlık bölge idare mahkemesince, aksi halde Danıştayca çözümlenir.
2. Görev ve yetki uyuşmazlıklarında Danıştay ve bölge idare mahkemesince verilen kararlar ilgili mahkemelere bildirilir ve bu husus taraflara tebliğ olu-
nur.
3. Danıştay ve bölge idare mahkemesince görev ve yetki uyuşmazlıkları ile
ilgili olarak verilen kararlar kesindir.
4. Bu madde hükümleri gereğince verilen kararlar ile görevli ve yetkili kı-
lınan mahkemeye yeniden dava açılması halinde harç alınmaz.
5. (Mülga: 5/4/1990 - 3622/27 md.)
Merci tayini:
Madde 44 - 1. Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya hukuki bir
engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği
veya iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri
hallerde dava dosyaları, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için:
a) Uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında
çıkması halinde, o yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine,
b) Sair hallerde Danıştaya,
Gönderilir.
2. Danıştay ve bölge idare mahkemesi görevli ve yetkili mahkemeyi kararlaş-
tırır.
3. Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği kararlar kesin-
dir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Kararlara Karşı Başvuru Yolları
İtiraz:
Madde 45 - 1. İdare ve vergi mahkemelerinin tek hakimli olarak verdiği nihai
kararlara, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yar-
gı çevresindeki bölge idare mahkemesine itiraz edilebilir.
2. İdare ve vergi mahkemelerinin tek hakimli olarak verdiği nihai kararlara
karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde itiraz edilebilir.
3. İtiraz, temyizin şekil ve usullerine tabidir.
4. Bölge idare mahkemesi evrak üzerinde yaptığı inceleme sonunda, maddi vakıalar hakkında edinilen bilgiyi yeter görürse veya itiraz sadece hukuki nokta-
lara ilişkin ise veya itiraz olunan karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi
mümkün ise işin esası hakkında karar verir. Aksi halde gerekli inceleme ve tahkikatı kendisi yaparak esas hakkında yeniden karar verir. (Ek cümle: 5/4/1990 -
3622/15 md.) Ancak, ilk inceleme üzerine verilen kararlara karşı yapılan itirazı
haklı bulduğu veya davaya görevsiz hakim tarafından bakılmış olması hallerinde
kararı bozmakla birlikte dosyayı geri gönderir, bölge idare mahkemesinin bu kararları kesindir.
5. Bölge idare mahkemesinin kararları kesindir; temyiz yoluna başvurulamaz.
6. Tek hakimli mahkemede hüküm veren hakim, aynı davanın itiraz yoluyla böl-
ge idare mahkemesince incelenmesinde bulunamaz.


Temyiz:
Madde 46 - (Değişik: 5/4/1990 - 3622/16 md.)
1. Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai kararla-
rı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda temyiz edilebilir.
2. (Değişik:10/6/1994-4001/20 md.) Özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen
hallerde,Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai karar-
larına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştayda temyiz yoluna
başvurulabilir.

Temyiz edilemeyecek kararlar:
Madde 47 - İdare ve vergi mahkemelerinin tek hakimle verdiği kararlar temyiz
edilemez. (İkinci cümle mülga: 5/4/1990 - 3622/27 md.)

Temyiz dilekçesi:
Madde 48 - (Değişik: 5/4/1990 - 3622/17 md.)
1. Temyiz istemleri Danıştay Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçeler ile
yapılır.
2. Temyiz dilekçelerinin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmesi gerekli-
dir, düzenlenmemiş ise eksikliklerin onbeş gün içinde tamamlatılması hususu, ka-
rarı veren Danıştay veya mahkemece ilgiliye tebliğ olunur. Bu sürede eksiklikler
tamamlanmazsa temyiz isteminde bulunulmamış sayılmasına Danıştay veya mahkemece
karar verilir.
3. Temyiz dilekçeleri, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya
4 üncü maddede belirtilen mercilere verilir ve kararı veren mahkeme veya Danış-
tayca karşı tarafa tebliğ edilir. Karşı taraf tebliğ tarihini izleyen otuz gün
içinde cevap verebilir. Cevap veren, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile
düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabilir. Bu takdirde bu dilek-
çeler temyiz dilekçesi yerine geçer.
4.(Değişik:10/6/1994-4001/21 md.) Kararı veren Danıştay veya mahkeme, cevap
dilekçesi verildikten veya cevap süresi geçtikten sonra dosyayı dizi listesine
bağlı olarak, Danıştaya veya kurula gönderir.
5. Yürütmenin durdurulması isteği bulunan temyiz dilekçeleri, karşı tarafa
tebliğ edilmeden dosya ile birlikte, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ka-
rar verilmek üzere kararı veren mahkemece Danıştay Başkanlığına, Danıştayın ilk
derece mahkemesi olarak baktığı davalarda, görevli dairece konusuna göre İdari
veya Vergi Dava Daireleri Genel Kuruluna gönderilir. Danıştayda görevli daire
veya kurul tarafından yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verildikten
sonra tebligat bu daire veya kurulca yapılarak dosya tekemmül ettirilir.
6. Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenme-
miş olması halinde kararı veren; mahkeme veya Danıştay daire başkanı tarafından
verilecek onbeş günlük süre içerisinde tamamlanması, aksi halde temyizden vazge-
çilmiş sayılacağı hususu temyiz edene yazılı olarak bildirilir. Verilen süre
içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme, ilk derece mahkemesi
olarak davaya bakan Danıştay dairesi, kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar
verir. Temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması halinde de kararı veren
mahkeme, ilk derece mahkemesi olarak davaya bakan Danıştay dairesi, temyiz iste-
minin reddine karar verir. Mahkemenin veya Danıştay dairesinin bu kararları ile
bu maddenin 2 nci fıkrasında belirtilen temyiz isteminde bulunulmamış sayılması-
na ilişkin kararlarına karşı, tebliğ tarihini izleyen günden itibaren yedi gün
içinde temyiz yoluna başvurulabilir.
7. (Ek:10-6/1994-4001/21md.) Temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve gi-
derlerin ödenmemiş olduğu,dilekçenin 3 üncü madde esaslarına göre düzenlenmediği
ve temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapıldığı hususlarının dosyanın gönde-
rildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca saptanması hallerinde de 2 ve 6
ncı fıkralarda sözü edilen kararlar daire ve kurulca verilir.

Kararın bozulması:
Madde 49 - 1. Temyiz incelemesi sonunda Danıştay:
a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması,
Sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozar.
2. (Değişik: 5/4/1990-3622/18 md.) Temyiz incelenmesi sonunda karardaki mad-
di yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar
verilir.
3. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/18 md.) Kararın bozulması halinde dosya, Danış-
tayca kararı veren mahkemeye gönderilir. Mahkeme, dosyayı diğer öncelikli işlere
nazaran daha öncelikle inceler ve varsa gerekli tahkik işlemlerini tamamlayarak
yeniden karar verir.
4. Mahkeme bozmaya uymayarak eski kararında ısrar edebilir. Israr kararının
ilgili tarafından temyizi halinde, dava, konusuna göre Danıştay İdari veya Vergi
Dava Daireleri Genel Kurulunca incelenir. Danıştayın ilgili dava dairesinin ka-
rarı uygun görülürse mahkemenin kararı bozulur; aksi halde onanır. Danıştay İda-
ri ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları kararlarına uyulması zorunludur.
5. Kararların kısmen onaylanması ve kısmen bozulması hallerinde kesinleşen
kısım Danıştay kararında belirtilir.
6. (Ek: 5/4/1990 - 3622/18 md.) Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak bak-
tığı davaların temyizen incelenmesinde de bu maddenin 4 üncü fıkrası hariç diğer
fıkraları kıyasen uygulanır.
Temyizen verilen karar üzerine yapılacak işlem:
Madde 50 - (Değişik: 5/4/1990 - 3622/19 md.)
Temyiz incelemesi sonucunda verilen karar, dosyayla birlikte kararı veren
mahkeme veya Danıştay dairesine gönderilir. Bu karar, dosyanın mahkeme veya Da-
nıştay dairesine geldiği tarihten itibaren yedi gün içinde taraflara tebliğ edi-
lir.
Kanun yararına bozma:
Madde 51 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/20 md.) Bölge idare mahkemesi karar-
ları ile idare ve vergi mahkemelerince ve Danıştayca ilk derece mahkemesi olarak
verilip temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlardan niteliği
bakımından yürürlükteki hukuka aykırı bir sonucu ifade edenler, ilgili bakanlık-
ların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından kanun ya-
rarına temyiz olunabilir.
2. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/20 md.) Temyiz isteği yerinde görüldüğü takdir-
de karar, kanun yararına bozulur. Bu bozma kararı, daha önce kesinleşmiş olan
mahkeme veya Danıştay kararının hukuki sonuçlarını kaldırmaz.
3. Bozma kararının bir örneği ilgili bakanlığa gönderilir ve Resmi Gazete'de
yayımlanır.
Temyiz veya itiraz istemlerinde yürütmenin durdurulması:
Madde 52 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/21 md.) Temyiz veya itiraz yoluna
başvurulmuş olması, hakim, mahkeme veya Danıştay kararlarının yürütülmesini dur-
durmaz. Ancak, bu kararların teminat karşılığında yürütülmesinin durdurulmasına
temyiz istemini incelemeye yetkili Danıştay dava dairesi, kurulu veya itirazı
incelemeye yetkili bölge idare mahkemesince karar verilebilir.
(Ek Cümle:10/6/1994 - 4001/22 md.) Davanın reddine ilişkin kararların tem-
yizi halinde, dava konusu işlem hakkında yürütmenin durdurulması kararı verile-
bilmesi 27 nci maddede öngörülen koşulun varlığına bağlıdır.
2. İptal davalarında teminat istenmeyebilir.
3. İdareden ve adli yardımdan yararlaranlardan teminat alınmaz.
4. Kararın bozulması, kararın yürütülmesini kendiliğinden durdurur.
Yargılamanın yenilenmesi:
Madde 53 - 1. (Değişik birinci cümle: 5/4/1990 - 3622/22 md.) Danıştay ile
bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda
yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eylemin-
den doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra
ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte
olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hak-
kındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini iste-
yen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kara-
rıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıy-
la belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olma-
sı,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara
bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar veril-
miş olması,
h) (Değişik:10/6/1994-4001/23 md.) Tarafları,konusu ve sebebi aynı olan bir
dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabile-
cek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından
önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması.
2. Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece ka-
rara bağlanır.
3. (Değişik:10/6/1994-4001/23 md.)
Yargılamanın yenilenmesi süresi,1/h bendinde yazılı sebep için on yıl,diğer
sebepler için altmış gündür.Bu süreler,dayanılan sebebin istemde bulunan yönün-
den gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır.
Kararın düzeltilmesi:
Madde 54 - 1. (Değişik birinci cümle: 5/4/1990 - 3622/23 md.) Danıştay dava
daireleri ve İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının temyiz üzerine
verdikleri kararlar ile bölge idare mahkemelerinin itiraz üzerine verdikleri ka-
rarlar hakkında, bir defaya mahsus olmak üzere kararın tebliğ tarihini izleyen
onbeş gün içinde taraflarca;
a) Kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış
olması,
b) Bir kararda birbirine aykırı hükümler bulunması,
c) Kararın usul ve kanuna aykırı bulunması,
d) (Değişik: 5/4/1990 - 3622/23 md.) Hükmün esasını etkileyen belgelerde hi-
le ve sahtekarlığın ortaya çıkmış olması,
Hallerinde kararın düzeltilmesi istenebilir.
2. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/23 md.) Danıştay dava daireleri ve İdari veya
Vergi Dava Daireleri Genel Kurulları ile bölge idare mahkemeleri, kararın düzel-
tilmesi isteminde ileri sürülen sebeplerle bağlıdırlar.
3. (Değişik:10/6/1994-4001/24 md.)
Kararın düzeltilmesi istekleri esas kararı vermiş olan daire, kurul ve bölge
idare mahkemesince incelenir. Dosyanın incelenmesinde tetkik hakimliği yapanlar,
aynı konunun düzeltme yoluyla incelenmesinde bu görevi yapamazlar.(1)
Yargılamanın yenilenmesine ve kararın düzeltilmesine ilişkin özel hükümler:
Madde 55 - 1. İsteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin
görevine girmiş ise karar bu daire veya mahkemece verilir.
2. Karşı tarafın savunması alındıktan sonra istekler incelenir ve kanunda
yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilir.
3. (Değişik:10/6/1994-4001/25 md.) Yargılamanın yenilenmesi ve kararın dü-
zeltilmesi istemleri,kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine
karar verilir.
4. Yargılamanın yenilenmesi ve kararın düzeltilmesi istemlerinde duruşma ya-
pılması, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlıdır.
5. 53, 54 ve bu madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla, yargılamanın yenilen-
mesinde ve kararın düzeltilmesinde bu Kanunun diğer hükümleri uygulanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Çeşitli Hükümler

Danıştayda çekinme ve ret:
Madde 56 - 1. Davaya bakmakta olan dava dairesi başkan ve üyelerinin çekinme
veya reddi halinde, bunlar hariç tutulmak suretiyle, o daire kurulu tamamlana-
rak, bu husus incelenir, çekinme veya ret istemi yerinde görülürse işin esası
hakkında da bu kurulca karar verilir.
2. Çekinen veya reddedilenler ikiden fazla ise bu husustaki istem, idari da-
va dairesi başkan ve üyeleri için İdari Dava Daireleri Genel Kurulunda, vergi
dava dairesi başkan ve üyeleri için Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunda incele-
nir. Çekinen veya reddedilen başkan ve üyeler bu kurullara katılamazlar. Üye
noksanı diğer dava dairelerinden tamamlanır. Bu kurullarca çekinme veya ret is-
temi kabul edildiği takdirde davanın esası hakkında da bu kurullarca karar veri-
lir.
3. İdari Dava Daireleri Genel Kurulu ile Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu
başkan ve üyelerinden bir kısmının davaya bakmaktan çekinmesi veya reddi halinde
noksan üyelikler diğer dava dairelerinden tamamlanır.
--------------------
(1) Bu bendin numarası (4) iken mevcut (3) numaralı bendin yürürlükten kaldırıl-
masıyla 5/4/1990 tarih ve 3622 sayılı Kanunun 23 üncü maddesi ile (3) olarak
değiştirilmiştir.
4. İdari ve Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarının toplanmasına engel ola-
cak sayıda ret istemlerinde bulunulamaz ve çekinilemez.
5. Danıştay Tetkik hakimleri ve savcıları sebeplerini bildirerek çekinebile-
cekleri gibi taraflarca da reddedilebilirler. Bunlar hakkındaki çekinme veya ret
istemleri davaya bakmakla görevli daire tarafından incelenerek karara bağlanır.

Mahkemelerde çekinme ve ret:
Madde 57 - 1. Tek hakimle görülen davalarda hakimin reddi istemi, reddedilen
hakimin katılmadığı idare veya vergi mahkemesince incelenir.
2. İtiraz üzerine veya doğrudan davaya bakmakta olan bölge idare mahkemesi
ile idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen baş-
kan ve üyenin katılmadığı bölge idare, idare ve vergi mahkemesince incelenir.
3. İdare ve vergi mahkemelerinde reddedilen başkan ve üye birden çok ise
istem bölge idare mahkemesince incelenir. Bölge idare mahkemelerinde reddedilen
başkan veya üye birden çok ise istem Danıştayca incelenir.
4. Danıştayca ve bu mahkemelerce ret istemleri yerinde görülürse için esası
hakkında da karar verilir.
5. Davaya bakmaktan çekinme halinde diğer bir hakimin görevledirilmesi ile
mahkemenin noksan üyesinin tamamlanması veya görevli mahkemenin belirlenmesinde
yukarıdaki hükümler uygulanır.

İdari davalarda delillerin tespiti:
Madde 58 - 1. Taraflar, idari dava açtıktan sonra bu davalara ilişkin de-
lillerin tespitini ancak davaya bakan Danıştay, idare ve vergi mahkemelerinden
isteyebilirler.
2 - Davaya bakan Danıştay, İdare ve Vergi Mahkemeleri istemi uygun gördüğü
takdirde üyelerden birini bu işle görevlendirebileceği gibi, tespitin mahalli
idari veya adli yargı mercilerince yaptırılmasına da karar verebilir.
3. Delillerin tespiti istemi, ivedilikle karara bağlanır.

Yol giderleri, tazminat ve gündelikler:
Madde 59 - 1. Danıştay meslek mensupları ile Danıştayda görevli idari yargı
hakim ve savcılarından keşif, bilirkişi incelemesi veya delillerin tespiti için
görevlendirilenlere gerçek yol giderleri ile görevde geçen günler için net aylık
tutarlarının otuzda biri oranında gündelik verilir. Bu gündelikler, zorunlu gi-
derleri karşılamazsa, aradaki fark belgelere dayalı olmak şartı ile ayrıca öde-
nir. Ancak, bu suretle yapılacak ödemeler, gündeliklerin yüzde ellisini geçemez.
2. (Değişik:10/6/1994-4001/26 md.) Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri
hakimleri ile diğer görevlilerin yol giderleri ve tazminatları hakkında 3717
sayılı Adli Personel ile Devlet Davalarını Takip edenlere Yol Giderleri ve Taz-
minat Verilmesi ile 492 Sayılı Harçlar Kanununun Bir Maddesinin Yürürlükten Kal-
dırılması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.

Tebliğ işleri ve ücretler:
Madde 60 - (Değişik: 5/4/1990 - 3622/24 md.)
Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerine ait her türlü teb-
liğ işleri, Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılır. Bu suretle yapılacak teb-
liğlere ait ücretler ilgililer tarafından peşin olarak ödenir.

Çalışmaya ara verme:
Madde 61 - 1. (Değişik: 5/4/1990 - 3622/25 md.) (Değişik birinci cümle:
10/6/1994-4001/27 md.) Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl Temmuz
ayının yirmisinden Ağustos ayının yirmibirine kadar çalışmaya ara verirler.
Ancak, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merke-
zi dışında kalan idare ve vergi mahkemeleri çalışmaya ara vermeden yararlanamaz-
lar. Bu mahkemeler, 62 nci maddedeki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine
devam ederler.

2. Ara verme süresi içinde; bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzeri-
ne, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, her bölge idare mahkemesi merkezinde
idare ve vergi mahkemesi başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek üç haki-
min katıldığı bir nöbetçi mahkeme kurulur. Nöbetçi kalanlardan en kıdemli baş-
kan, yoksa en kıdemli üye nöbetçi mahkemenin başkanlığını yapar.
3. (Değişik:10/6/1994-4001/27 md.) Çalışmaya ara vermeden yararlanamayanlar
ve nöbetçi kalanların yıllık izin hakları saklıdır.

Nöbetçi mahkemenin görevleri:
Madde 62 - Nöbetçi mahkeme çalışmaya ara verme süresi içinde aşağıda yazılı
işleri görür:
a) Yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler,
b) Kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işler.

Kaldırılan hükümler:
Madde 63 - Vergi Usul Kanununun Vergi uyuşmazlıklarına ilişkin 379 ila 412
nci madde hükümleri, bu Kanunla kurulan vergi mahkemelerinin göreve başladıkları
tarihte yürürlükten kalkar.
Ek Madde 1 - (Ek: 5/4/1990 - 3622/26 md.)
Bu Kanunun 17 nci maddesindeki parasal sınırlar 1.1.1993 tarihinden itibaren
onmilyon lira olarak uygulanır.

Ek Madde 2 - (Ek: 5/4/1990 - 3622/26 md.)
Belediyeler ile il özel idarelerinin seçilmiş organlarının organlık sıfatla-
rını kaybetmelerine ilişkin olarak yetkili mercilerden Danıştaya gönderilen dos-
yalar; belediye başkanlarının düşmesi istemine dair ise belediye başkanlarının,
belediye meclislerinin veya il genel meclislerinin feshi istemine ilişkin ise
meclis başkanvekilinin savunması onbeş gün içinde alındıktan sonra veya bu süre
içerisinde savunma verilmediği takdirde sürenin bittiği tarihte tekemmül etmiş
sayılır ve kanunlarda gösterilen karar süreleri bu tarihten itibaren işlemeye
başlar. Karar dosya üzerinden verilir.
Bu kararlara karşı tebliğini izleyen günden itibaren onbeş gün içerisinde
İdari Dava Daireleri Genel Kuruluna itiraz edilebilir. İtiraz bir ay içerisinde
sonuçlandırılır. İtiraz üzerine verilen karar kesindir.
Ek Madde 3 - (Ek: 5/4/1990 - 3622/26 md.; İptal: Ana.Mah.'nin 1/10/1991
tarih ve E. 1990/40, K. 1991/33 sayılı kararıyla)
Geçici Madde 1 - Bu Kanunun uygulanmasında, 27/10/1980 tarih ve 2324 sayılı
Anayasa Düzeni Hakkında Kanun hükümleri saklıdır.
Geçici Madde 2 - Yeni Anayasa yürürlüğe girinceye ve Sayıştayla ilgili ya-
sal bir düzenleme yapılıncaya kadar, Sayıştayın yargı kararlarına karşı açılan
davalar, idari yargı mercilerinin denetimi dışındadır.
Geçici Madde 3 - (Ek: 23/7/1995 - 4124/1 md.)
10.6.1994 tarihli ve 4001 sayılı Kanunla otuziki güne indirilen çalışmaya
ara verme süresi, adli yargı için öngörülen adli ara verme süresine ilişkin
değişiklik yürürlüğe girinceye kadar, her yıl Temmuz ayının yirmisinden Eylül
ayının beşinci gününün mesai bitimine kadar uygulanır.

Yürürlük:
Madde 64 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme:
Madde 65 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
6/1/1982 TARİH VE 2577 SAYILI KANUNA İŞLENEMEYEN HÜKÜMLER:
1 - 5/4/1990 tarihli ve 3622 sayılı Kanunun Geçici Maddesi:

Geçici Madde .- a) Bu Kanunun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
26 ncı maddesinin 3 üncü fıkrasında değişiklik yapan hükmündeki bir yıllık süre,
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
b) Bu Kanunun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 33 ve 35 inci
maddelerinde değişiklik yapan hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce bu
maddelere göre açılmış olan davalar, aynı mahkemece sonuçlandırılır.
c) Bu Kanunun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46 ncı maddesinin
2 nci fıkrasındaki temyiz süresinde değişiklik yapan hükmü, Kanunun yürürlüğe
girmesinden sonra verilecek nihai kararlara karşı yapılacak temyiz istemleri
hakkında uygulanır.
d) Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği ta-
rihten sonra, verdiği nihai kararlara karşı temyiz isteminde bulunulabilir. An-
cak, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk derece mahkemesi olarak ve-
rilen kararlara karşı yapılmış veya yapılacak karar düzeltme istemleri, ilgili
dairede incelenerek sonuçlandırılır.
2 - 10/6/1994 tarihli ve 4001 sayılı Kanunun geçici maddeleri:
Geçici Madde 1-Bu Kanunun 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 28 inci
maddesinin 1 ve 4 üncü fıkralarında değişiklik yapan hükümleri,Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten sonra verilicek kararlar hakkında uygulanır.
Geçici Madde 2 - (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 gün ve E.1995/46, K.1995/49
sayılı Kararı ile.)