17 Mart 2009 Salı

bir başarı öyküsü

Aşağıda ki yazıyı nette gezinirken okudum ve ilgimi çekti. Faydalı olabileceğini düşündüğüm içinde paylaşmak istedim. Gerçek bir başarı öyküsü ve insanın en kötü anlarında bile potansiyeli kullanarak bambaşka bir dünyaya kapılarını açacağını gösteren imrendirici bir öykü...


BEN YENDİM SENDE YENERSİN


SOSYAL FOBİ NASIL YENİLİR BİLİYOMUSUNUZ?????????? şimdi burada anlatacaklarım biraz uzun olabilir ama mutlaka sonuna kadar okuyun ve bu sosyal fobi illetinden ebediyen kurtulun. öncelikle bendeki sosyal fobinin derecesini anlamanız açısından biraz bahsetmek istiyorum benim sosyal fobiyle tanışmam babamın ve çevremdeki cahil insanların sayesinde oldu benim babam çok disiplinli çok otoriter biridir aslında ne otoritesi ne disiplini cahil biri yani çocuk yetiştirmesinden zerre kadar anlamayan bağırıp çağırmaktan başka hiçbir şey bilmeyen biri yani şimdi bana kızmayın babama kin gütmüyorum cahil bir insanın veya insanların başkalarının hayatını ne derece etkilediğini anlamanız açısından deyinmek istedim .benim yazımı okuduktan sonra Mustafa kemal atatürk’ün “en büyük düşmanımız cahiliyettir” sözüne bir kez daha hak vereceksiniz zaten bütün dünyanın başı cahiliyetten dertte değil mi???kendimi bildim bileli yani çocukluğumdan beri babam beni toplum içinde rencide etti oturduğumuz yer kalabalık olduğu için hep birileri vardı yani babamın bu davranışları benim öz güvenimi tamamen bitirdi .çocukken öz güvenim olmadığı için ve acaba yanlış bir kelime söylerimde babamdan dayak yerim fırça yerim diye sessiz içine kapanık bir kişiliğim oldu mahalledeki diğer çocuklarla oynarken hep geri planda kaldım.bana haksızlık yaptıklarında hiçbir şey diyemedim çünkü babamın bana davranışlarından o kadar kendimi değersiz hissediyordum ki anlatamam.bu özgüvensiz içine kapanık kişiliğim günden güne artık bende oturmaya başladı derken ilkokula başladım. okulda öğretmenimiz bir şey sorduğunda ben o konuyu çok iyi bildiğim halde tahtaya kalkıp anlatamazdım çünkü bilinç altım bana şunu söylüyordu sen değersiz işe yaramaz birisin tahtaya çıkıp birde rezil olma sakın ve ilkokul yıllarım belki de hiç tahtaya kalkamadan geçti sonra biraz daha büyüdüm orta okula başladım orta okulu 4 yılda zorla geçtim çünkü okuldan kaçıyordum derslere girmek bana o kadar zor geliyordu ki anlatamam ya öğretmen bana bir şey sorarsa ne olacak o zaman kıyametin kopması bile insanı bu kadar korkutmaz.ve işte hayatımın en zor dönemi yeni başlıyor. Normalde insanların en güzel en harika dönemlerinden biri olan lise hayatı benim açımdan ise unutamayacağım kadar kötü geçen tam 4 yıl şu sosyal fobi yüzünden o güzel yılları ne kadar kötü geçirdim bir bilseniz, okumaktan sıkılmadınız sanırım??? güzel kader utansın ama liseye başladım tabi biraz daha büyüdük ön sıramda oturan bir kıza aşık oldum adı üveyda köken lise aşkı işte şimdi kim bilir nerde benim unutulmaz lise aşkım üveyda aşık olduk olmasına da okula nasıl gideceğiz?? ya öğretmen bir soru sorarsa!! ya beni tahtaya kaldırırsa!!! ve en kötüsü ben tahtaya nasıl kalkacağım hocam?? Diyelim ki kalktım elimin titremesi, kalbimin o korkunç çarpmasını yüzümün kızarıklığını,su gibi terlemiş bedenimi nasıl saklayacağım hocam birde öğretmenimin beni fark edip sen niye terliyorsun? niye titriyorsun ? derse: işte ben bittim abi.tek çare okuldan kaçmak ama üveyda ‘yı nasıl görecektim ve bir plan yaptım okula gitmeyecektim okul dağılırken üveyda ya yazdığım mektubu ona verecektim mektubu yazdım ve aynen planladığım gibi okulun kapısında gizlice lise aşkım üveydayı beklemeye başladım üveyda okuldan çıktı evine doğru yürümeye başladı tabi bende onu takip ettim tahmin etmişsinizdir mektubu veremeden üveyda tek katlı ara sokaktaki evine girdi .gel zaman git zaman bu mektubu verme işi tam 2 yıl sürdü çüş evet ya çüş benim gibi kendini değersiz bir hiç olarak düşünen öz güveni hiç olmayan bir insan o mektubu vermesi kolay mı sanıyorsunuz ??.sonunda mektubu bir arkadaşım vasıtasıyla verdim ve mektuptan cevap beklemeye başladım çünkü o mektubu o kadar güzel duygularla yazdım ki kesin cevap yazacaktı en sonunda yine bir okul çıkışı üveydayı takibe başladım oda beni fark etti biraz yürüdükten sonra yere bir kağıt attı hemen aldım bu bir mektup tu sevinçten deliye döndüm hemen okumak istemiyorum .bu mektubu okuyacak sakin güzel bir yer bulmalıydım en sonundan bir bahçeye benzer sakin bir yer buldum etrafa baktım kimse yok oraya oturdum ve mektubu okumaya başladım mektup ta kısa bir yazı vardı neydi biliyor musunuz:: kaç yıldır beni takip ediyorsun senin gibi okula gitmeyen serseri birinin beni takip ettiğini ailem anlarsa seni öldürür bir daha beni takip etme!!!..o an ölüm bana ne kadar basit geldi biliyor musunuz .ölmekten beter bir duyguyu nasıl anlatırım bilmiyorum .işte benim lise hayatım sonra babam okula gitmediğimi anladı aslında anlamazdı fakat eve devamsızlık kağıdı geldi bütün devamsızlık kağıtlarını ben daha gelmeden postaneden alıyordum ama bunu alamadım tabi gerisi malum atılan dayaklar, edilen küfürler, yenilen fırçalar, sonra okulu gerçekten bıraktım yani babam bıraktırdı .babam beni bir kaportacının yanına verdi orda çalışmaya başladım babam kaportacıya ne söylediyse bilmiyorum ama usta bana sanki nazi kampında esir düşmüş asker muamelesi yapıyordu.zaten pısırık içine kapanık biriydim şimdi tamamen bittim.ney seki biraz daha büyüdüm artık beni kimse dövmüyordu ama babamın fırçaları askere gidene kadar devam etti. sonra askerlik yaşım geldi ve ısparta dağ komando okuluna acemi birliğini yapmak için gittim orada insanlar çok olduğundan arada kaynadım kimse benim nasıl biri olduğumu anlamadan usta birliğim olan özel koruma taburuna gittim orası da bayağı kalabalıktı ve öyle böyle asker psikolojisi falan teskereyi aldık orayı da böylece atlattık ve memlekete geldik iş yok para yok meslek yok tahmini bir ay kimse bir şey demedi sonra niye çalışmıyorsun niye iş aramıyorsun diyen diyene bir çay ocağına girdim sigara parasına çalışmaya başladım derken 2 ay daha geçti bir gün evde günlerden cumartesiydi sabaha kadar düşündüm ben bu kadar aciz ve güçsüz olamazdım içinde bulunduğum durum insan oğlunun yaratılışına aykırıydı bu kadar aciz olamazdım mutlaka bir yol bir seçim vardı ve neler yapabileceğimi elimde olan malzemenin neler olduğuna dair bir değerlendirme yapmaya başladım lise terk 21 yaşında hiç bir mesleği olmayan babasından veya ailesinden hiçbir yardım alamayan bir genç aynı zamanda sosyal fobili ne yapar ne eder .ama hiç bir çıkar bulamadım daha sonra 15 gün geçti aradan bir gün çarşıda aylak aylak gezerken tesadüfen bir kitapçının önünde bir kitap gözüme çarptı kitabın ismi::SINIRSIZ GÜÇ yazarı anthony robbins normalde hiç kitap okumam ama sanki istemenin arzulamanın dayanılmaz enerjisi kitabı bana çekiyordu o kitabı almamam imkansız gibiydi neyse kitabı elime aldım biraz inceledim içinde istediğiniz her şeyi başarabilirsiniz diye bir yazı okudum işte o an hayatımın dönüm noktası her halde hemen kitabı aldım tam 8 defa okudum sosyal fobim geçmedi ama o kitap bana çok şey öğretti en azından sosyal fobiyi öğrendim çünkü benim durumumun bir hastalık olduğunu bile bilmiyordum şimdi kendimi tanıyorum düşmanı tanıyorum öz güvenim azcık geldi ve o kitabın üzerine her gün kütüphaneye gidip o tip kitaplardan 3 ay içinde 20 tane okudum şimdi her şeyi biliyordum tek sorunum uygulamaya geçmekti hemen kendimi sorguladım nelere sahibim diye çıkan sonuç bir lise tastiknamesi ve rambo gibi bir vücut o sıralar nedense aşırı spor yapardım her halde hıncımı bedenimden çıkarmaya çalıştım ama iyi oldu her halde acayip kaslıydım(( gerçi şimdide öyleyim canım..))) neyse bu tastikname ve bu spor tik vücutla ne yaparım derken aklıma halamın oğlu geldi kendisi jandarma uzman çavuş tesadüfen izine gelmiş !! tabi tesadüfse şu sözü çok seviyorum::sen iste bütün dünya senin için çalışacaktır .neyse onu aradım bu uzman çavuşlarda ne özellik arıyorlar diye o zaman orta okul mezunlarını alıyorlarmış ocakta form gelecekmiş kasım ayındaydık herhalde hemen planı yaptım ders çalışmaya başladım günde tam 18 saat kitap okudum çünkü iki kere ikiyi bile unutmuştum gerçektende çarpım tablosunu unutmuştum sanki kafam donmuş gibiydi ama ben kararımı vermiş hedefimi belirlemiştim artık hiç uyumuyor ders çalıyordum çoğu zaman koltukta elimle kitapla uyudum her şey yolundaydı ama tek sorun yine babam beni ne zaman görse o kadar ünifersite ,lise mezunu varken senin gibi orta okul mezunu adamları almazlar diyip durdu ben babamın bu konuşmalarını bir motivasyon aracı yaptım babam her o kelimeleri söylemesine ben daha da hırslandım sonunda sınav zamanı geldi sınava girdim talihsizlik ya çok kötü bir karın ağrısı yüzünden 83 soru yaptım ve çıktım 83 sorunun hepsinin doğru olduğuna emindim kazandığıma da emindim ama elimde bir delil yoktu daha sonuçlar açıklanmamıştı babam yine devreye girdi ve bana o sınava boşuna ümit bağlamamamı ve bir iş bulup çalışmamı söyleyip duruyordu bende babama ve çevremdekilere o kazandı kağıdını büyüttürüp şuraya asacağım dedim bunu söyleyecek öz güveni nerden bulduysam? vallaha bende bilmiyorum!! ne oldu biliyor musunuz sınavı 120’ nci olarak kazandım o kadar ünifersite lise mezunlarından 120 nci olarak kazandım.şimdi bana şunu diyebilirsiniz;; kardeşim sende çok büyük bir şey kazanmışsın gibi övünüyorsun!!! İnanın o yıllarda o psikolojiyle o baskılarla bir şey kazanmak mucize gibiydi neyi kazandığımın önemi yok izlenen yol ve o adanmışlıktır önemli olan daha sonra öz güvenim birazcık daha geldi. sonra Ankara ya askeri okula gittim 1 yıl okudum ve mezun oldum tabi okulda yine çok kötü zamanlarım oldu ama onu da atlattık ve ilk tayin yerim olan Diyarbakır da göreve başladım artık bir maaşım vardı ve bütün paramı kendimi geliştirmek için harcamaya hazırdım ve öylede yaptım yüzlerce kitap okudum geçen saydım tam 430 tane okumuşum. ((( aramızda daha fazla okuyanların oda bir şeymi dediğini duyar gibiyim))) kendimi bilgi yönünden iyice geliştirdim şimdi sosyal fobinin karşısında daha bilgili daha kararlı biri vardı ve ben bu sosyal fobiye kıl olmuştum kökünü kazımaya yemin ettim ve bir gün bir toplantıda sanırım 25 kişi falan vardı hepside rütbeli o kişilerin önüme çıktım ve onlara şimdi bir şey anlatacağımı ve terleyeceğimi yüzümün kızaracağını onlarında bana güleceğini söyledim bana bakıp ne diyor bu delirdi mi ne yaptı dediler(( tabi sosyal fobiyi bilmedikleri için düşüncelerinde haklılar tabii)) ve o gün sosyal fobiye ilk meydan okumamdı yaklaşık 1 saat terleye terleye konuşma yaptım evet terledim yüzüm kızardı ama sonuçta oraya kalkıp 1 saat konuşma yapma cesaretini gösterdim sosyal fobi sanki benden korkmaya başladı gibi sonra aynı olayı birkaç defa daha yaptım ilk adımı at ne eksik ne fazla gerisi gelecektir ne büyük bir söz bu ilk adımı attım şimdi gerisi geliyordu daha sonra gittikçe bilinçlenmeye başladım ek kuvvet için bir uzmana baş vurdum beni muayene ettikten sonra (paxil) adında bir ilaç yazdı onu kullanmaya başladım ilacı aynen doktorumun söylediği şekilde aksatmadan bıkmadan usanmadan her gün aynı saatte içtim bu ilaç bana çok yardımcı oluyordu şimdi daha da güçlüydüm ilacında desteğiyle yapamadığım şeylerin listesini yaptım ve bunların tersini uygulamaya başladım o arada da olacak ya elime esaretin bedeli adlı bir film geçti film deyip geçmeyin haa filmin içinde söylenen her kelime her cümle sanki ilahi bir tebliğ gibiydi o filmdeki şu cümle bile insanı değiştirmeye yetecek güçteydi!!;;; KORKTUKÇA TUTSAK ÜMİT ETTİKÇE ÖZGÜRSÜNÜZ onu serrettik ten sonra iyice güçlendim ilk iznimde İstanbul ‘a gittim ve taksim meydanında takım elbiseyle 1 saat yürüdüm neden diye sormayın hikayesi derin görenler bu delirmiş dedi ama ben sosyal fobiye meydan okuyordum ve sesli olarak sokaklarda şarkı söylemeye başladım sosyal fobiyi tam köşeye sıkıştırmıştım ve ölümcül vuruşu yapmam lazımdı ve o ölümcül vuruş NLP le oldu NLP le tanıştım ve sanırım 35 e yakın nlp kitabı ve kasetleri dinledim şimdi tamamen kontrolü elime aldım artık sosyal fobiyle dalga geçiyordum nasıl mı OGUZ SAYGINI tanıyor musunuz bilmem kendisi kişisel gelişim uzmanı memleketimde seminer veriyordu bende gelişim açısından hiçbir şeyi kaçırmadığımdan ordaydım seminerde konu toplum karşısında konuşmaya gelince bir gönüllü istediler ve hemen ayağa kalktım ben gönüllü oldum ve orada OGUZ SAYGIN ın sayesinde yaklaşık 500 kişinin karşısında 15 dakika konuştum istediğim konuda konuşa bilirdim ve onlara şuan sizin okuduğunuz hayat hikayemi anlattım ya çok mu acıklı bilmiyorum ama ağlayanlar bile vardı ve o an sosyal fobiyi mezara ve tarihe gömdüm. ama hala sosyal fobiye karşı savaşım sürüyor aslında bu savaş sayılmaz çünkü o öldü ben sadece egomu tatmin ediyorum ve sosyal fobi kimde varsa ona yardım ediyorum çünkü o benim hayatımdan çok şey aldı bende onu dünyadan tamamıyla silmek için elimden geleni yapacağım bu arada söylemeyi unuttum liseyi açıktan bitirdim ve astsubay sınavını kazanıp astsubay oldum şimdi o kadar büyük bir özgüvenim var ki başaramayacağım hiç bir şey yok başarısızlık aklıma bile gelmiyor. tabi ben sizi sıkmamak için kısa tutuyorum aynanın karşısında konuştuklarımı ,cebimde taşıdığım küçük motive edici yazıları ,sonra anlatırım.şimdi burada yazılanların size çok tanıdık geldiğini acaba bende başarabilir miyim dediğinizi duyar gibiyim emin olun başaracaksınız bu yazıyı bulup okumakla ilk adımı attınız şimdi biraz daha çabayla her şeyi düzeltebilirsiniz ve tam istediğiniz gibi bir kişi olabilirsiniz unutmayın bir şeyi bir kişi başarabiliyorsa onu herkes yapabilir bunu ben başardığıma göre siz zaten başaracaksınızdır .sadece isteyin ve istediğinizi alıncaya kadar ağlayın tıpkı çocuklar gibi sizin çığlığınıza mutlaka karşılık gelecektir. sözlerime son vermeden önce başarının şu güzel tanımını sizlerle paylaşmak istiyorum,BAŞARI::: çok ve sık gülmek;çocukların sevgisini ve akıllı insanların saygısını kazanmak;içtenlikle eleştirilerin kıymetini anlamak ve kötü arkadaşların yoldan çıkarına girişimlerine dayanabilmek;güzeli anlamak;başkalarında en iyiyi bulmak,sağlıklı bir çocukla güzel bir bahçe yada saygın bir sosyal durumla biraz daha iyi bir dünya bırakabilmek;hatta bir tek kişi bile olsa ,birilerinin siz yaşadığınız için daha rahat nefes aldığını öğrenmektir. kendinize çok ama çok iyi bakın çünkü o sizsiniz……….


Korkusuz savaşçıları benim küçük siteme bekliyorum:::
(( http://kisisel-basarı.azbuz.com)
MSN:: sisli75@hotmail.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder