7 Mart 2009 Cumartesi

hisseden kıssalar

Sokrat ölüme mahkum edildiğinde, eşi:
> - Haksız yere öldürülüyorsun, diye ağlamaya başlayınca, Sokrat:
> - Ne yani, demiş. Birde haklı yere mi öldürülseydim!
>
> Dünya nimetlerine ehemmiyet vermeyen yaşayış ve felsefesiyle ünlü
> filozof Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta zenginliğinden başka
> hiçbirşeyi olmayan kibirli bir adamla karşılaşır. İkisinden biri
> kenara çekilmedikçe geçmek mümkün değildir... Mağrur zengin, hor
> gördüğü filozofa: "Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem" der.
> Diyojen, kenara çekilerek
> gayet sakin şu karşılığı verir:
> - Ben çekilirim!!
>
> Bir şemsiye tamircisi, yazmış olduğu şiirleri incelemesi için
> Sheaksper' a gönderdiğinde, ünlü yazarın cevabı şu olur:
> - Dostum siz şemsiye yapın, hep şemsiye yapın, sadece şemsiye yapın..
>
> Meşhur bir filozofa:
> - Servet ayaklarınızın altında olduğu halde neden bu kadar
> fakirsiniz?
> diye sorulduğunda:
> - Ona ulaşmak için eğilmek lazım da ondan, demiş.
>
> Dostlarında biri, Fransız kralı 15. Lui' ye:
> - Majesteleri, demiş. Akıl vergisi almayı hiç düşündünüz mü? Hiç
> kimse
> budalalağı kabul etmeyeceğine göre, herkes böyle bir vergiyi seve
> seve öder.
> Kral, alaylı alaylı gülerek:
> - Hakikatten enteresan bir fikir, cevabını vermiş. Bu buluşunuza
> karşılık, sizi akıl vergisinden muaf tutuyorum.
>
> Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galile' ye düşmanlarından biri:
> - Efendim, demiş. Kulaklarınız, bir insan için biraz büyük değil mi?
> Galile:
> - Doğru, demiş. Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama,
> seninkiler bir eşek için fazla küçük sayılmaz mı?
>
> Fransa hükümet ricalinden biri Napolyon' un bir muharebede tenkide
> kalkışıp parmağını harita üzerinde gezdirerek:
> - Önce şurasını almalıydınız, sonra buradan geçerek ötesini
> zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye başlayınca, Napolyon:
> - Evet, demiş. Onlar parmakla alınabilseydi dediğin gibi yapardım.
>
> Bir toplantıda bir genç M. Akif'i küçük düşürmek için:
> - Afedersiniz, siz veterinermisiniz? demiş. M. Akif hiç istifini
> bozmadan şu cevabı vermiş:
> - Evet, biryeriniz mi ağrıyordu?
>
> İdam edilmek üzere olan bir mahkuma:
> - Diyeceğin bir şey var mı? diye sorduklarında:
> - Bu bana iyi bir ders oldu!!
>
> Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı padişahı gibi sefere çıkacağı
> yerleri gizli tutarmış. Bir sefer hazırlığında, vezirlerinden biri
> ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
> - Sen sır saklamayı bilir misin? diye sormuş. Vezir:
> - Evet hünkarım, bilirim dediğinde, Yavuz cevabı yapıştırmış:
> - Bende bilirim.
>
> Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarında ilerlerken,
> keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla:
> - 300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor, der.
> Alparslan hiç önemsemeyerek şöyle der:
> - Bizde onlara yaklaşıyoruz.
>
> Bir filozofa sormuşlar: Şansa inanırmısınız?
> Filozof: Evet, yoksa sevmediğim insanların başarısını neyle
> açıklardım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder